21 Kasım 2023 Salı

Sahada Aktör Olanlar Projenin Parçası Olabilir mi?

Bazı insanlar özel yetiştirilmiş, daha sonra servis edilmiş birer proje olabilir mi? Bunu en iyi projenin tarafları bilir. Biz ise zahirine bakarak sonuçları itibariyle bir proje olup olmadıkları hususunda kanaat belirtebiliriz. Doğrusunu Allah bilir.

İdeolojilerin kendisi de proje olabilir. İdeolojiler proje ise bu ideolojilerin başına getirilenler de projenin aktörü olması kuvvetle muhtemeldir.

Geçmişte bu ülkeye pompalanan ülkeye komünizm gelecek tehlikesinin bir ABD projesi olduğu söylenir. Hatta 80 öncesi aşırı sağ ve aşırı sol uçların kavgasından az insanımız ölmedi. Aynı silahla hem sağcı genç hem de solcu genç öldürüldü. İç karışıklık, beraberinde 80 darbesini getirdi. Komünizm tehlikesi kardeşi kardeşe kırdırarak bu ülkeye bedeller ödetti. Bu yol ile sağ siyaset bu ülkeye hakim olmuş, ülke bilerek veya bilmeyerek ABD'nin kucağına itilmiştir.

Kardeşin kardeşe kırdırıldığını, ölmeyip hapishanede aynı koğuşu paylaşanlar bunun bir oyun ve proje olduğunu öğrendikleri zaman iş işten geçmişti. 

80 ihtilali ile birlikte 80 öncesi doğup neşvünema bulmaya çalışan İslamcılık hızla ivme kazanmaya başladı. Gelişmesinin yolu da Fethullah Gülen'e komünizmle mücadele görevinin verilmesi, formalite sınavla vaiz yapılması, askeriyeye Gülen'in terbiyesinden geçen kişilerin alınması, Gülen'in Vehbi Koç, zamanın MİT müsteşarı ve zamanın Diyanet İşleri Başkan yardımcısı ile bir araya gelmesi, 82 Anayasası ile birlikte din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin Kenan Evren eliyle zorunlu ders yapılması gibi. 

Şimdi kafalarda şu soru var: 90'lı yıllardan sonra değişik aktörlerle Türk siyasetinde etkili olan İslamcılık da tıpkı komünizm tehlikesi gibi birer proje olabilir mi? Üstelik İslamcılık hareketi 80 öncesi sağ ve sol siyaset gibi birbirine yakın oy da almıyordu. 90'lı yıllarda koalisyonla test edilen bu hareket, 28 Şubat mağduriyetinin ardından tek başına iktidara gelecek duruma geldi. Üzerine bir de eften püften ve gülünç gerekçelerle okunan şiirden dolayı hapis mağduriyeti oluşturularak mağdurların önü açıldı. Üstelik tek başına ve hep iktidar oldu. Oyları sildi süpürdü. Ortada ne merkez sağ kaldı ne de sol. Geldiğimiz nokta itibariyle bir insanı vezir yapmanın yolu, onu mağdur etmekten geçtiği düşünülürse, yanlış olmaz. 

İslamcılık bir proje olabileceği gibi İslamcılık iktidarlarının bir başka görevi de din ve dince kutsal sayılan değerlerin içini boşaltma görevlerinin olabileceğini söylersek herhalde yanlış olmaz. 

Değilse, niye nassla oynasınlar?

Niye dini tedrisatları ihtiyaçtan fazla açsınlar? 

Siyasette dini neden kullansınlar? 

İmam hatip ve ilahiyat mezunlarına dikkat çekecek şekilde tercihen niçin görev versinler? 

Kısaca dünyaya ve Türkiye’ye yön verenler, bizi bize bırakmıyor. Durmadan proje üretiyorlar, buna uygun aktörleri de yetiştiriyorlar. Sahada aktör ve oyun kurucu görünenler ise oyunun bir parçası oluyorlar. Bizler de bilerek veya bilmeyerek bu oyunun içerisinde yer alıyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder