Kasabanın birinde, kilisede pazar
ayini sırasında kilisenin içinde olduğu kasabayı su basar.
Sular kiliseye doğru ilerlemeye
başlar.
Herkes panik içinde koşuştururken
papazın yerinde durduğunu gören insanlar papaza gelmesini söylerler.
Papaz onu Tanrı'nın koruyacağını
söyler.
O anda sular yükselmeye başlar.
Sular kiliseye girer.
Rahip canını kurtarmak için 2. kata
çıkar.
Bir yandan da papaza kaçmasını
söylerler.
Papaz inadını devam ettirir.
Sular 2.kata çıktığında, pencerenin
önünden bir kayık geçer. İçinde halktan bazı kişiler vardır. Papaza gelmesini
söylerler ama papaz yine inadını sürdürür ve ‘Tanrı beni korur’ der.
Sular çatıya çıktığında yine bir
kayık geçer ve yine halktan bazıları kayığın içindedir papaza gelmesini
söylerler ama papaz, 'Tanrı beni korur’ demeye devam eder.
Sular çatıyı da aşınca papaz
çatıdaki direğe tutunur.
Bu sefer tepeden bir helikopter
geçer. İçinde yine halktan bazı kişiler vardır. Papaza, gelmesini söylerler.
Papaz yine 'Tanrı beni korur.' der ve ölür.
Tanrı'nın huzuruna çıkar. Tanrı’ya,
'Ben sana darıldım Tanrım. Ben senin huzurunda yıllarca çalıştım, sen beni
öldürdün.' der.
Tanrı da 'asıl sen kendini
öldürdün. Senin için 2 kayık, 1 helikopter gönderdim daha ne yapayım.' der.
Bu hikaye, doğal afet ve diğer
sorunlara karşı tedbirini al, eldeki ve ayağına kadar gelen fırsatları tepme,
değerlendir demektedir.
Her hikaye içinde bir ve daha fazla
hisse barındırdığına göre şimdi gelelim sadede.
Yıllardır hep zirvede olan,
zirvenin nimetlerinden faydalanan bir kesim var. Bunlar hep sandılar ki bu
zirve bizi sevdi. Bizi zirveden kimse indiremez. Var mı bizim gibisi. İstersen
topu birden gelsin dedi. Gelmekte olanı görmek istemediler.
Halbuki 2015’in 7 Haziranından beri
insanımız gidişat iyi değil, tedbirini al, böyle gitmez dedi. Ekonomik sıkıntı başlamıştı
ta o zamandan. Azan terörü bastırarak ve asla yapmam dedikleri seçim ekonomisini
ilk kez uygulayarak beş ay sonra tekrar tek başına zirveye oturabildiler.
Yeniden zirve gelince sıkıntıları görmezden
geldiler.
Halkın azalan teveccühünü kah ittifak
kurarak kah terörle korkutarak kah yurtdışı kah yanı başımızdaki savaş diyerek bertaraf
ettiler.
2018’den beri hayat pahalılığı iyice
arttı. Tedbir alınacağı yerde enflasyona iner de çıkar da dediler ve hayat pahalılığını
yok kabul ettiler.
2019’da halk bazı büyükşehirleri elinden
alarak bu uyarım kulağına küpe olsun dedi. Mesajı aldık dediler ama dedikleriyle
kaldılar. Nasıl mesajı almasa.
Nasla oynadılar.
Kur garantili TL’yi devreye soktular.
Sayılamayacak kadar U dönüşü yaptılar.
2023’e gelindi:
Kiralar emekli maaşını geçti.
Emekli inim inim inledi.
Fiyatlar yerinde durmadı.
TL hiç olmadığı kadar döviz karşısında
eridi.
Seçimi almak için ittifaklarına yeni
ortaklar aldılar.
Hiç olmadığı kadar seçim ekonomisi uyguladılar.
Tüm bu sıkıntılara rağmen karşılarında
muhatap olmayınca, vatandaş elim mahkum deyip yeniden zirveyi verdi.
Her halükarda zirveyi görünce bu millet
bizi seviyor, bize kıyamaz dediler ve 2024 seçimlerine geldiler.
2024 seçimlerine gelince, vatandaş yettiniz
artık dedi ve hiç yapmadığını yaptı. Desteğini büyük oranda çekti.
Şimdi oturmuşlar, bu vatandaş desteği
niye çekti, bu emekli niye sırtını döndü diyorlar. İyi de kardeş, bu vatandaş 2015’den
beri bak şakam yok, yaparım dedi. Kolayca ve açık ara kazandığın zirveyi zorla ve
kerhen vermeye başladı. Ama her kredinin üzerine astar istedin ve gelmekte olanı
göremedin. Daha ne yapacaktı vatandaş. Baba oğluna, oğul babaya vermez bu kadar
krediyi. Unutmayın ki gösterdiği bu sarı kartı, kırmızı kart olarak 2023’de gösterecekti.
Ama ülke başsız kalmaz, gidişat kötü de olsa mevcut iyi kötü biri var, maceraya
karnımız tok dedi. Siz de buna yeni bir kredi dediniz ve yattınız.
Hasılı kimseye kızmayın. Bugünkü halinizin sorumlusu sizsiniz. Ülkenin bu hali de sizin eseriniz. Tedbirlere satılmayan papaz gibi ölmediniz ama ölmekten beter oldunuz. Bir farkla. Papaz öldü, inadını zararını kendisi çekti, geride kalanlar kurtuldu. Siz ise ülkeyi yaşanmaz hale getirdiniz. Ülkeyi öldürdünüz ülkeyi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder