Ana içeriğe atla

Nass ve Nas

Kah nassa dönerim kah nasa

Zaten arada bir s fazlalığı var

Nass desem de yüzüm nasa dönük

Çünkü oyu onlardan alıyorum ben


Zor durumda kalınca nassa sığınırım

Zira Yaratanın kapısı her daim açık 

Açık kapıdan girer, kullanırım

İşin bitince de rafa kaldırırım. 


Bir elime alırım Kuran'ı,

Ondan okur, dilime dolarım. 

Onunla olan işim bitince de

Diğer elimdeki şaraba dönerim


Bir helal bir haram işim

Yapılır mı bu demeyin

Helal de benim haram da

Macera böyle bir şeydir işte


Severim macerayı 

Nass mı yoksa nas mı

Bir tercih yap dense

Nasa dönük yaşarım 

Yorumlar

  1. Merhabalar Sayın Hocam.

    Temanızı değiştirmişsiniz. Hayırlı olsun ve güle güle kullanın. Şiirinizi okudum (Nass ve Nas) İnternette "Nass" bulamadım ama "Nas" buldum. İşin hakikati "Nass" ve hilesi ise "Nas" değil mi? Nasıl olsa, bana mutlaka bir cevab-i yorum yazarsınız, yorumunuzda Nass ile Nas arasındaki farka da değinmenizi istirham ederim. Ne kadar olsa, işin özünü ve doğrusunu bir akademisyenden öğrenmek isterim.

    Hocam siz de içinde bulunduğumuz kötü durumun farkındasınız. Peki bizim sonumuz ne olacak? Elimize geçen son fırsatı da egoistlerin karşı tarafın ekmeğine yağ sürmek suretiyle kaçırmamıza sebep oldular.

    Kaleminize ve yüreğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar Recep Bey. Dün akşam temayı değiştirdim. Çok teşekkür ediyorum. Yazılarımdan seçtiklerimi günlük olarak sosyal medyada da paylaşırım. Bir okuyucu, paylaşımın yanında otomatik çıkan kurşun kaleme dikkat çekti. Onu kaldırsan ya da değiştirsen dedi. Nasıl değiştirilir bilmem. Bir iki kişiye gösterdim. Ayarlardan nereden değişir bulamadık. Bu bloğu da bir öğretmen arkadaş açıvermişti. Sadece yazıp paylaşmayı becerebiliyorum. Önceki tema da bloğun açıldığı 2015 yılından beri aynı tema idi. Dün akşam temalardan bunu seçtim. Şöyle fena değil gibi. Biraz da bu dursun istiyorum. Yazılarının yanında profilimi de koymak isterim. Onu da bir bilen vasıtasıyla öğrenirim inşallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nass ve nasa gelince, nass; Kuran ve sünnet için ifade edilir. İki s ile yazılır. Bu nass şimdilerde dile getirilmese de politika faizini aylık rutin indirmeleri öncesi birileri diline pelesenk etmişti. Nass var nass var diye. Müslüman için bir konuda nass varsa, akan sular durması lazım ve yerine getirilmesi gerek. Tek s ile yazılan nas ise insan kelimesinin çoğuludur. insanlar demek. Şiirde nass ile nas karşılaştırması yapmaya çalıştım. Bu karşılaştırma biraz zorlama oldu ama denedim. Şiirim güçlü olmadığı için belki tam ifade edemedim. Nesir olsa canını okurum. Bazı insanlar için hem malına hem mıhına denir ya nass ve nas da tam öyle oldu. Bir süre nass var nass dendi. Şimdi unutuldu. Burada nass düpedüz kullanıldı hem de aksesuar olarak. Şimdi de nasa (insanlara yani topluma) dönüldü. Zaten oy kaygısıyla hep insanlara ve topluma dönük çalışıyorlar. Nass dediğimiz Kur’an ve sünnet ise nası etkilemek için kullanılıyor. Kısaca nassın sevilmesi ve istenmesine ziyade bundan hareketle Nas yani oy avcılığı idi bana göre yapılan.

      Sil
    2. Kötü durumun 2011 yılından beri farkındayım. Bugünkü hal 2011 yılından itibaren yavaş yavaş göstere göstere geldi. Kolay kolay da bu kötü günler gitmeyecek. Diğer tahrifatlar bir tarafa ekonomi yönünden 2018 yılından beri yaşadığımız bir buhran halidir. Dünyanın kolay atlatamadığı 1929 Dünya buhranına benziyor. Kriz gibi değil. Seçimden sonra daha ağır hissedeceğiz. Hasılı sonumuz iyi değil, acınacak haldeyiz. Bu durumumuz da alternatif olmamasından. Alternatif diye çıkarılanlar da mevcut durumu devam ettirmekle görevli birer figüran. Oyla oynanan bir oyundu. Bitti. Her biri mevcudu korumakla görevli. Bizim ülkemize biçilen rol bu. Ne mevcuttan ne karşısındaki proje adamlardan bir şey bekliyorum. Hepsini bir üst akıl yönetiyor. Mevcut da karşısı da üst aklın figüranlarıdır. Bakmayın oyun kurucu gibi olduklarına. Bize biçilen bu rol, İstanbul’u işgal eden İngilizlerin tek kurşun atmadan İstanbul’u terk etmesiyle başladı bana göre. O gün birileriyle anlaşıp onlara bıraktılar, bugün de başkasına. Bunların hiçbiri kurtarıcı değil, kurtuluşumuz kurtarıcı kardan kurtulmak. Bu da nasıl olacak bilmiyorum. Bir başıma hiçbir şeye gücümüz yetmez. Siyasetten umudunu yitirmiş biri olarak namerde muhtaç olmadan yaşamaya çalışmak. Yaşarken hiçbirine eyvallah dememek. Hoşnutsuzluğumu da yazıya dökerek imanın en zayıf noktasını dile getirmeye çalışıyorum. (Kötülüğü el ile gücün yetmiyorsa dil ile buna da gücün yetmiyorsa kalbinle buğzet anlamında yazılarımla buğzediyorum.)
      Vaktiniz olursa şu yazımı okursanız, ne demek istediğimi anlattığımı düşünüyorum:
      https://dilinkemigiyok.blogspot.com/2022/08/siyasetimizin-senaristleri-kimlerdir.html

      Sil
  3. Merhabalar Hocam.
    Cevab-i yorumlarınızda gerekli açıklamayı yaptığınız için çok teşekkür ederim. "Nass" ve "Nas" konusunu doğru anlamışım.
    Ülkenin durumu ile ilgili yaptığınız açıklamalar için de çok teşekkür ederim. Ülkemizin sevk ve idaresi konusundaki görüşünüze de aynen katılıyorum. Önerdiğiniz yazınızı da okuyacağım.

    Tema ile ilgili konuya gelecek olursak. O kurşun kalemi kaldırmak kolaydı. Önceki sayfanızda benim hiç dikkatimi çekmedi ama, o kalemin orada oluşu ne anlam ifade ediyordu ki de sizden kaldırmanızı istemiş bir anlam veremedim.

    Yazılarınızın yanın a ya da altın profilinizin eklenmesi de çok kolay. Şöyle yapmanız gerekiyor: Blogger'in yazılarımızı eklediğimiz ve bazı ayarlarımızı yaptığımız kumanda paneline geçin. Sol bölümdeki ayarlar başlıklarından "Düzen"i seçin. "Main Posts" , "Blog Kayıtları" ve sağ tarafta düzenle simgesi olan kurşun kaleme tıklayın. Blog yayınları ile ilgili açılan pencereden "Yazar Göster" satırının sağındaki daire balonunu tıklayın ve aktif hale gelsin. Daha sonra aşağılarda "Yazar Profilini göster" ayar satırının sağındaki yine daire balonunu tıklayın ve aktif hale getirin.
    Daha sonra pencerenin en altındaki KAYDET butonuna tıklayın ve yaptığınız değişikliklerin kaydedilmesini sağlayın. Eğer komutunuza cevap alırsanız kayıttan sonra pencere kapanır. Eğer pencere kapanmaz ve pencere alanı grileşirse, bu durum tamamen Blogger'in bir hatası. Bu işlemleri temanın HTML kodlarını açıp ilgili gadgeti bulup buradan yapmamız gerekiyor. İnşAllah şanslı bir zamana denk gelir de seçenekleriniz kayda girer.
    Kolay gelsin.

    YanıtlaSil
  4. Merhabalar Hocam.
    Sizin için bir header hazırladım ve onu benim deneme blog isimli sayfamda örnek uygulamasını yaptım . Beğenirseniz üzerinde biraz daha detaylı çalışıp bir başlık resmi oluşturabiliriz.
    selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. As. Beğenmemek ne mümkün. Benim için herr gördüğüm yeni bir bilgidir. Çok teşekkür ediyorum.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde