24 Nisan 2024 Çarşamba

Yapmazdım (2)

Bir zamanlar eleştirdiklerimi fazlasıyla bir bir yapmazdım. Sözümde dururdum. 

Ülkeyi bankamatik memurlarıyla doldurmazdım. Hepsini faydalı olabileceği bir yerde istihdam ederek onlardan faydalanırdım. 

Diplomaside diplomatik bir dil kullanır, dilime kemik koyar, devletler arası ilişkilerde gerilimi yükseltmez, kazan kazan politikası uygulardım. 

Rakiplerimi hor görmez, onları eleştirirken güzel ve nazik bir üslup kullanırdım. 

Bu can, bu ten türü en son söylemem gereken sözleri ilk başta söylemezdim. 

Yol yürürken dini söylemlerden özellikle kaçınırdım. Nassı emellerime alet etmezdim. 

Kazanmak için her yolu, her kişiyle yol yürümeyi mubah görmezdim. 

İyiyken söz söylemediklerim, yolunu ayırdığında geçmiş hukuku gözetirdim. Karşıma rakip çıksa dahi onları eleştirirken saygıyı elden bırakmazdım. Öküz öldükten sonra ortaklık bozulur sözünü boşa çıkarırdım. 

Kaybettikten sonra nerede hata yaptık arayışına girmekten ziyade hata ve yanlışı ilk kendimde arardım. Önce kendi hatalarımı söyler, sonra teşkilatı bir incelemeye tabi tutardım. Bu incelemeyi de teşkilatlardan değil, teşkilatın işleyişini iyi bilen, onları 7/24 izleyen sessiz çoğunluğa sorardım. Hata ve yanlışta kastı olanların, yolsuzluk ve haksızlığa bulaşmışların gözünün yaşına bakmazdım. 

Metal yorgunu gerekçesiyle bazı belediye başkanlarını kamuoyu nezdinde istifaya çağırmazdım. Kendimde de bu yorgunluk olabilir mi diye kendime bakardım. Paraşütle bu illere başkan adayı belirlemezdim. Başkanlığı alamayan adayı mahalli idarelerden sorumlu bakanlığa getirmezdim. 2019 seçimlerini ağzına yüzüne bulaştırarak gülünç duruma düşen birine ne vekillik verirdim ne de seçim işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı yapardım. 

Yok haritamda "Siz kendinize bakın. Kendimizi düzeltin. Şayet siz doğru yolda iseniz başkasının sapıklığı size zarar veremez" ayetini düstur edinirdim. Öyle ya. Ben doğru yolda isem Allah verdiği nimeti çekmezdi. 

İzahı mümkün olmayan emlak zengini adayları belediye başkanlığına aday göstermezdim. 

Ülke yönetiminde ve ekonomide maceraya yönelmezdim. İşi bilenlerle çalışmayı yeğlerdim. Bağımsız kurumların işleyişine karışmazdım.

20 yılın sonunda bu ülkeyi enflasyona ve hayat pahalılığına duçar etmezdim. Bu konuda ülkeyi dünyanın dördüncü ülkesi yapmazdım.

Yaptıkları ve yapmadıklarımla, söz ve eylemlerimle ekonominin temeline incir dikmezdim.

Paramızın itibarını korur, yabancı para karşısında pul olmasına izin vermezdim.

Başta kendim olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarında israfa izin vermezdim. Tasarruftan itibar olmaz demezdim.

Ne oldum değil, ne olacağım derdim.

Sabah akşam oradan oraya koşmaz, olur olmaz her yerde konuşmaz, dinlenmeye zaman ayırırdım...

Gördüğünüz gibi ülke benim gibi bekara bırakılamayacak kadar önemlidir. İyi ki ülke benim elimde değil. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder