Türk siyasetinin ve Meclisin renkli siması kim dense, Sırrı Süreyya Önder derim.
Hayatı yokluk, protesto ve hapis hayatıyla geçmiş dense yeridir.
Bildiğim kadarıyla yargılanması devam ediyor.
Kimdir diye baktığımda, Adıyamanlı Türkmen bir ailenin çocuğu olan Önder hakkında; yönetmen, senarist, yapımcı, oyuncu, gazeteci ve siyasetçi yazıyor.
Dört dönemdir milletvekilliği yapan Önder, vekil olmasına rağmen yurtdışına çıkış yasağı var. Yani sakıncalı piyade muamelesi görüyor. Meclis başkanvekilliği görevini sakıncalı görmeyen devlet, yurtdışına çıkış yasağı koyuyor.
Halihazırda TBMM başkan vekilliği görevini de yürütüyor.
Burada, Sırrı Süreyya'nın kim olduğundan ve hangi partiden vekil seçildiğinden bahsedecek değilim. Sırrı Süreyya'nın espri ve mizah yönü, donanım ve birikimi ve hazırcevaplığı dikkatimi çekti.
O kadar birikimli, mizah yapan ve hazırcevap gördüm ama Sırrı Süreyya gibisini görmedim. Verdiği cevaplardan da kimse gocunmuyor ve tepki göstermiyor. Hatta ortamı yumuşattığı, insanları rahatlattığı muhakkak.
Önder'in bu yönünü bildiğimden, aklıma geldikçe ve önüme düştükçe kısa videolarını dinler ve izlerim.
Bir defasında yine Meclisi yönetirken soru cevap faslına dair bir görüntü önüme düştü. Şanlıurfa milletvekili, ilinin sorunlarını dile getiriyor. Şu eksik, bu eksik, şu yapılmadı, bu yapılmadı şeklinde tüm eksiklikleri saydı. Derdini anlattıktan sonra neler yapabiliriz Sayın başkan dedi.
Tüm bu konuşmayı baştan sona dinleyen Sırrı Süreyya, taşı gediğine koydu ve şu cevabı verdi: "Sayın Tanal, sizi ve Meclisin tenzih ederek söylüyorum. Davacının ahmağı, derdini mübaşire anlatırmış" dedi. Son noktayı koydu. Öyle zannediyorum, gülüşmelere neden olmuştur bu benzetme ve cevap.
Yine bir Meclis yönetiminde bir partinin grup başkan vekili söz istiyor. Söz veriyor. Söyle derdini diyor: "Az önceki konuşmacı bize sataştı. Utanmıyor musunuz" dedi. Hemen araya girerek "Utanmıyorum de sende" dedi. Bu cevaba hatip dahil herkes güldü. Ardından, "Utanmıyor musun derken soru işareti yok. Ünlem işareti var” dedi. Önder, "Ben keramet ehli değilim. Orada ünlem işaretini göremiyorum" dedi.
Sözün özü, Mecliste ve her yerde böyle kelamı kibar, donanımlı ve hazırcevap insanlara ihtiyaç var. Nerede böyleleri varsa, bilin ki oradakiler, işlerinin arasında hoşça vakit geçirirler ve yorgunluklarına değer.
Merhabalar.
YanıtlaSilÖnder Sırrı Süreyya'yı meclis oturumlarını yönetirken haberlerde gördüm sadece. You Tube'de hiç izlemedim. Haberlerde de çok kısa anlık görüntüler olduğu için hiç fark etmedim. Siz, Sırrı Süreyya' yı iyi tahlil etmişsiniz. "Davacının ahmağı, derdini mübaşire anlatırmış" söylemini gerçekten çok anlamlı ve ilginç buldum. Meclisteki oturumda karşılaşılan olaya da CUK diye oturmuş ve yakışmış gerçekten.
Selam ve saygılar.