Onca çözülememiş ve kronikleşmiş sorunları arasında
Türkiye'yi bekleyen en büyük tehlike, emeklilerdir.
Bu tehlike şimdiden kendini göstermeye başladı zaten.
Birkaç yıla kadar bu sorun iyice su yüzüne çıkacak.
Bu sorun da diğer sorunlar gibi çözülemeyecek ve pansuman
tedbirlerle hep ötelenecek. Bu da hem devletin hem de emeklinin belini bükecek.
Ne demek istediğimi rakamlar üzerinden giderek izah etmeye
çalışayım. Halihazırda 16 milyona yakın emeklimiz var. 2024 yıl sonu itibariyle
bu emekli sayısına bir 2 milyon emeklinin daha katılması bekleniyor. Böylece
2025 yılına 18 milyon emekliyle gireceğiz.
Bu sayı çoğu ülkenin nüfusundan fazla olduğunu gözümüzün
önüne getirirsek meselenin çok büyük olduğu anlaşılır.
Şimdiden çözüm bulamayıp enflasyonun altında ezilmeye terk
ettiğimiz bu emekli ordusuna yeni katılacaklarla beraber çözüm üretmek mümkün
görünmüyor. Buna ne bütçe yeter ne de yeni kaynak bulunabilir.
Bugün kucağımızda bulduğumuz bu sorunun oluşmasının
müsebbibi devlete yön veren siyaset kurumudur.
Aşağı yukarı her biri, sosyal güvenlik kurumuyla oynayarak ülkenin
geleceğini yok etmiştir.
Seçime giderken ülkenin geleceği mi seçim kazanmak mı
soruları her daim seçim kazanmak üzerine tercih yapılınca ülkenin geleceği yok
edilmiş ve emeklilik yaşı düşürülmüştür.
Kısaca bu sorun geçmişten günümüze kartopu gibi
yuvarlanarak geldi. Artık içinden çıkılmaz bir hal aldı.
Bugünden sonra ülkeyi devralan her hükümet bu sorunu kucağında
bulacak ve hiçbiri altından kalkamayacak.
Siyasilerin doğurup ürettiği, çoğaltıp büyüttüğü bu sorunun
ceremesini kim çekiyor? Siyasiler mi? Siyasiler asla bedel ödemez. Onlar sadece
bedel ödetirler.
Ceremesini emekliler çekiyor ve çekmeye devam edecek. Zira dünyanın
en güçlü ekonomisine sahip ülkelerin sosyal güvenliği bile bu kadar emeklinin altından
kalkamaz. Değil ki bizim ülke kalkabilsin.
Nitekim 2023 yılı BAĞ-KUR ve SSK emeklileri için açlığa mahkum
edildiği bir yıl oldu. 2024’e girdikleri zaman verilen zam ve telaffuz edilen rakam
2023’ü telafi etmediği gibi 2024 de onlar için zor geçecek.
Ne diyelim, siyasilerimiz ülkeyi sevmeye devam etsinler. Acaba
Allah rızası için bu ülkeyi sevmeyin dense nasıl olur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder