Parayla da imtihan dönemi başladı bu din kültürü branşında olanların.
Müdür ve yardımcı olamayan bu branş erbabının çoğu, okullarında otuz saat derse
girmeye başladı. Bu demektir ki ek derslerini tam alacaklar ve ek ders kaygısı
kalmayacak.
Her okulda olmasa da bazı İHL'lerde ilk hafta haftalık otuz
saat giren öğretmenler, ikinci hafta isyan bayrağını açmış. Bizim ek dersimiz
iki saat düştü demişler. Bu düşüşün sebebi de hem tecrübe kazansınlar hem branş
ihtiyacı giderilsin hem de harçlıklarını kazansın diye bu okullara ilahiyat son
sınıf öğrencileri gönderilmiş. Bu öğrencilere de ders verilince okuldaki din
kültürü ve İHL meslek dersleri öğretmenlerinin haftalık ders yükü 30 saatten 28
saate inmiş. Bizim ek dersimiz iki saat düştü, biz 30 saat gireceğiz diyerek
ilahiyat öğrencilerini geri göndertmişler.
Okulunda olan bu durumu bir arkadaş anlatınca, garibimize
gitmiş. Ha ne olur o öğrenciler de ek ders olarak faydalansalardı, o arkadaşlar
da iki saat eksik ek ders alsalar ne olurdu, her şey para mı demiştik ki
yanımızdaki bir arkadaş, bizde de oldu. Biz de karşı çıktık. Gelen ücretli
öğretmeni geri gönderttik. Haklıyız çünkü. Bu bizim hakkımız. Tekrar otuz saat girmeye
başladık demişti de küçük dilimi bir kez daha yuta yazmıştım.
Söz bu branş sahiplerinin parayla imtihanından açılınca bir
başka anekdot daha aklıma geldi. Bunu da paylaşmak isterim burada.
2014 Aralık sonuydu sanırım. Bir İHO okuluna atamam
yapıldı. Okula gidip göreve başladım.
Müdür yardımcısı hangi sınıfların dersine gireceksen, din
kültürü öğretmeni hoca hanım iki saatini verecek dedi. Bugün dersi yok. Yarın
görüşürsünüz dedi.
Ertesi günü hoca hanım yanıma geldi. Hanım hanımcık bir kız
idi. Din kültürü öğretmeni idi ama bazı branş arkadaşları gibi iki saat ek ders
peşinde değildi. Hoca hanım hangi sınıfın dersini vereceksin dedim. Siz
hangisini isterseniz, hatta fazla da alabilirsiniz dedi. Hangi derslere
giriyorsun dedim. Din kültürü ve Arapça dışındaki diğer seçmeli derslere
girdiğini öğrendim. Peki, Arapçalar kimde dedim. Arapçalara müdür yardımcımız
giriyor dedi. Hepsine nasıl giriyor? Kaç saat Arapça var dedim. 12 saat dedi.
Hepsine de müdür yardımcısı giriyormuş. Hoca hanım, siz derslerinize girmeye
devam edin, hem program bozulmasın hem de müdür yardımcısının yükünü alayım
dedim. Ayrıldım.
Müdür yardımcısına, hocam hangi sınıfı verirsen ver, bana
iki saatini ver dedim. Alabilirsin, al şu sınıfın dersini vereyim diyemedi.
Yutkundu. Morali bozuldu. Hocam hem idarecilik hem bu kadar ders bir arada
gitmez. Üstelik idarecinin girdiği dersten hayır gelmez dedim ise de Nuh dedi
peygamber demedi. Tekerleme olarak ben ikisini birlikte götürüyorum, idari
işleri de ihmal etmiyorum, derse girmeyi de seviyorum dedi durdu. Hocam, işini
aksatmasan da idareci odasında oturur, işleyişi takip edersin dedim. Zorla
aldım iki saati kendisinden.
Diğer müdür yardımcısı da 12 saat giriyor dedi. Onun branşı
ne dedim. Matematik dedi.
Matematikçi ile görüştüm. Hocam, benden alabilirsiniz. Ben
gitmek istemiyorum dedi. Senin bırakacağın bu derslere girecek var mı okulda
dedim. Hayır, ilçeden öğretmen istemeliyiz dedi. Altı saatliğine ilçe bize
öğretmen veremez. Verse de kimse gelmez. Gelse de bu öğretmen bir günden fazla
gelecek. Sizin girmeniz daha uygun. Bu arada diğer arkadaş niye dersi bırakmak
istemiyor dedim. Borcu varmış, paraya ihtiyacı varmış. Beyefendinin evi var,
ikinciyi almış. Dükkanı varmış çarşıda kirada. Anlaşılan tüm maaşı borca veya
yatırıma gidiyor, ek dersle de geçimini sağlıyor.
Burada yanlış anlaşılma olmasın ve genelleme yapmış olmayayım. Bu branş sahipleri hep ek ders düşkünü, hepsi böyle. Hepsi makam ve mevki peşinde demek istemiyorum. Diğer branşlarda da ek ders ve makam peşinde koşanlar var ama din kültürü branşı olanlarda ek ders ve makam ve mevki peşinde koşanlar daha çoğunlukta. (Devam edecek)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder