Efendim, çok
başarılısınız. Bugüne kadar kimse elinize su dökemedi. Öldü bitti kül oldu
dendiği zamanlarda bile bu işi kotardınız. Üstelik tek kişisiniz. Başarı hep
sizin eseriniz. İstese de istemese de herkes bükemediği elinizi öptü. Nasıl
başarıyorsunuz bunu?
Allah vergisi
diyelim.
Efendim, ondan da
öte.
Tesadüf
diyelim.
O kadar da tevazu
göstermeyin. Görünen bir gerçek var.
Tek kişi değilim bir
defa.
Nasıl?
Tek kişi görünsem de
aslında tek değilim. Bana çalışan, başarım için ter döken binler var etrafımda.
Bunların kimi yanımda görünür kimi de rakibim olarak görünür.
Anlamadım. Biraz
açık konuşsan.
Çok fazla
deşeleme.
Lütfen efendim.
Geldiniz gidiyorsunuz. Başarının her türlüsüne ulaştınız. Daima zirveye
oynadınız ve hep zirvede kaldınız. Bu işi de zirvede bırakacaksınız. Bari biraz
kopya verin de bu işin künhünü öğrenelim.
Ustanın iyisi işin
püf noktasını söylemez ve öğretmezmiş. Yine de söyleyeyim. Bir defa ben bir
sanat icra ediyorum. Filmlerdeki başrol oyuncusu ne ise ben de oyum. Oyunu
kurgulayan, pişiren başkası. Ben sadece rolümü oynuyorum. Benim en büyük payım,
rolümü iyi oynamak ve sahici görünmektir.
Yani?
Filmlerdeki rakip
başrol oyuncusu ve ona çalışan etrafındakiler hep başrol oyuncusunun yani benim
figüranımdır. Filmin içinde bana acı çektirseler de sonunda hep ben kazanırım.
Çünkü senaryo böyle. Ne ben ne rakiplerim senaryonun dışına çıkabilir. Hepsi
bana, ben de beni başrol oyuncusu yapanlara çalışırım. Alternatif görünen
rakiplerim aynı makinenin dişlileridir. O makinenin dönmesi için her birinin görevleri
vardır. Yani aynı çarkın dişlileriyiz. Kısaca yalnız değilim. Başrolde ben
görünürüm sadece. Rakiplerim, yurtiçi ve yurtdışı, sermaye, güçler hep bana
yatırım yapar. Ben de gereğini yaparım. Onların yüzünü hiç kara çıkarmadım
bugüne kadar.
Ama rakipleriniz ve
yurtdışı sana ve sana inanan kitlelere göre hep senin aleyhinde.
Öyle tabii.
Görünürde ben onlara, onlar bana düşman. Ben onlara, onlar bana düşmanlık
yaparak kotarıyoruz bu işi. Bakmayın düşman ve rakip göründüklerine. Bakmayın
beni istemez göründüklerine. Kısaca ben mücadele eder göründüğüm güçlerle iş
yapıyorum. Onlara çalışıyorum. Sonunda da hep ben kazanıyorum. İşin aslı ben bana
verilen görevi icra eden bir sanatçıyım.
Bu işin sırrı ne? Sırrını
öğrenemedim.
Amma da kalın kafalıymışsın.
Daha ne anlatayım? Sevdirmek efendim sevdirmek. Kendini sevdirdin mi bu iş tamam.
Bir de kendini bulunmaz Hint kumaşı olarak pazarlamak ve alternatifsiz olduğun algısını
oluşturmak. Ondan sonra işler kebap.
Örnek verir misin?
Bana falan kişi veya
ülkeyle bozuş diyorlar. Sahici bir rol ile bozuşuyorum. Sonra arayı düzelt diyorlar,
gidip düzeltiyorum. Şuna karşı çık diyorlar. Karşı çıkıyorum. Sonra tersini söyle,
karşı çıktığının tersini yap diyorlar, yapıyorum. Yani başarı için her yol mubah
bana.
Ama İsrail’i eleştirme
konusunda samimisin sanırım.
Samimi görünmek zorundayım.
Bakma İsrail’i yerden yere vurduğuma, onlar aleyhine miting yaptığıma. Onlarla ticaretimiz
hız kesmeden devam ediyor.
İyi de nasıl beceriyorsun
bunu?
Dedim ya ben sanatçıyım.
Sanatımı da bugüne kadar hep sahici olarak icra ettim, hala da icra ediyorum. Bu
can bu tende durduğu müddetçe de bu icra işleri hız kesmeden devam edecek. Çünkü
ben bir sanatçıyım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder