Ana içeriğe atla

Suya Ayar Vakti

Büyükşehir Belediyemiz enflasyon güncellemesi çerçevesinde, üç aydan üç aya şebeke suyunda fiyat ayarlaması yapıyor. Şu ana kadar 15 m³'ü KDV ve ÇTV hariç 27,95 TL iken 1 Ocaktan itibaren şehir merkezindekiler, tonunu KDV ve ÇTV hariç 30,27 TL'den içecek. 16 ton ve üzeri sarfiyat ise yine KDV ve ÇTV hariç 42,96 TL'den hesaplanacak. Cıs! Hiç tavsiye etmem. 
KDV ve ÇTV oranlarını bilmiyorum. Bu rakamlara siz bu oranları da ekleyiniz.
Su uyur düşman uyumaz demeyeceğim. Çünkü su uyuduğu zaman belediyenin sayacı da uyuyor. Sayaç uyumayınca belediye de çalışıyor. Çünkü hizmette sınır yoktur. Yani kullanmazsan sorun yok. Tek kuruş ödemezsin suya.
Kullanmazsak olmaz. Zira su hayat ve her şey derseniz, 15 tonu geçmeyecek şekilde kendinizi ayarlamanızı şiddetle öneririm. Benim önerimi dikkate alın ama gittiğim yoldan gitmeyin. Zira 15 tona göre ayarlayamadım hiç kendimi. Yani hiç hesabım tutmadı. 
Bu demek değildir ki battı balık yan gider. Öyle değil. Nasıl ki belediye hesap kitap yapıyorsa, hiç hesabım tutmasa da ben de yine hesap kitap yapacağım. Hesabımın tutmamasını lütfen ayıplamayın. Çünkü hesabı tutmayan tek ben değilim. Koskoca devletin yıllık enflasyonu tutmuyorsa benimki de tutmuyor. Bu demektir ki devlet tencere ise ben de kapağım. 
Hesap ve kitabın tutmamasında, her ne kadar sorumluluk evin aile reisi olarak bende ise de eve gelen misafirlerim de bu hesabın tutması için bundan sonra taşın altına elini koyacak.
Misafir ne yapabilir. Sen evin içine bak demeyin. Benim gücüm evin içine yetmez. Ancak misafire sözüm geçer. Bilin ki tasarruf genelgesinde Meclis ve Beştepe gibi bazı  istisnalar var ise tasarrufta da benim ev istisna. 
Bu arada misafir deyip de geçmeyin. Geçen iki defa kalabalık misafir ağırladım. İlkinde üç çaydanlık çay, ikincide 2 çaydanlık çay gitti. Afiyet olsun ama bu kadar su nereden gelir demediler. Abbas'ın kör kazı gibi içtiler. İçleri çayla doldu. Hele biri vardı. Yanıma oturdu. Güya çayı pek sevmezmiş. Doldur üstat dedi durdu. Bildiğin çaykolik çıktı. İyi ki çayı sevmiyormuş. Bir de sevseydi, halim nice olurdu, benim adıma siz düşünüverin. Bu arada KDV ve ÇTV dahil suyun tonu kaça varıyor, yaptınız mı bu hesabı? 
Toplam beş demlik çaydanlığa ne kadar su gittiğini de hesaplaya durun. 
Bizim çayı içenler şişede durduğu gibi durmadı. Akar yanı aşağıda imiş bazılarının. Üstat, tuvalet müsait mi dedi bazıları. Bunu duyunca çaya giden sudan geçtim. WC, lavabo... vay anam vay. Mübarekler, tutamayacaksınız, niye içtiniz bu kadar çayı? 
O kadar çayın ardından, içilen çay susuzluklarını gidermemiş olmalı ki üstat, bir su getirir misin dedi iki tanesi. Emriniz olur. Hepsi de benden küçük üstelik. Suyu da getirdim. Lıkır lıkır içtiler. Çay, su derken adeta Salih peygamberin devesi gibi içtiler diyeyim de siz beni anlayın. 
Bu arada anlayışınız için teşekkür ediyorum. 
Bu misafirler meselenin ciddiyetini anlamadılar. Yazı konusu ediniyorum ki kafaları dank etsin. Şayet bir daha evime misafir gelirlerse, lütfen bir bardak çayla yetinin ki hem çaydanlık çaydanlık çay çekmeyeyim hem de ardından soluğu tuvalette almayın. Bir bardak içince, kafi. Ziyad olsun. Fazlası uyutmuyor deyin. Unutmayın ki bir bardakla yetinirseniz ölmezsiniz. Umarım, su konusundaki hassasiyetime gerekli özeni gösterirsiniz değerli misafirlerim. 
Bu arada bizim okulda öğleye kadar görevli 13 çaydanlık çay demliyormuş. Vay be! 
Beterin beteri var dedikleri böyle bir şey olsa gerek. 
Benim misafirler yine iyiymiş. Görevli, "Kınık sığırı gibi içiyoruz" dedi. Abbas'ın kör kazı değil miydi dedim. Böyle de denir dedi. 
Bu arada sayın misafirlerim, fazla çay sizi tuvalete götürdüğü gibi aynı zamanda kansızlık yapıyormuş. Bilin istedim. 

Yorumlar

  1. Merhabalar.
    Normal iki kişilik bir aile aylık en az 8 ila 10 ton arası su tüketir. Bir haftada üç kez duş alınır. İçme suyumuzu dışarıdan satın alıyoruz. Yemek, çay, bulaşık, temizlik ve duş alımında tüketiyoruz 10 ton suyu. Aralık/2024 ayında su tüketimimiz yine 10 ton ve karşılığında 301,74 TL. fatura ödedim.
    Faturaları hep saklarım, hadi erinmeyim ve detayına da bakalım.
    Su bedeli : 178,68 TL.
    Atık Su bedeli: 89,34 TL.
    Çevre Temizlik: 23,00 TL.
    Kdv. : 10,72 TL.
    Toplam : 301,74 TL.
    Diğer türlü belediyemiz kaç aya bir su fiyatlarını ayarlar, bilmiyorum. Çünkü, hiç takip etmedim.
    İşte bizim suyun hikayesi de böyle.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda...

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam ...

Sami Hoca

Sami YÜCE İçi nasıldı bilmem ama dışa karşı şen şakrak biri idi.  Bulunduğu ortamlarda insanları güldürmeyi becerirdi. Şaka yapar, şakadan da anlardı. Çağın yaşatan Nasrettin hocasıydı.  Girdiği ortama çabuk intibak sağlar, insanlarla hemen iletişim kurardı.  Uzaktakileri belirli periyotlarla telefonla arayarak hal hatır sorardı.  İnsan canlısı biri idi. Herkesin derdi ile dertlenirdi.  Büyükle büyük, küçükle küçüktü.  Eli açık biriydi. Yedirmekten, izzet ve ikramdan kaçınmazdı. Dinlendik, Avcıtepe, Habiller, Güneysınır İlçe Müftülüğünde, Güneybağ ve Mevlana Mahallesindeki camilerde görev yaptı.  Görevine sadık biri idi. Mesaisi namaz vaktinden namaz vaktine değildi. Namaz harici bile camideydi. Görev yaptığı camileri tertemiz tutar, camlarına varıncaya kadar caminin temizliğini yapardı.  Paraya önem vermediğinden midir para yönünden yüzü pek gülmedi. Paraya ihtiyacı olduğunda kredisi vardı. Kimden borç istese eli boş dönmezdi. Şu gün vereceğim de...