Sandık demokrasilerde vazgeçilmezdir. Süresi içinde seçmenin önüne
gelir. Sandıktan en fazla oyu alan ülkeyi diğer sandığa kadar yönetir.
Bu yönüyle bakıldığında sandık demek demokrasi demek, demokrasi de
sandık demektir.
Uygulamada üç tur sandık vardır. Bir tanesi rakibin olmadığı,
mevcut yönetimin yeniden iktidar seçileceği sandıktır ki bu tür sandık iktidar
değişiminden ziyade mevcuda bir güvenoyu demektir. Genellikle krallık ya da tek
adam rejimlerinde görülür. Buralarda ülkeyi yöneten tek adamdır. Ölünceye kadar
sandıktan çıkar. Kendi öldükten sonra ülke yönetimini aileden biri yine sandık
yoluyla devralır.
İkinci bir sandık türü ise ileri demokrasilerde görülür. Sandıktan
kıl payı çıkan, ülkeyi yönetir. Yönetirken yapacakları bellidir. Çünkü işleyen
bir demokrasi vardır. Tüm kurum ve kuruluşlarıyla; kanun, kural, teamül ve etik
değerlere göre ülke yönetilir. Bu tür sandıklarda maceraya yer yoktur. Ülkeyi
yöneten hem partisi hem muhalefet hem de devletin ana kurumları tarafından
izlenir ve denetlenir. Ülkeyi yöneten yanlış ve hata yaparsa gereği sandık
gelince yapılmaz. Yetkili ve sorumlu olan sandığı beklemeden istifa eder.
İstifaya yanaşmayan olursa devlet tüm aygıtlarıyla harekete geçer. İstifa
etmemede ısrar eden bu durumda er veya geç gereğini yapar. Yaptığı yanlış,
istifa ile ödenmez. Yargı harekete geçer. Gereğini yapar. Hasılı bu tür
demokrasilerde işleyen bir sistem vardır.
Demokrasiyi özümseyememiş ve demokrasi tüm kurum ve kurallarıyla
yerleşmemiş, gelişmekte olan denen ama gelişme gibi bir derdi olmayan ülkelerde
ise sandık her şeydir, çok şeydir ve tek şeydir. Yeter ki biri sandıktan
zaferle çıksın. Ülke onundur artık. Asar da keser de. Hakkında istediği kadar
eleştiri, şayia olsun, ülkeyi isterse batırsın. Süre gelinceye kadar istifa düşünülmez,
yeni seçime gidilmez, mahkemeler hesap sormaz. Ne sandıktan önce ne de sonra.
Adeta astığı astık, kestiği kestiktir. Tepeden tırnağa kadrolaşır. Bürokrasi
elinde şamar oğlanıdır. Atanmışın ne sözü olur ne hakkı. Yerinde durması
sandıktan çıkanın iki dudağı arasındadır. Çünkü seçilmişin emrindedir. Seçilmiş
ne yaparsa, ona neyi layık görürse kabullenmek zorunda. Bir karar bir icraat
bir söz ve eylem ülkenin aleyhine olurmuş. Hiç problem değil. Yeter ki seçilmiş
bir daha seçilsin. Yeni ve tekrar seçilmek için her yol mubahtır. Kimse seçilmişe
hesap sormaz. Aksine seçilmişe hesap verilir.
Adeta bir güçtür sandık böyle ülkelerde. Bu gücün karşısında ne
halk durur ne polis ne asker ne bürokrasi ne mahkeme ne de devletin herhangi
bir kurumu. Karşı çıkmaya kalkan olursa anasından doğduğuna pişman edilir.
Bu tür ülkelerde işleyen bir sistem yoktur. Daha doğrusu sistem
yoktur. Tek sistem sandıktan çıkanın iki dudağı arasında çıkandır. Maceranın her
türlüsü makul kabul edilir. Çünkü sandıktan çıkmıştır.
Bu tür ülkelerde kutuplaşma ve trollük yaygındır. Olgudan ziyade algılarla
siyaset yapılır. Korku ve yıldırma siyaseti hakimdir.
Süresi içinde sandığa gidilir. Ama kimse sandıktan sürpriz beklemez. Çünkü sandığın alternatifi olmaz. Daha önce çıkan tekrar çıkar. Buna rağmen sandığa katılım yüksektir. Çünkü ya sandıktan bir başkası çıkarsa ya da aynısı çıkarsa korkusu pompalanır. Hasılı bu tür ülkelerde sandık birilerinin saltanat sürmesi içindir. Ceremesini daima halk çeker.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder