Cuma namazını kılmak için Alâeddin Tepesindeki camiye yöneldim. Eski nikah salonunu sağıma aldım. Yukarı doğru tırmanıyorum. Bir taraftan ezanlar okunuyor.
Nikah salonunun kuzeyinden camiye doğru yürürken biraz aşağıda kalan yol üzerinde bir gürültü koptu. Bir erkeğin sesi geliyordu. Al şunu yerden diyordu. Başımı çevirip baktığımda yere atılanın bir çiçek demeti olduğunu gördüm.
Biri kız, diğeri erkek iki gençti tartışan. Sadece erkeğin sesi geliyordu. Belli ki erkek kıza çiçek vermiş, kız da çiçeği yere atmış. Erkek yerden aldığı çiçeği alıp kıza vermeye çalışıyordu. Erkeğin yüksek sesle konuşmasından kız geri dönüp giderken erkek seslendi: "Gidersen dört yıllık birlikteliği bitirirsin. Bu iş biter. Bunu istiyor musun” diyordu. Birlikteliği bitirmeye niyeti olmayan kız tekrar geri dönüp erkeğin yanına geldi.
Kız geri gelmesine rağmen erkek sakinleşmedi. Kız yanında yürümek istiyor ama erkek durdurup konuşmaya daha doğrusu bağırmaya devam ediyor. Bir taraftan da elindeki telefondan bir yerlere bakıyor. Erkeğin sesi yükseldikçe geçip gidenler sakin sakin konuşmalarını önerdi. Erkek, "Haklısınız. Ben böyle değildim" dedi. Etrafında gelip geçen azaldıkça erkek kıza yine fırça kayıyordu. "Telefonuna bakmasam haberim olmayacaktı. Bu ne şimdi" dedi. Kız, "Açıklayabilirim, demiş olmalı ki erkek, "Neyi açıklayacaksın" diyerek kızı susturuyor. Kız edebinden mi susuyor yoksa suçundan dolayı mı susuyor bilmem. Nikah salonunun görevlisi, "Millet cumaya gitti. Bunun zamanı değil diye uyardı. Her uyarı ile ses biraz kısılsa da erkek kendini tutamıyordu.
Onlar tartışa dursun. Ben camiye girdim.
Anladığım kadarıyla Alâeddin’de buluşmuşlar. Buluşmaya gelmeden önce erkek çiçek yaptırmış. Belki de dört yıl önce tanışmalarının anısına bir çiçekti bu.
Dört yıllık birlikteliğin bu noktaya gelmesinde, sanırım, kıza başka birinin gönderdiği mesajlar neden olmuş. Erkek kızın telefonunu zorla mı aldı yoksa telefonuna bakarken mesajları görmüş olmalı ki erkek bu mesajları aldatma olarak görüyor ve var gücüyle kıza kızıyor. Kırmızı görmüş boğa gibi bir haletiruhiye içerisine girince, "açıklayabilirim" denmesine bile kulak vermiyor.
Sonra ne yaptılar, bağırış çağırış yola devam mı ettiler, arayı buldular mı, kıza izah imkanı verildi mi, kız çekip gitti mi, birliktelik devam edecek mi, burada bitti mi bilmiyorum. Şu var ki herkesin gözü önünde bu durum hiç hoş kaçmadı. Dört yıl birliktelik de bana normal gelmedi. Şimdiye kadar bu birliktelik çoktan evliliğe dönüşmesi gerekirdi. Bir diğer husus, kızın telefonunun erkekte ne işi var? Erkek telefonunu niye alır, ona ait bir telefonu niçin karıştırır? Kız niye telefonunu verir? Bunları da anlamış değilim. Zira telefon kişiye özeldir. Bir başkasının karıştırması doğru değil. Daha nişanlı ve evli bile olmayan bu ikili, daha nikah bağı bile yokken erkeğin müstakbel eşine güvenmezse, kendisini aldattığına inanıyorsa, bu ilişki evliliğe nasıl dönüşür, dönüşse bile bu evlilik ne derece sağlıklı yürür?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder