Çoğunluğun fotoğraf paylaşımı yaptığı, yediğini ve
içtiğini, gezip tozduğunu paylaştığı sosyal medyada kısa ve uzun yazılarla
başladı yazı hayatım. Araştırma mahsulü olmadan, yazım ve imla kurallarına
dikkat etmeden doğaçlama usulü daldım bu aleme.
Bir zaman sonra yerel bir gazetenin
sahibi, gazetesinde yazmamı istedi. Önce gülüp geçtim. Bir zaman sonra ne zaman
yazmaya başlayacaksın dedi. Yazı ve ben... Zinhar olmaz dedim.
Bugün yarın derken teklifi bir yıl
öteledim. Sonra bari yazayım dedim.
Yazar değilim. Olsam olsam koyunun
olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler misali Abdurrahman Çelebi olabilir
ise de cahil cesareti deyip başladım yazmaya.
9 Aralık 2015 günü ilk yazım Konya,
Karaman ve Aksaray bölgesine hitap eden Anadolu'da Bugün gazetesinde
çıktı.
Gazetenin yazı işleri müdürü, sizin
gibi başlayıp altı ay sonra pes deyip hevesini alan niceleri yazıp çizdi dedi.
Yazı işleri müdürü bugün yarın pes
etmemi bekleye dursun. 2015'den 2024'e kadar beş yılı kendi ismimle, diğer
yıllarda da iki ayrı müstear isimle haftada dört gün yazıvermişim.
Bu zaman diliminde, Konya bölgesine
ait iki ayrı gazetede (Yeni Haber ve Pusula Haber) önce birinde sonra
diğerinde haftada iki gün Barbaros Ulu müstear ismiyle yazdım.
Yine bu zaman diliminde Adıyaman'da
çıkan dijital bir mahalli gazetede haftada bir yazım yayımlandı.
Bir ara Konya'nın bir ilçesinde
çıkan bir sanal gazetede haftada bir yazım çıktı.
Abdurrahman Çelebi olarak
başladığım yazı hayatım daha dün gibi olsa da aradan dokuz yıla yakın bir zaman
geçmiş.
Gazetelerde çıkan ve gazetelere
gönderilmeyen tüm yazılarım hemen hemen kendime ait bloğumda yer almakta. Blog
adeta benim için bir günlük işlevi gördü. Hala da öyle.
Bu zaman zarfında hemen hemen her
telden zülfüyâra dokunan yazılar yazdım.
Yazılarımın kahir ekseriyetini de
cep telefonu marifetiyle yazdım.
Ramazan YÜCE ismiyle yazdığım
yazılarımdan dolayı hiç çizik yemedim. Barbaros ULU müsteşar ismiyle yazdığım
yazılarımdan dolayı üç defa çizik yedim.
Müstear ismi ilk kullandığım gazete
sahibi, bu isimle daha rahat yazarsın demesine rağmen yazım zülfüyâra dokunduğu
için yazımı yayımlamadı. Başka yazı göndermedim. Aynı müstear isimle başka
gazetede yazdım. Bir zaman sonra orası da yazımı yayımlamadı. Bu iki gazete
niçin yayımlamadığına dair bir izah yapmadı. Zaten ben de izah istemedim.
Buralara şunu yayımlayın diye başka yazı göndermedim.
Üçüncü çiziği baştan beri yazdığım
gazetemden yedim. İlk iki çiziğin konusunu dahi unuttum. Üçüncü çizik,
belediyenin çocukları namaza alıştırmak amacıyla "Güle oynaya sabah
namazına" kampanyasını eleştiren bir yazı idi. Yazımı yayımlamayan
gazetenin genel yayın yönetmeni "Yazı çok güzel ama yayımlayamıyoruz.
Kusura bakma" dedi ve gerekçesini söyledi. Gazete izah yapınca çizik
yememe rağmen hatır için başladığım yazılarımı yine göndermeye devam
ettim.
Barbaros Ulu ismi ile yazdığım
yazılarım bir mülki amire dokunmuş olmalı ki geriye dönük taranan yazılarımdan
altı tanesini ilgi tutarak şikayetçi oldu. Bu yazılarım dolayısıyla
görevlendirilen iki Bakanlık müfettişi, hakkımda soruşturma dosyası hazırladı.
Altı yazımdan beş tanesinde disiplin yönünden suç sübut bulunca 657 sayılı
kanunun 76-77. maddeleri ilgi gösterilerek idari yönden üzerimdeki yönetici
görevi alınarak tenzili rütbe aldım ve asli görevime döndürüldüm. Disiplin
yönünden de kademe ilerlemeyi durdurma cezası ile tecziye edildim.
Kalemim kırılınca idari ve disiplin
yönünden teklif edilen cezalar il disiplin ve üst disiplin kurullarından da
onandı. Alt idare mahkemesi de kitabına uydurulan cezaları usule uygun bulan
karar verdi. Maksat hasıl olunca istinafa gitmeye gerek görmedim.
Hasılı Barbaros Ulu takma adıyla
yazdığım yazılar bana pek yaramadı. Üç çizik, bir ceza aldım. Bana da üç çizik,
bir idari, bir disiplin cezasını taşımak kaldı. Bu çizik ve cezalar ayıpsa bu
ayıplar bana yeter. Yok, şerefse bu şerefi şerefimle taşıyacağım.
Bir ara fırsat bulursam,
muhakkiklerin sübutlarını, mahkemeye ve disiplin kurullarına verdiğim savunmamı
yazı konusu edinmek isterim.
Başka çizik yok mu derseniz, bende
çizik olmaz mı? Son yani dördüncü çiziğim de var. Başka müstear bir isimle yazıp gönderdiğim, "Bir Vatan Nasıl
Satılır?" başlıklı yazım da çizik yedi. Şimdilik hiçbir gazeteye yazı göndermiyorum.
Vakit buldukça bloğumda yazıp çiziyorum.
Gazetelerde yayımlanan yazılarımın altında "Yazarın yazdığı yazılar yazarın kendisini bağlar" denmesine rağmen yazılarımın benden ziyade gazeteleri bağladığı ortaya çıktı. Benim için No problem.
Yerinde herif gibi durmuyorsun yaramaz çocuklar gibi herkese sataşıyorsun bir düzen kaide var onları yok sayıyorsun alemin bileni sen misin
YanıtlaSilO bir düzen kaide nedir bir anlatsan da kimseye sataşmayıp herif gibi dursam olmaz mı?
YanıtlaSil