25 Nisan 2024 Perşembe

Sadaka Ülkesiyiz Vesselam

Ne zaman bir camiye gitsem, çıkışta para isteyen bir veya birden fazla dilenciyle karşılaşırım.

Ne zaman bir cumaya gitsem, Diyanet İşleri Başkanlığının, din görevlileri eliyle hutbede yardım talebinde bulunduğunu ve çıkışta sergi açıldığını görürüm. 

Ne zaman bir esnafın yanına gitsem, otururken kapıdan Allah rızası için diyerek yardım talebinde bulunan dilencinin kapıda belirdiğine şahit olurum.

Ne zaman bir çay ocağına otursam, hemen birinin veya birden fazlasının geldiği ve yardım talebinde bulunduğu olur.

Ne zaman bir markete girsem, marketin çıkışında ve elimde alışveriş poşetiyle ilerlerken ha bana da bir şeyler alıver diyene rastlarım.

Esnafın kasasının önünde, fırında, marketlerde kasiyerin ön tarafında yardım isteyen olmasa da değişik yardım kuruluşlarına ait yardım kutusu eksik değil.

Caminin içinde her daim sabit yardım sandığı zaten var. 

İnşaat halindeki camilerin görünür tarafında yardım levhası dikkat çeker. 

Okullarda farklı yardım kuruluşlarına ait yetimlere kantin desteği adı altında yardım kutuları sınıf sınıf dolaştırılıyor. 

Lise öğrencilerinin sosyal sorumluluk programı çerçevesinde yapmakla yükümlü olduğu saatlere bakıyorum. Ağırlıklı olarak bir şeyler toplayalım. Bunları ihtiyaç sahiplerine verelim yönünde. 

Okullar, öğretmenlerden kendi okulundaki ihtiyaç sahibi öğrenciler için öğretmenlerden yardım talebinde bulunuyor. 

Çarşı, pazarda ve insan yoğunluğunun olduğu çoğu yerlerde yardım stantları çokça var. 

Belediyeler ihtiyaç sahiplerine yardım ediyor.

Kaymakamlıklar bünyesinde bulunan yardım vakfı için haftalık toplantı yapar. Yardım talebinde bulunanlardan kaç kişiye ne kadar yardım yapalım kararı alır.

Gezip dolaşırken caddede durdurup yanlış anlamayın, dilenci değilim diyenleri saymıyorum. 

Yardım kuruluşlarının yardım toplamasını ve yardım dağıtmasını da saymaya gerek yok.

Bu görüntümüzün hali nedir böyle? Çoğumuz ülkede fakir yok. Alışveriş merkezleri dolu. Millet deli gibi harcıyor. Para var ki alıyor. Tatil merkezleri dolu. Cadde ve sokaklar son model arabadan geçilmiyor türünden bir şeyler yazıp çiziyor. Bütün bunları görenler nedense hemen yanında bitiveren dilenci yoğunluğunu görmüyorlar.

Bu dilenciler ihtiyaç sahibi oldukları için mi her yerde varlar? Eğer öyle ise sosyal devlet anlayışı nerede kaldı? Devlet niçin bunların cadde ve sokaklarda dilenmesine izin veriyor? Şayet bu dilenenlerin çoğu ihtiyacından toplamıyor, bu işi meslek haline getirmişse devlet niçin tedbirini almıyor?

Bu kadar dilenci aç ve acından dileniyorsa bu bizim ayıbımız ve devletin sosyal devlet görevini yapamadığının bir göstergesidir. Yok, keyfi ve meslek edindiğinden bu kadar kişi dileniyorsa, bu da devletin görevini yapmadığını bir göstergesidir.

Hasılı, ülkemiz için sosyal devlet demekten ziyade sadaka ve dilenci devleti veya ülkesi dense herhalde yanlış olmaz.

Gerçekten bu ülke sosyal devlet mi ya da halkının önemli bir kesimi geçimini dilenerek mi temin ediyor?

Her iki halde de vah bize!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder