Sınıf hakimiyeti olmayan tecrübesiz
ön lisans mezunu ücretli din kültürü öğretmeninin ardından, emekli ve tecrübeli
din kültürü öğretmeni okulumda göreve başlamadan cuma günü ziyaretime geldi.
Odamda çayımızı yudumlarken tecrübeli
hocama tereciye tere satmak gibi olmasın hocam.
Siz yıllarca İHL’lerde meslek derslerine
girdiniz. Mesleğimizin duayenesin. Sınıfa nasıl hakim olacağınızı ve öğrenciye nasıl
davranılacağını bilirsiniz. Yine de bazı hususları açacağım burada.
Okul İHL değil, öğrenciler de İHL öğrencisi
değil. Burası sınavla öğrenci alan puanı yüksek bir Anadolu lisesi. Bizde hep tip
öğrenci var. Veli profili de farklı.
İHL öğrencileri gibi bizim öğrencilerimizin
başı kapalı değil. Kılık kıyafete çok önem vermiyoruz.
Seçmeli ders olarak Kur’an derslerine
de gireceksiniz. Çocuk okuyamayabilir, başı açık ve abdestsiz Kur’an okumak isteyebilir,
izin vermiyoruz ama tırnakları ojeli olabilir. Bu çocuklara ne verebilirsek artık.
Dinden soğumasınlar, dini ve din kültürü öğretmenini sevsinler yeter. Ahlaki olarak
ne dokunabilirsek. Gönüllere dokunmaya çalışalım. Şiddet zaten uygulamazsınız. Bunu
söylemeye gerek yok ama bazı din hocalarının bu konuda sicili bozuk. Bilsin veya
bilmesin, okusun veya okuyamasın, vereceğimiz notlar da mümkün olduğunca yüksek
olsun. Notu silah olarak kullanmayalım. Süreyi ezberlemedi diye zayıf vermeyelim
dedim.
Hocam, Allah razı olsun, ben mesajı
aldım. Ben de böyle düşünüyorum dedi. Pazartesi görüşmek üzere ayrıldık.
Hocamız derslere girmeye başladı. O
memnun biz memnunuz. Teneffüslerde ziyaretime geliyor, koridorda selamlaşıyoruz.
Derse zamanında geliyor, zamanında çıkıyor. Nezaket ve görgüsüne de şapka çıkarıyorum.
Bu memnuniyet fazla sürmedi. Öğrencilerden
şikayet gelmeye başladı. Odama biri girdi, diğeri çıktı. Tehdit ediyormuş öğrencileri
sınıfta. Şöyle yaparım, böyle yaparım diyormuş. Aha sana şu zayıfı verdim diyormuş.
Öğrencilere, hocanız öyle değil, size bir şey yapmaz, nazik ve kibardır, Anlayışlıdır.
Size düşük vermez. Şakasına söylüyordur. Bakmayın öyle sıktığına diyerek ikna ettim
onları.
Yine bir görüşmemizde, hocam, şaka yaptığınızı
ve işi ciddiye alsınlar diye böyle davrandığınızı biliyorum. Öğrenciler baya korkmuş
dedim. Elbette şaka hocam. Ben hallederim. Ne yaptığımı biliyorum. Bu arada mesajı
aldım dedi gitti.
Gitti ama yememiş, içmemiş çocuklara
uylaya kalmış. Öküz herifler, bir de beni müdüre şikayet edersiniz ha türünden öğrencilere
yapmadığı hakaret kalmamış. Öğrencileri iyice sindirmiş ve soğutmuş kendinden. Sonradan
birkaç öğrenci söyledi bana bunu. Bu ikinci duyduklarıma şoke oldum. Çünkü hiç beklemiyordum
böyle bir tavır içine gireceğini. Daha bana gelmeyen neler var kim bilir. Güya her
konuşmamızda mesajı çok iyi aldım hocam, sağ olun diyordu.
Bir şekilde kazasız ve belasız dönemi
bitirdik. Okulun son haftasına geldik. Şükrüm fazla sürmedi.
Kapımı sosyete bir aile çaldı. Buyur
ettim içeri. Kadın sosyete, kocası da üst rütbeli bir askermiş. Hocam, şikayet gibi
olmasın. Dönem bitti. Yalnız bizim çocuğun başına gelen başka çocuğun başına gelmesin
diye size bir konuyu açmaya geldik. Çünkü çocuğumuz psikolojik yönden çok etkilendi
dediler. Hayırdır, lütfen açık açık söyleyin dedim.
Çocukları arka sıradaki arkadaşına dönük
bir şey konuşurken öğretmeniniz derse girmiş. Herkes ayağa kalkmış. Bizim çocuğun
sırtı dönük olduğu için öğretmenin geldiğinden haberi olmamış.
Öğretmen gelmiş. Çocuğa arkasından sırtına
dirseğiyle vurup ben gelince nasıl ayağa kalkmazsın ha demiş.
Hangi öğretmen bu dedim. Ücretli din
kültürü öğretmeniniz dedi. Niye o zaman gelip durumu anlatmadınız dedim. Öyle uygun
gördük. Çünkü şikayet gibi bir niyetimiz yok. Sadece daha dikkatli olsunlar diye
iş işten geçtikten sonra sizi rahatsız ettik dediler.
Vay be, ayağa kalkmadığı için dirseğiyle
öğrenciyi dövmek. Nasıl olur böyle şey. Üstelik çocuğun bir kastı yok. Sonra kalkmasa
ne olurdu. İnanın, çok üzgünüm. O öğretmenim adına sizden özür diliyorum. Hassasiyetiniz
için de çok teşekkür ediyorum dedim. Uğurladım.
Tecrübeli din kültürü öğretmenim bu
son yaptığıyla gözümden iyice düştü. Bir daha mı tövbe tövbe. Gerekirse dersim boş
geçsin. Asla çalışmam dedim.
Gördüğünüz gibi ne umdum ne buldum.
Acemisinden çektim, tecrübelisinden de.
Ücretli veya ücretsiz, emekli veya çalışan,
tüm din kültürü öğretmenleri böyle değil ama kahir ekseriyeti makam ve mevkide imtihanı
kaybettiği gibi parayla imtihanı da kaybettiler. Son iki yazımda da anlatmaya çalıştığım
gibi usul, yol ve yordam konusunda da çoğu sınıfta kalıyor. Bir türlü öğrencinin
seviyesine inemiyor. En ufak bir şeyde şiddete meyyal olabiliyor.
Yorumlar
Yorum Gönder