Bir umut hakkıdır gidiyor bugünlerde. Fitili de siyasetin duayeni Meclis grup toplantısında ateşledi: "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’de, DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini açıklasın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenleme yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın” dedi.
Hiç beklenmeyen bu ifadeler ne zamandır Türkiye gündeminde. Yerinde bir çıkış deyip destek veren kadar olmaz deyip tepki gösterenler de var. Sessiz çoğunluk pek sesini çıkarmasa da bu umut hakkını pek içine sindirmişe benzemiyor.
Bu çağrının ardından uzun bir bekleyiş sonrası Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve Ahmet Türk'ten oluşan DEM heyeti İmralı'ya giderek terörist başı ile görüştü. Görüşmenin ardından terörist başının sözleri yazılı olarak kamuoyuna duyuruldu.
Adına barış süresi, demokratik açılım denmese de bir süreç başladı. Büyük çoğunluk endişeli gözlerle bu sürecin akıbetini merak ederken bir kısım insanımız da siyaset büyüğünün bir bildiği var, iyi şeyler olacak, terör bitecek umudunu taşıyor.
Halkın hepsi 80'den bu yana devam eden terörün bitmesini istiyor. Çünkü 40 binden fazla insanın canına mal oldu bu terör süreci. Halkın endişesi, umut hakkı diye başlatılan bu sürecin, önceki demokratik açılım veya çözüm süreci gibi akim kalmasıdır. Değilse herkes bu konuda çözüm bekliyor.
Umut hakkı nedir bir hatırlayalım.
“Umut hakkı, ceza hukukunda, hapis cezasına mahkûm edilen bireylerin belirli süreler boyunca gösterdikleri iyi hal ve davranışları göz önünde bulundurularak, suçluların cezasının bir kısmını çektikten sonra kanunla belirlenmiş şartlar dahilinde koşullu salıverilme olasılıklarının değerlendirilmesi ve suçlunun geri kalan suçunu dışarıda tamamlama imkânı sunulması demektir.
Suçlunun umut hakkından yararlanabilmesi için “belli bir süre cezaevinde kalması (toplam mahkûmiyetin üçte ikisi veya dörtte birini yatması), bu süreçte iyi hal davranışları göstermesi (disiplin cezası almamış olması, sosyal rehabilitasyonlar süreçlerine katılması) önemli kriterlerdendir.
Ağır suçlar nedeniyle bazı mahkûmlar umut hakkından yararlanamazlar.
25 yıldır içeride olan ve İmralı’da tutulan Öcalan, adı üzerinde terörist başı. 40 bin kişinin katili olarak görülüyor. Aldığı ceza ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası. Böyle ağır ceza alan birinin bahsedilen umut hakkından, halihazırdaki ceza kanununa göre yararlandırılması mümkün değildir. Sayın Bahçeli’nin ifade ettiği gibi bunun için kanuni düzenleme gerekir. Bu düzenleme için de Öcalan’ın terörün bittiğini ve örgütün lağvedildiğini açıklaması gerekiyor.
Buna karşılık DEM’in veya Öcalan’ın, hapisteki 8 binin üzerindeki PKK’li suçlunun salıverilmesi ve genel af çıkarılması gibi şartlar dillendirdiği yazılıp çiziliyor.
Bir sonraki yazımda da bu umut hakkı sürecine dair değerlendirmeme yer vereceğim.
Yorumlar
Yorum Gönder