Halkın gündeminde ne var?
Sorduğun soruya bak. Halkın tek ve
değişmez gündemi bugünlerde aslına bakılırsa bu yıllarda hep ekonomidir.
Ne diyor?
Demiyor.
Ya ne yapıyor?
Bakıyor sadece.
Neye?
Dolara bakıyor, gözü avroya
kayıyor. Türk lirasının her gün değer kaybedişini görüyor. Market ve alışveriş
yerine girince etiketlere bakıyor, akar yakıta günaşırı gelen zamma bakıyor, gelen
ÖTV zammını düşünüyor, KDV'nin yüzde yirmiye yükselmesini görüyor, fahiş
kiraları duyuyor. 7.500 lira emekli maaşı alanlar kara kara düşünüyor. Asgari
ücretli bu maaşla ne yer ne içerim, nasıl kira veririm. Evi nasıl geçindiririm derdinde.
Tepkili mi?
Tepki gösteren de var ama çoğunluk sessiz. Yüzlerde bir tedirginlik
hali var. Ne olacak, bu gidişatın sonu ne olacak tedirginliği sanırım.
Çoğunluk niye sessiz?
Çoğunluğun çoğunluğu, birileri gidişattan, hayat pahalılığından
dert yandıkça soğan, patatese ülkeyi satmayız diyenler.
Birileri soğan ve patatese ülke mi sattı?
Satan yoktu da kim pahalılıktan bahsetmişse, sesi gür çıkan
bu büyük koro, meseleyi soğan ve patatese indirgemişti. Kim ağzına pahalılığı almışsa
ayıplamış, lafı ağza tıkamıştı. Gelmekte olanı görmedi daha doğrusu görmek istemedi.
Demek ki mesele soğan, patates değilmiş.
Şimdi gördüler mi?
Çok görmüşe benzemiyorlar. Şunlar bunlar yapıldı, şunlar verildi.
Deprem oldu. Ne olmuş yani vergilere biraz dokunulmuşsa diyorlar. Hep verecek, hiç
almayacak mı diyorlar? İnan vergiyi koyup yürürlüğe koyan bunlar kadar rahat değil.
Bunlardaki rahatlık bir başka ve tarifi yapılmaz bir rahatlık.
Bu tiplerin tuzu kuru olmalı.
Var içlerinde tuzu kuru olanlar ama hepsinin tuzu kuru değil.
Tuzu kuru olanları anlarım da tuzu kuru olmayanların sessizliği ve olup biteni normal
görmesi, olsa olsa savunma psikolojisi olur. Mazeret ve gerekçe üretmeleri de bundan.
Hiç konuşmayıp sessiz kalsalar daha iyi olur. Hele bazılarının bu ekonomik buhranı
depreme indirgemesi, zam ve vergileri deprem kaynaklı görmesi ayrı bir garabet.
Deprem oldu ama ve maliyeti de yüksek.
Depreme ve maliyetine amenna. Ama tüm bu zam ve vergiler deprem
olduğu anda konsa bir anlamı olurdu. Depremin ardından beş ay geçtikten sonra deprem
olmuştu denmesi ne kadar inandırıcı olur. İzlenen oportünist politikanın acı sonu
deseler, eyvallah dersin.
Bu işin sonu nereye gider?
Bu zam ve vergilerle bu ekonomi döndürülür duruma gelse herkes bağrına taş basar, sonuca katlanır. Bilelim ki bu işin sonu felaket. Çünkü yaşadığımız ekonomik kriz falan değil, bir ekonomik buhrandır. Kriz gibi bugünden yarına çekip gitmeyecek bir buhran. Yıllar yılı sürer. Şimdi toplanan vergilerle kasım, aralığa kadar bütçeyi biraz doldururuz. Ocaktan itibaren marta kadar yine oportünist politika izleriz. Mahalli seçimler geçtikten sonra bu ekonomik buhranla baş başa kalacağız. Temenni ederim ki altından kalkarız, Sosyal patlamalara sebebiyet vermez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder