Yazır'dan, Abdülhamit Caddesi üzerinden, Meram Tıp Fakültesine doğru yol alıyorsunuz. En son ışıklar olan dörtlü bir kavşağa geldiniz. Geçtiniz geçeceksiniz. Ama kırmızı ışık yandı. Işığı gören durdu.
Bu durumda sen ne yapacaksın? Kaderim kaderim deyip herkes gibi
duracak mısın? Unutma ki sen kırmızı ışıkta bekleyecek, kurallara uyacak adam
değilsin. Ayrıca kurallar aciz insanlar içindir. Hem senin acelen var. Acelen olmasa
da kurallar çiğnenmek için vardır. Bir de kırmızı ışığa boyun eğmek senin lügatinde
yok. Sonra senin bu ışığa karşı alerjin var. Üstelik akıl küpü bir zekan var.
Bu durumda ne yapacaksın? Saksıyı çalıştıracaksın. Hemen yolun
sağından Sarayköy istikametine giden kontrollü yolu kontrol edeceksin. Baktın
ki bu yol bölünmemiş yol. Tamam, yırttın. Işıkta beklemeyeceksin. Sağ, sol sağ
yapıp ışıkta hiç beklemeden yoluna devam edeceksin.
Ardından ışığın yanmasını bekleyenler sendeki bu zekayı görünce
sana şapka çıkaracaklar. Onlar bekleye dursun ve sendeki zekanın niçin
kendilerinde olmadığına kıza dursunlar. Onlar ışıktan kalkıncaya kadar sen
zaten Meram Tıp Fakültesine vardın.
Kaza oldu mu? Hayır. Herhangi bir karışıklığa sebebiyet verdin mi?
Hayır. O zaman ne diye bekleyeceksin kırmızıda değil mi? Anan seni kırmızı ışıklarda
beklesin diye mi doğurdu değil mi?
Acelen mi vardı kırmızıda beklemeyecek kadar? Ne fark eder değil
mi? Önemli olan kırmızıda beklememek ve herkesten önce menzile varmak.
Takkeli Dağın eteklerindeki Sarayköy'e yürüyüş yapmak için iki
arkadaşı bu ışıklarda beklerken gördüm bu sahneyi. Bir yarım saat bekledim yol
arkadaşlarımı. Onları beklerken birbirinin aynısının ta kendisi olan bu sahneyi
farklı sürücülerde kaç defa izledim. Belli ki bu yolu sürekli kullanan kişiler
bunlar. Bu yolu avuçlarının içi gibi biliyorlar. Bildikleri için de acemilik
çekmiyorlar ve kırmızıda durmadan nasıl geçeceklerini çok iyi biliyorlar. Onlar
için sağ, sol, sağ yapmak, belki de günlük rutin işlerinden biri.
Bu kırmızı fobisi çoğu sürücülerde var. Ta ileriden gelirken yeşili
görünce yeşilde nasıl geçerim düşüncesiyle bastıkça basıyor. Hızını bu kadar almışken
durmak olmazdı artık. Ya son anda geçecek ya sarıya geçince gelecek ya da kırmızıda
gelecek. Çoğu kazalar da böyle zamanlarda oluyor.
Yeşili görünce geçmek için tam bastırdığın zaman önündeki de bastırıyor.
Diyorsun ki bu adamın niyeti de ciddi ve ışıktan geçecek. O gazlıyor, sen gazlıyorsun.
Bir baktın ki kırmızı yanınca önündeki duruvermiş. O durdu ama bu hızla sana durmak
yakışmazdı. Zaten durmak istemesen de duramazsın. Be kadar frene bassan da öndeki
durana arkadan vuruveriyorsun. Herkes için beklenen kazaydı ama sana göre görünmez
kazaydı ve tüm suç önde durandaydı. Ama gel de bunu öndekine anlat. Onlara göre
hep arkadan vurandaydı. Aniden duranda hiç suç yoktu sanki.
Ardından o yeşilli, sarılı, kırmızı rengiyle trafiği bir düzen içinde
akıtan kavşağın tamamını kapatıp trafiği bir güzel felç ediyorsun. Sen ise tutanak
tutmakla meşgulsün.
Bir de seni yeşilde geçirmemek için önünde yavaş yavaş hareket eden birileri var. Onların görevi seni kırmızıda bıraktırmak. Kendisi mi? Kırmızıya rağmen geçer gider. Gelecek cezaya adam dünden razı. Önemli olan seni kırmızıda bıraktı ya. Cezanın ne önemi var, değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder