Ana içeriğe atla

Şehit Fethi Sekin MTAL'den Örnek Bir Sosyal Sorumluluk Projesi

Muhittin Güzelkılınç Anadolu Lisesinin ek binasında Hadimi Ticaret Meslek Lisesi olarak 2011-2012 öğretim yılında öğretime başlamış. 2019-2020 öğretim yılından itibaren Meram ilçesi Alakova mahallesinde yapılan yeni binaya taşınmış. Yeni binayla birlikte okulun adı da değişmiş. Okula, İzmir Adliyesinde menfur cinayete kurban giderek şehit olan polis memuru Fethi Sekin'in adı verilmiştir. Okulun adı Konya Şehit Fethi Sekin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olmuştur.

Şehir merkezine 13 km mesafedeki okula, çiçeği burnunda okul dense yeridir. Okulda 23 derslik ve 8 atölye bulunmaktadır. 29 öğretmen, 5 idareci, 1 teknisyen görev yapmaktadır. 513 öğrencinin okuduğu okulda üç ayrı statüde öğrenci eğitim ve öğretim yapmaktadır. Bunlar:

Bilişim teknolojileri, muhasebe ve finansman ve gıda teknolojileri bölümlerinde normal eğitim yapan öğrenciler.

Kuyumcu, takı imalatı, vitrin kuyumculuğu, satış elemanlığı, bilgisayar teknik servisi, muhasebe, şekerleme, emlak komisyonculuğu gibi dallarda eğitim ve öğretim yapan MESEM öğrencileri,

Değişik branşlarda çalışan, ustalık belgesine sahip ortaokul veya lise bitirmiş büyüklerin Mesleki ve teknik Anadolu Lisesi diploması elde etmek için Diploma Telafi Programı adı altında tabi oldukları eğitim ve öğretim.

Okulun, gıda dalında öğrenim gören öğrenci, öğretmen ve teknisyen eliyle üretim yapan bir de ekmek fırını var.

Geniş bahçesi; öğretmen, öğrenci ve yardımcı personel eliyle ağaçlandırılmıştır. Kırın yüzündeki okulun ağaçları büyüdüğü zaman gelecek nesil ağaçların gölgesinde soluklanma imkanına sahip olacak.

Okul, tamir ve onarımı için bir teknik elemana sahip olmasa da bu eksiklik okul müdürü eliyle giderilmektedir.

Öğrenci ve öğretmenin evi gibi bildiği, merkeze uzak, birçok dala hitap eden, adı ve sanı pek bilinmeyen bu mütevazı okul, akademik yönden çok ön plana çıkmasa da ara eleman ihtiyacını giderme yönünden önemli bir işleve sahip. Her bir öğrenci fedakar öğretmenleri eliyle alanında mesleğini öğreniyor. 

Meslek Lisesi öğrencisi olmasına rağmen öğrenciler saygıda kusur etmiyor, verilen görev ve işten kaçmıyor. Kıt, kanaat imkanlarla elinden geleni ardına koymuyor. Okulun her bir ferdi çorbada tuzum olsun diye uzanabildiği yere elini dokunuyor. 

Okul öğrencilerinin en son yaptığı da okul mahallinde bulunan camiler oldu. 

Malumunuz üzere lise öğrencilerinin her sınıf kademesinde 5 saat ile 20 saat arasında yapmakla yükümlü olduğu sosyal sorumluluk projesi var. Okulun Demokrasi ve İnsan Hakları ve Kişisel Verilerin Korunması Kulübü de bu proje çerçevesinde örnek bir davranışa imza attı. Kulüp öğretmenleri, okul idarecileri ve öğrenciler, camileri temizleme ve güzelleştirme sorumluluğunu üstlenerek okul çevresinde bulunan camilere giderek camilerin içini ve dışını ayakkabılıklarına varıncaya kadar bir güzel temizlediler. Mahfildeki halıları caminin dışına çıkararak elleriyle silkelediler. Halılardan çıkan toz arşı âlâyâ ulaştı dense teşbihte hata olmaz. Bana da tertemiz yapılan camide namaz kılmak düştü. Bu proje kimin fikri ise kim yürürlüğe koymuşsa kim gidip bu camileri temizlemede görev yapmışsa hepsi kocaman bir aferini, tebrik ve teşekkürü hak etti. Emeklerine sağlık hepsinin. Allah sebep olandan ve emek sarf edenden razı olsun. 

Bu güzel uygulamalı projenin örnek olması bakımından bu konuyu ele aldım. Merak edenler için okulun sayfasında görüntülerin yer aldığı linki buraya alıyorum.

"https://konyasehitfethisekinmtal.meb.k12.tr/icerikler/sehit-fethi-sekin-camileri-guzellestiriyor-sosyal-sorumluluk-projesi_15093760.html"  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde