6 Ocak 2023 Cuma

Yatacak Yeri Olmayanlar

Siparişle bir başkasının canını alan tetikçilerin,

Başkasının canını başkasına ihale eden azmettiricilerin,

Yetim malı olan kamu malını çarçur edenlerin, 

Emir ve siparişle bir başkasının aleyhine kalem oynatanların,

Liyakatin yerine sadakati önceleyenlerin, 

Gerçeği örtmek için algılara başvuranların,

Bizden diye suçluyu koruyanların, 

Tarafgirliği gözünü kör edenlerin, 

Bir şeyin ne olduğundan ziyade kimin söylediğine bakanların ve ona göre tavır alanların, 

Eleştirinin yapıcı olanına dahi katlanamayanların, 

Bir prensip edinip bir duruş sergileyeceği yerde tüm ömrünü kişilere adayanların ve kişilerin peşinde koşanların, yanlışı söyleyenleri düşman belleyenlerin,

Sevdikleri gözlerini kör edenlerin ve sevdiklerine yanlışını söyleyemeyenlerin, 

Gerçek ayan beyan iken gerekçelerin ardına sığınanların, 

İnandığı değerlere uygun yaşamayanların, 

Özeleştiri yapmayıp suçu hep başkalarına atanların, 

Güçlüyken tahammülsüz olup aslan kesilenlerin, zayıfladığında sesi çıkmayanların, 

Gücünü güç alıp güçten beslenenlerin, 

Ortak değerleri emellerine alet edenlerin, 

Yazıp çizdiklerini anlamayıp anlamadığını da bilmeyip üzerine ahkam kesenlerin ve gülünç duruma düştüklerinin farkında olmayanların,

Söz ve eylemleriyle çağı okuyamayanların ve zamanın ruhuna uygun hareket edemeyenlerin ve ucuz mücahitlik yapanların,

Savunma ve saldırı refleksiyle ayakta duranların,

Doğruyu bir kendi savunduğundan ibaret görenlerin,

Dün ne isem, bugün de aynıyım diye övünenlerin, gelişim ve dönüşüme kapalı olanların... vb.

Yatacak yerleri yoktur. 

Kaç Yazar?

Bir insan;

allameicihan olsa,

yüksek makamlarda otursa,

dünya kadar para kazansa, 

şöhret salsa,

gücü ve kuvveti yerinde olsa,

gücünü koltuğundan alsa, 

emrinde binlerce çalışan olsa, 

sözü emir kabul edilip tak diye yerine getirilse, 

herkes ona ister korkudan ister özünden saygı gösterse; 

neyi,

nerede,

hangi ortamda,

nasıl,

kimin yanında,

ne şekil yapacağını ve ne söyleyeceğini bilmedikten;

usul,

adap ve

nezaketten yoksun olduktan;

oturduğu koltuğu tartışılır kıldıktan,

her hareketi faul olduktan,

temsil kabiliyeti sıfır olduktan,

kubbede hoş bir seda bırakmadıktan,

gören baş belası geliyor dedikten,

geldiği ve gittiği yere huzur ve güven vermedikten,

sorun çözme yerine sorun olduktan,

sorunun kaynağının kendisi olduğunu bilmedikten sonra şu olmuş, bu olmuş, şöyle biriymiş, pek kudretliymiş... adam olmadıktan ve insanlıktan bihaber olduktan sonra kaç yazar?

5 Ocak 2023 Perşembe

Kayıp Kuşak

Öyle bir devirde yaşıyoruz ki birkaç neslin görebileceği bir hayatı bir kuşak yaşıyor. 

Her kuşağın yaşadığı dönemle ilgili sınavları farklı farklı olsa da 2000'den sonra doğanların imtihanı daha bir farklı. Bu nesle "Z kuşağı", milenyum nesli deniyor. İnsanlar nasıl ki hangi anne ve babadan doğmayı seçemiyorsa, hangi kuşakta da yaşayacağını seçemiyor. Herkes doğduğu dönemin sınavına tabi. Amma zor amma kolay.

Bana hangi kuşakta yaşamak istersin dense; şu mu, bu mu diye tereddüt ederim ama kesinlikle yaşamak istemediğim nesil, "Z" neslinin yaşadığı dönemi yaşamak istemeyeceğim kesin. Çünkü imtihanları zor. Ben bu nesle kayıp kuşak diyorum. Gizemli kuşak da denebilir. Kayıp veya gizemli hangi ismi verirsek verelim, bu nesli çok iyi tanıyabildiğimizi söyleyemem. Hoş, bu nesil de bizi böyle bilin diye bir çaba içine girdiğini sanmıyorum. Bildiğim bir şey var ki bu nesil önceki nesillere benzemiyor. Geleceğimizin teminatı, ülkeyi emanet edeceğimiz ve yapılacak genel seçimin kilit kitlesi bu nesil kimdir? İzninizle bu soruya cevap arayacağım. Bu nesil;

Renk vermiyor, 

Fazla konuşmuyor, 

Büyüklerin içine pek girmiyor,

Genelde kafelere takılır, 

Her şeye ilgisizmiş gibi davranıyor, 

Gündelik tartışmalara bigane, 

Yüzleri pek gülmüyor, 

Giyim ve kuşama pek önem vermiyor, 

Dine ve değerlere mesafeli, 

Siyasete uzak, 

Haber izlemez. Gündemi youtube'dan takip eder. 

Ellerinde telefon, kulaklarında kulaklık, sırtlarında sırt çantası ile görünürler, dünyaları o küçücük telefondur. 

Toplum meselelerine duyarsız gibi bir görünüm veriyorlar,

Yüzleri endişeli,

Hayata küskünler, 

Umutsuz ve çözümsüz vaka görüntüsündeler,

Geleceğe ve hayata dair umutları yok izlenimi veriyorlar,

Aile ziyaretlerinden uzaklar.

Yedikleri yiyecek ve yemekleri bile farklı... 

Gençlerle ilgili çok şey yazılabilir. Her ne kadar hiçbir şeye ilgi gösteriyormuş gibi bir görüntü verseler de bu gençler aslında çok duyarlı. Renk vermediklerine bakmayın. Her birinin fikri ve zikri var. Belki de bu verdikleri görüntüyle keşfedilmeyi ve dokunulmayı bekliyorlar. Bu gençleri anlayabildiğimizi sanmıyorum. Ortak özellikleri olsa da hepsi tekdüze değil. Önümüzdeki seçimin sonucunu etkileyecek bu nesli yanlarına çekmek için siyasi partiler ne kadar çaba sarf etseler de bugüne kadar hiçbir siyasi parti onları okuyamamış, onlara yönelik bir proje geliştirememiştir. Hasılı mutsuz, gizemli ve kayıp bir kuşakla karşı karşıyayız.