Kaba ve sabalıkta, hakaret ve
küfürde, çirkeflik ve belden aşağı vurmada bazıları çok iyi yarışıyor. Bu tür
yarışanları hayret ve ibretle izliyorum.
Sen bana veya benim sevdiğime şunu
dedin, al sana.
Sen benim değerlerime hakaret
ettin, al senin değerine.
Bunu sen başlattın, al sana...
Bu tür söz ve hakaret düellosu
maalesef bu toplumda diz boyu. Dindarı, dinsizi, dine mesafelisi, ahlaklısı ve ahlaksızı,
okumuşu ve cahili bu konuda adeta yarışıyor. Özellikle kelli felli, etkili ve yetkili
ve sorumluluk sahibi kişiler yapıyor bunu. Halbuki topluma örnek olma gibi bir misyonları
var bu tiplerin. Merak ediyorum böyle mi örnek olacaklar?
Güya altta kalmayacaklar. Hakarete
daha büyük hakaretle karşılık verecekler.
Ben buna seviye yoksunluğu diyorum.
Kısaca seviyesizlik.
Halbuki rakibin seviyesine inmek, kişi
dilinin altında saklıdır. Konuşunca kendini ele verir sözünü haklı çıkarmaktır.
Merak ediyorum bu seviyesizlikte
kim kimin hocası. Öyle ya bu şekilde yarışanların bir hocası olur.
Hepiniz bilirsiniz, yine de
hatırlatayım. "Sırplarla savaşırken bir komutan Aliya’ya gelir ve
şöyle der: 'Efendim, Sırplar bizim kadınlarımıza tecavüz etti. Çocuklarımızı
öldürdü. Köylerimizi yaktı. Şimdi biz de Sırpların bir köyünü kuşatma
altına aldık. Biz de onlara bize yaptıklarının benzerini yapacağız.'
Aliya şöyle cevap verir: 'Onlar
gibi davranamayız. Çünkü onlar bizim öğretmenimiz değildir.”
Öyle ya Sırpları öğretmen kabul
eden Sırpların yaptığını yapar ve Sırpların seviyesine düşer. Başka türlü nasıl
davransın.
İyi de Sırplar bize kötülük yaptı,
şimdi sıra bizde. Biz de onlara aynısını yapacağız demek, aradaki farkı
kaldırır. Bu durumda ha Sırp olmuşuz ha Türk ya da Müslüman. Ne fark eder değil
mi?
Rakibinin dilini kullanmak, onun
seviyesine düşmek, kendinde cacık olmayan herkesin işi. Halbuki rakibin yaptığı
ağza alınmayacak kötü söz ise önemli olan onun seviyesine inmemektir. Hatta bu
tiplere senin seviyene düşmeyeceğim demek bile yeterlidir. İşte adamlık
budur.
Hasılı seviyesizliğin dibini yaşayanları,
bu seviyede yarışanları, söylediklerinde haklı olsalar bile onları örnek almamak,
yapılana destek vermemek ve tasvip etmemek en güzeli. Bırakalım bu tipler seviyesizliğin
dibini yaşamaya devam etsinler. Çünkü işini kaba kuvvet, hakaret ve belden aşağı
vurarak yapanların bize verebileceği bir şey yoktur. Bizler iyi, güzel ve hayır
olan işlerde yarışalım.
*30.08.2024 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder