Ana içeriğe atla

Asgari Ücretliye Reva mı Bu?

İlk üç toplantının ardından, dördüncü toplantı yapılmadan açıklanan % 30 asgari ücret zammı; işçiyi, işçi sendikalarını ve kamuoyunu hiç memnun etmedi.
Bu kadar memnuniyetsizden bir memnuniyet ortaya çıkar mı? Bekleyip göreceğiz.
Halbuki memnuniyet esas olmalıydı. Çünkü moral önemliydi. 
Gördüğüm kadarıyla süreç iyi yönetilmedi.
Süreç nasıl işletilebilirdi? 
Pekala asgari ücret tespit komisyonu hiç toplanmadan bu açıklama yapılabilirdi.
Ya da tespit komisyonu 2024 asgari ücrete hiç artış yapılmamasını karara bağlayabilir, kararın açıklamasını Cumhurbaşkanına bırakabilirdi. Cumhurbaşkanı da 22.104 TL olarak açıklayabilirdi. 
Ya da Çalışma Bakanı 21.104 TL olarak asgari ücreti açıklardı. Üzerine de 1000 lira Cumhurbaşkanı güncelleme yapardı.
Ne fark eder, aynı şey demeyin. İşçi bu sene zam yok deyip kara kara düşünürken Cumhurbaşkanı'nın % 30 zam yapması hiç yoktan iyi deyip yüreklere su serperdi.
Bu aşamadan sonra asgari ücret değişmeyeceğine göre yapılması gereken;
İşveren 2025 yılı boyunca ürettiği ürünlerine % 30'dan fazla zam yapmamalı.
Devlet de vergi oranlarını % 30'un üzerine çıkarmamalı.
Aynı şekilde ev ve işyeri kiraları da yüzde 30 zammı aşmamalı. 
Kısaca hiçbir ürün % 30'dan fazla zam görmemeli.
Son olarak Çalışma Bakanı "Bugüne kadar işçiyi enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz" açıklaması yapabilirdi. Bu da moral açısından önemliydi.
Bir diğer moral de her cuma hutbesi bitiminde hatiplerin yaptığı duaya, asgari ücretle çalışanlara dua eklenebilir. Mesela, Allah işçimize ecir ve sabır versin gibi.

Yorumlar

  1. Merhabalar.
    Hiçbir şeye zam yapılmasın, emekliye de asgari ücretliye de zam yapılmasın. Ama kazın ayağı öyle değil. O zaman piyasaya yapılan zamların ortalaması alınsın, emekliye, memura, işçiye, asgari ücretliye de o oranda zam yapılsın.
    Elbette asgari ücretliye bu zam reva değil.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. As. Yazık bu asgari ücretliye. Dalga geçmektir. Ölüme terk etmektir. Başkasının ödemesi gereken bu bedeli maalesef tek üretim insanı asgari ücretli ödüyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda...

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam ...

Sami Hoca

Sami YÜCE İçi nasıldı bilmem ama dışa karşı şen şakrak biri idi.  Bulunduğu ortamlarda insanları güldürmeyi becerirdi. Şaka yapar, şakadan da anlardı. Çağın yaşatan Nasrettin hocasıydı.  Girdiği ortama çabuk intibak sağlar, insanlarla hemen iletişim kurardı.  Uzaktakileri belirli periyotlarla telefonla arayarak hal hatır sorardı.  İnsan canlısı biri idi. Herkesin derdi ile dertlenirdi.  Büyükle büyük, küçükle küçüktü.  Eli açık biriydi. Yedirmekten, izzet ve ikramdan kaçınmazdı. Dinlendik, Avcıtepe, Habiller, Güneysınır İlçe Müftülüğünde, Güneybağ ve Mevlana Mahallesindeki camilerde görev yaptı.  Görevine sadık biri idi. Mesaisi namaz vaktinden namaz vaktine değildi. Namaz harici bile camideydi. Görev yaptığı camileri tertemiz tutar, camlarına varıncaya kadar caminin temizliğini yapardı.  Paraya önem vermediğinden midir para yönünden yüzü pek gülmedi. Paraya ihtiyacı olduğunda kredisi vardı. Kimden borç istese eli boş dönmezdi. Şu gün vereceğim de...