FB'nin ardından GS
de eleme maçını kaybederek Şampiyonlar Ligi gruplarına kalmadan bu lige veda
etti.
Hasılı Şampiyonlar
Liginde ülke olarak yokuz.
Özellikle GS'in
elenmesi hiç sürpriz olmadı benim için. Çünkü bırakın Şampiyonlar Lig'inde
gruplara kalmayı, küme düşmeye oynayan bir Anadolu takımını bile yenemezdi her
iki oyunda da oynadığı oyunla.
Maddi değer
bakımından kendinden çok çok zayıf bir takım karşısında, kendi sahasında bu
şekil ecel terleri dökmesi anlaşılır gibi değil. Sanırsın ki saha Young Boys
takımının sahası. Ne doğru dürüst pas var ne taktik var ne rakip takımın
sahasında top çevirme var. Tehlike yaratacak tehlikeli bir atağı bile yok.
Rakip takım sol
tarafı otoban yaptı doksan dakika. Sanırsın ki puana ihtiyacı olan Young Boys
takımı. Ne teknik direktör çözüm üretti ne o kanadın futbolcuları bir şey
yapabildi.
İlk 45 dakika GS
sahada yoktu. 45 dakika boyunca teknik direktör tribünde bizimle beraber
izledi.
İkinci yarıda
yapılan değişikliklerle takımda bir hareketlilik oldu ama plan, taktik ve galip
gelme amacı olmayınca sonuca gidemedi.
Young Boys
karşısında izlediğim GS son iki yılın şampiyonu güya. Takımdan doğru dürüst
giden futbolcu da olmadı üstelik. İyi diye alınıp yüklü para verilenler de
vasat.
Köklü ve büyük kulüp
olmakla övünen GS bu ligin açık ara şampiyonu. Gel gör ki ortaya koyduğu futbol
evlere şenlik. Bir ülkenin iki yıl art arda şampiyonu ve 24 defa kupayı
müzesine götüren takım böyle oynuyorsa var sen öbür takımları düşün. Fenomen
hakem Collina da şaşırmış Galatasaray'ın oyununa. Bu mu ülkenin şampiyonu demiş
hayretinden. Adam haklı. Ne diyeceksin.
Galatasaray’da oynayan
üç beş futbolcuyu bir kenara bırakalım. Diğeri Anadolu takımlarında bile oynayacak
vizyona sahip değiller.
Galatasaray’a uzun yıllarını
vererek başarılı sezonlar geçiren Muslera da yok yere ve centilmenliğe aykırı aldığı
kırmızı kartla bizim futbolculara benzemiş.
Seyirciye ne demeli?
Sahadan çıkan futbolculara su şişesi atıyorlar ve maçı soğutuyorlar. Adamların istedikleri
buydu zaten.
Hasılı GS ismine yaraşır
şekilde oynamadı. Young Boys takımı her iki maçta da oynadığı oyunla ben Şampiyonlar
Ligine daha çok yakışırım dedi. Bükemediğin eli öpeceksin. Öyle su şişesi atmaya,
rakibe çelme takmaya hiç gerek yok. Çünkü oyunu çirkinleştirmektir bu.
Görünen o ki
Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi, Konferans Ligi bizim takımlara göre değil.
Bir-iki takımı yenerek bir üst tura çıkan da eli boş olarak ülkeye geri
dönüyor.
Merak ettiğim Avrupa’da
yoksa bu takımlar, annelerinin liginde şampiyon olmakla yetineceklerse, ne diye
milyon eurolar verip yabancı futbolcu transferi yapıyorlar? Niçin milletin parasını
başkasına yediriyorlar?
Yazık ki yazık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder