18 Nisan 2024 Perşembe

Sorunun Kaynağını Bilmeme Sorunumuz

Bazı insanlar vardır. Onsuz da olmuyor, onunla da olmuyor. Onsuz olmayacağının farkında ama onunla da olunmayacağının farkında değil.

Bu tip insanlar problemin kaynağı ama gel bunu ona ve sevenlerine anlat. 

Belki de kendisi metal yorgunu ama başkasını metal yorgunu biliyor.

Bir ilin içinde o ili çekip çevirecek biri yokmuş, sanki o il kahtı rical sıkıntısı çekiyormuş gibi başka yerden paraşütle bir ağır top atıyor. Seçiöi kaybedince de onu tüm belediyelerde sorumlu bir makama getiriyor.

O il kaybedildiği zaman niçin kaybettik incelemesi yapılıyor. Sebep belli olmasına rağmen kimse efendim, sebep bundan diyemiyor. Diyemez. Çünkü başına ne geleceğini bilir.

Hep kazanmanın rahatlığı var üzerinde. Tüm kazanımları kendinden bilirken kayıpların müsebbibini arıyor. Mesajı aldık diyor. Kibirden bahsediyor. Duvar ördük diyor. Kibir ve duvar örneğiyle kimin kastedildiği belirtilmiyor. Oyuncu değişikliği ile yola devam ediliyor. Kayıp da benim payım var mı denmiyor. Böyle bir itiraf yapılsa bile bu tevazuun arkasında bir kibir görünüyor. Ama bu kibri söyleyecek biri lazım.

Her şeyle, her yerle istediği zaman istediği şekilde oynuyor. Sonu ne olur demiyor. Attığı taşı çıkarabilene aşk olsun. 

Faize mücadele açıyor ama gelinen nokta faiz sarmalının içine iyice belenmiş oluyor.

Dindar gençlik parolasıyla yola çıkıyor. O kadar İHO ve İHL açılıyor ama gençliğin geldiği nokta hiç olmadığı kadar dine mesafeli. 

Cami ve Kur'an kursları açılıyor. Camiler cemaatsiz, kurslar öğrencisiz neredeyse. 

Biri veya bir ülke bugün dosttur. Yarın bir bakmışsın, düşman ilan edilmiş. Yıllar yıllar geçtikten sonra bir bakmışsın dost düşman, düşman dost olmuş.

Yola çıktıklarını yolda bulduklarıyla değiştirmede mahir.

U dönüşünde üstüne yoktur. Güya pragmatikmiş. 

İsrail'le kimse onun gibi mücadele etmiyor. Onca söylemin ardından miting yapıyor ama İsrail dimdik ayakta ve sömürgeciliğinden ve öldürmekten geri kalmıyor. 

Ayıpladığı, eleştirdiği ne varsa hepsini yaptı. Yapmaya da devam ediyor.

Tüm bunlar ve daha fazlasını yapınca ceremesini kim çekiyor? Kim çekecek halk. Halkın görevi bu.

Tüm bunda sorumluluk ve bedel ödeme var mı? Benimki de laf. Doğu toplumlarında liderler bedel ödemez. Bedelini, seveni ve sevmeyeni herkes öder. Bedel ödeyen sevenle, bedel ödeyen sevmeyen arasındaki fark, sevenin müsebbibi bilmemesi. Acı olan da bu. Çünkü onlara göre kurtarıcılar bedel ödemez. Sevgi yeter onlar için. Uğruna yanmak bile feda olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder