18 Nisan 2024 Perşembe

Çeyrek Asrın Bilançosu

Türkiye'nin en büyük problemi geçmişten günümüze enflasyon ve hayat pahalılığıdır. Ülkenin birinci öncelik problemi dense yeridir. Gelip geçen hiçbir hükümet bu sorunu halledemediği gibi sorunu daha da büyütmüştür.

Ülkenin 70'li ve 90'lı yıllarında koalisyon hükümetleri var ve bu hükümetlerin ömrü çok uzun sürmemiştir. Siyasi istikrarın olmadığı bu ortamlarda gelip geçen hükümetlerin enflasyon sorununa ve başka sorunlara neşter vurmak da mümkün değildir. 

Ülke 2002'den bugüne siyasi istikrarı kavuştu. Tek başına bir partinin peşi sıra hükümetler kurduğu yıllar bu yıllar. Halihazırda 22 yılını tamamlamış ve 2028, yılına kadar da iktidarda olacağı düşünülürse 26 yıllık kesintisiz bir hükümet var karşımızda. Bu da çeyrek asırlık iktidar demektir. 

Güçlü ve istikrarlı bir hükümet olunca enflasyonla mücadele edildi. Çoğu yıllar enflasyon tek hanelerde gezindi durdu. Üzerine paramızdan altı sıfır atıldı. Çok şeylere imza atıldı. Çift yollar, hızlı tren, köprüler, otobanlar, savunma sanayii vs. hükümetin artı hanesine yazılacak icraatlar.

Bu yazımda çeyrek asra yaklaşan hükümetin karnesine yer vermeye çalışacağım.

İlk yıllarında enflasyonla mücadelede başarılı olan bu hükümet 2017'den beri su koyuverdi. Bu yıldan beri ülke yüksek enflasyon yaşıyor. 2017'den bu yana 6-7 yıl geçmiş olmasına rağmen enflasyon hala en büyük problem. Adeta 90'lı yılları andırıyor. Bu kadar yıldır yüksek enflasyon, yaşadığımız ekonomik durumun krizden öte bir buhran olduğunu gösteriyor. Bu durum 15 Temmuz, pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı, dış güçler vs. gerekçeleriyle izah edilecek bir durum değil. Tek haneli yıllar yalancı baharın olduğu yıllarmış.

Enflasyona bağlı hayat pahalılığı. 

Paramız döviz karşısında iyice pul oldu. 

Döviz artışını durdurmak amacıyla 70'li yıllarda bir süre uygulanan kur garantili TL mevduat yeniden devreye sokuldu.

Nasla oynandı. Nasla oynamak bize pahalıya patladı.

2015 yılında itibaren hiç olmadığı kadar seçim ekonomisi uygulandı.

EYT çıkarıldı. 

Emekliler yılı ilan edildi. 

Kiralar emekli maaşlarını geçti. 

Ev ve araba fiyatları tavan yaptı. 

Türk, Kürt, Laz, Abaza, Çerkez gibi farklı ırkların yanına Arap, Afgan ve Afrika nüfusu eklendi. Ülke adeta yabancı akınına uğradı.

Mülakat sistemi icat edildi. Kaldıracağız denirken adam gibi mülakat sistemi kamuya eleman alımında kriter haline geldi.

Adalete güven iyice zayıfladı. Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay karşı karşıya geldi. İlk defa Yargıtay AYM'yi tanımadı.

FETÖ ile mücadele edildi ama gerisinde binlerce mağduriyetler oluştu. 

İstifanın yerini af talebi, ricanın yerini buyruk almak suretiyle devletin resmi dil üslubu değişti.

90'lı yılların mahalli seçimlerinde eli kolu belediye başkanı ister misiniz tehdidi, belediye ile hükümet aynı olmazsa hizmet alamazsınız şeklinde yeniden hortladı.

Hiç olmadığı kadar dün dündür, bugün de bugün siyaseti uygunlamaya başlandı.

U dönüşünün haddi ve hesabı yok. 

Bozuşmadığımız ülke kalmadı. Her bozuştuğumuz ülke ile nice sonra yeniden barıştık.

Merkez Bankası eksilerde. Başka ülkelerle swap anlaşmaları yapıyoruz. Yedek akçe hazineye devredildi. 

Düşman kardeşler bir araya geldi. Kardeşler ise düşman ilan edildi... 

Say say bitmiyor mübarek. Dile kolay yarım asrın icraatını saymak. Biraz da siz sayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder