Şehrin yerel zincir marketlerinden biri evime yakın.
Fiyatları da diğer marketlerle ya aynı olur ya da az düşük. Hem yakınlığı hem
de emsallerine göre makul bulduğum için alışverişlerimi ağırlıklı olarak
buradan yaparım.
Bayram öncesi çocuk sever diye beşer
kiloluk ahududu ve vişne suyu içeceği aldım. Birkaç gün sonra içmek için
açtığımızda içeceğin ekşimiş olduğunu tespit ettik. Evden, bu ürün bozulmuş,
geri ver dense de hem açıldı hem de fişini attım. Değiştirim olmaz. Zaten ben
de götürmem. En iyisi dökün dedim.
Birkaç gün sonra aynı marketten
alışveriş yaptım. Ödeme yaparken de daha önce aldığım içeceklerin terekte olup
olmadığını kontrol ettim. Bolca vardı ve satışta idi. Ödeme yaptığım kasiyere, arkamda
sıra bekleyen olmayınca başkası duymayacak şekilde kasiyere, kızım, geçen hafta
şu marka ahududu içeceği almıştım. Ekşimiş. İçemedik. Başka şikayet geldi mi?
Vişneli olanını daha açmadık. O nasıl bilmiyorum. Geri alma durumunuz var mı?
Fişini isterseniz, elimde fiş yok dedim. Hemen daha sorumlu ilgili kişiye
gitti. Durumu anlattı. Daha yetkili olan yanıma geldi. "Fişiniz olmayınca,
değiştiremiyoruz. Çünkü biz de geri iade ederken firmaya fişi göstermemiz
gerekecek" dedi. Fişi olmayınca, değiştirmeyebilirsiniz. Yalnız ürün
ortada. Getirip tadabilirsiniz. Bu şehirde bu marka bu ürünü sizin marketler
dışında satan yok. Aynı ürünü satıyorsunuz. Yarın bir başkası da aynı şikayetle
gelebilir dedim ise de "Maalesef değiştiremiyoruz. Çünkü fişiniz yok"
dedi. Eyvallah, hakkınız var. Bu yüzden bir şey diyemiyorum. Vaktinizi aldım. Kusura
bakmayın deyip çıktım.
*
Bugünlerde gündüzleri sıcak mı
sıcak. Gündüz yaptığım yürüyüşleri akşamın serininde yapıyorum. Yürüyüşü
bitirip eve dönerken birkaç kalem ihtiyacı da alayım diye akşam 22.00 suları
markete girdim. Alacağımı aldım. Başka ne alayım derken oğlanın sevdiği
çikolatadan alayım dedim. Ürünün fiyatına baktım. Daha önceki aldığım fiyatta
duruyor. Zamlardan daha nasibini almamış, bu vesileyle oğlanı sevindireyim
dedim. Yanlış okumayayım deyip etikete tekrar baktım. Kasaya yanaştım. Kızımız
barkotlardan okuyarak ödemeyi temassız kart ile yaptım. Kızım, fiyat kafamdaki
hesaba göre biraz fazla geldi deyince, fişe bakarak amca, şunları şunları
almışsın diyerek aldığım kalemleri fiyatlarını okumadan saydı. Ne aldığımı
biliyorum. Fiyatlara bir bakayım dedim. Aldıklarımı poşete koymadan kenara
çekilip fişe baktım. Benim terekte 54.95 diye gördüğüm 700 gramlık çikolatanın
fiyatı, 69.95 TL idi. Kasa boştu zaten. Kızım, şu ürün terekte şu fiyat, kasada
bu fiyat. Bunu geri iade edeceğim dedim. Kız fişi alıp tereğe gitmeye kalkınca
girişteki güvenlik görevlisi, sen dur, ben bakıp geleyim dedi. Hep beraber
görevlinin gelmesini bekliyoruz. Çocuğu işe gönderiyorsun, sonra da ardından
sen gidiyorsun misali beklerken ağaç olduk. Gidip geleceği yer on adımlık yer
halbuki. Bu süre zarfında çikolata yeniden imal edilebilirdi. Sonra ardından
bir başkası gitti. Biraz da son gideni bekledik. Nice sonra muhteşem ikili
birlikte kasaya doğru teşrif ettiler.
Beyefendi, yanlış bakmışsınız.
Terekte de 69.95 yazıyor. Bak, sistemde de öyle dediler.
Durun bir de ben bakıp geleyim
dedim. Gitmemle gelmem bir oldu. Çünkü dedikleri doğruydu. Yanlış görmüş
olabilirim diyeceğim ama bu ürünün altında 69.95 yazmıyordu. Ne ara bu etiket
kondu buraya. Çok aklım almadı. Siz en iyisi bu ürünü geri iade alın dedim.
Kasiyer kız, niye geri iade
ediyorsun dedi onca olup biten gözünün önünde cereyan etmesine rağmen. Yoğunluk
olsa, araya bir başkası girse eh diyeceğim.
Fiyattan dolayı dedim.
Tamam, nakit mi vereyim yoksa karta
mı geçeyim dedi. Fark etmez ama kartla ödeme yaptım. İsterseniz, karta geçirin
dedim. Kız, parayı sayıp 70 lira hazırlamıştı ki diğer kasiyerler, güvenlik, o
anki baş sorumlu üşüştü oraya. Kız kartı alıp karta geçirmeye çalıştı.
Beceremedi. Dedi oradan biri, ödemeyi şifreli mi yaptınız yoksa şifresiz mi?
Şifresiz deyince o zaman temassız ödemelerde geri ödeme yapılmıyor dedi. Şifreli,
şifresiz ne fark eder? O zaman nakit verin dedim. Nakit alışveriş yapmadığınız
için nakit ödeme yapamıyoruz dediler. Az önce nakit hazırlamıştınız ama dedim.
Olsun, ödenmiyor dediler. Ne yapacağız dedim. Siz en iyisi 70 liralık başka bir
ürün alın dediler. Başka bir ürün almayacağım. İade alın dedim. Dur müdürü bir
arayayım dedi baş sorumlu. Telefonda müdür ne dediyse, iadesi olmuyor, siz
başka bir ürün beğenin dedi baş sorumlu. Belki de müdürü aramadı. Çünkü telefonu
kulağına götürmesiyle bana yönelmesi bir oldu. Aynı hızı terekteki ürünün fiyatına
gidenlerden de beklerdim. Beyefendi, almayacağım. Lütfen bu işi uzatmayın.
Yoksa tüm aldıklarımı geri iade edeceğim. Mesele üründeki on dört liralık fark
değil. Tavrınız ilginç dedim. Benim bu restimi gören başka bir kasiyer, ben
temassız ödemeleri geri iade alırım dedi. Geçti kasanın başına. Kartı istedi benden.
Sonra slipi istedi. Kartı posta tutarak önce önceki ödemeyi iptal etti.
Ardından çikolata dışındaki ödeme miktarını girdi. Kartı tekrar okuttu.
İşleminiz tamam beyefendi dedi. Tüm bunları bir iki dakika içinde yaptı. Buradaki
hızı tereğe yeni fiyatı yapıştıranlardan da beklerdim. Teşekkür ederim kızım.
Sizi uğraştırdım dedim. Estağfurullah, siz kusura bakmayın dediler.
Aldıklarımı poşete koyup evin yolunu tuttum.
Tepkimi ve inadım aşırı bulabilirsiniz. İnsanlık hali olabilir
diyebilirsiniz. Ne belli senin yanlış görmediğin deyin de olsun bitsin. Yalnız bu
marketin bu yaptığı ilk değil. Nazarımda sicilli. Bunu zaman zaman yapıyor. Belki
de hep yapıyor. Benim gibi bir cins fişi kontrol edince ortaya çıkıyor. Normal müşteriler,
kasadan ne çıkmışsa ödeyip gidiyor. Çoğu fiş de almıyor zaten.
Aynı markette daha önce de terekteki ürünün fiyatı ile kasadaki
farklı başka bir üründe başıma geldi. Farkına varıp söylediğimde, beyefendi, etiketi
değiştirmemişiz. Kasadaki fiyat geçerli demişlerdi. O zaman sessiz kalmıştım. Çünkü
insanlık hali, unutulabilir. Durumunu izah edene ne diyebilirsin. Bu sefer tepkimi
bu şekil göstermiş oldum.
Bu market belli ki marketçilik yapıyor. Üstelik tek yerde değil. Şehrin belirli bölgelerinde şubeleri var. Şubesi çok, bu işi yıllardır yapıyor ama belli ki kurumsallaşmasını tamamlayamamış. Böyle giderse emsal marketlere göre hesaplı vermesi kendilerini kurtarmayabilir (Hesaplı diyorum. Emsallerine göre. Zira ürünlerde hesaplı ve makul dönemi bitti). Çünkü bu şehir kurumsallaşamayan ve marka olamayan nice yerel zincir marketlere mezar oldu. Boş harç devrettiler. Üreticiden aldıkları ürünlerin fiyatını bile ödemeden kaybolup gittiler. Unutmayalım ki bu şehirde ve her şehirde güven veren, kurumsallaşan işletmeler ayakta kalır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder