10 Temmuz 2023 Pazartesi

Emeklilere Reva mı?

"Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Genel Başkanı Kazım Ergün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine yükseltilmesi ve aylıklara seyyanen 4 bin lira iyileştirme yapılması talebiyle mektup gönderdi."

TÜED Başkanının Cumhurbaşkanına yazdığı ve gazetelere yansıyan bu mektup, içeriği dolu ve emeklilerin haklı isteklerini dile getiren uzun bir mektup. Başkan haklı mı? Hem de yerden göğe kadar. 

Emekliler farklı maaş alsalar da aylığı 7.500 lira olanları var. Temmuz zammı ile birlikte 10 bin lira alacaklar. Bu ekonomik darboğazda bir emeklinin bu para ile geçinmesi zor. Üstelik hepsi de 10 bin almayacakmış. Kök maaşın üzerine yüzde 25 eklenecekmiş. Mesela kök maaşı 5 bin olan bir emekliye yüzde 25 eklenince 7.500 liranın altında kalıyor. Bu kişi yine 7.500 almaya devam edecek. Kısaca yüzde 25 zam en düşük emeklilerin aldığı 7.500'ün üzerine eklenmeyecek. 

Emekliler maaşlarının asgari ücret seviyesine çıkarılmasını ve ilaveten 4 bin lira seyyanen zam verilmesini talep ediyor. Bu da 15.400 lira yapar. Bugünün şartlarında bu para fazla değil ve çok makul. Yetkililerin bu talebe bigane kalmamasında fayda var. 

En düşük devlet memuru maaşının 22 bin liraya çıkarıldığı bir dönemde, emeklilerimizi memur maaşının yarısından daha az bir maaşa talim ettirmek hakkaniyete sığmaz. Çünkü asgari ücretin mantığında bu ülkede geçimin en asgarisi baz alınıyor. Emeklilere asgari ücretin altında bir maaş vermek bunları yok hükmünde kabul etmek, ölüme terk etmek, değersiz görmek anlamına gelir. Bunlar emekli de olsalar bir aile geçindiriyor, bu toplumun etkilendiği enflasyon ve hayat pahalılığından etkileniyorlar. Emeklilere reva görülen bu maaşla üvey evlat muamelesi yapıldığı yetmediği gibi bunun Türkçesi “Bizim başımıza yüksünüz. Biz sizi ölüme terk ediyoruz” demektir. Düşünce ne olursa olsun, emeklileri bu maaşa talim ettirmek değerlerimizde var olan büyüklere saygı anlayışıyla ters orantılıdır.

Unutmayalım ki emekliler ailenin büyüğüdür. Çocuk ve torun dededen, babaanneden harçlık bekler, büyüklerin yedirip içirmesini bekler. Hesabı da büyükler öder. Bu maaşla kendilerini geçindirmeleri zorken küçüklere nasıl ikram yapabilsinler. Yok yakınken emeklilerin maaşının yeniden gözden geçirilmesinde fayda vardır.

Emeklilerimizin sayısı fazla, çoğu orta yaşta emekli olabilir. Bütçe imkanları yeni bir fiyat artışına uygun olmayabilir. Erken emekli olmayı kendileri istediler, madem öyle emekli olmayalardı denebilir. İnsanlar emekli olmayı isteyebilir. Devlet aklı burada ortaya çıkmalı değil miydi? Özellikle EYT’lilere yönelik emekliliğe kapı açılmayabilirdi.

Emekli sayısının 15 milyon küsur, bu sayının nüfusa oranına bakıldığı zaman gördüğümüz her beş buçuk kişiden biri emekli. Çalışan nüfusa oranlarsak öyle zannediyorum her üç kişiden biri emekli. Bu kadar emekli nüfus koca bir ordu demektir. Bu koca orduyu dünyanın hiçbir ülkesinin bütçesi kaldırmaz. Bu da siyasilerin sık sık emeklilik yaşıyla oynamasının bir sonucu.

Burada yurtdışında çalışan bir gurbetçinin kendisinden genç birinin emekli olduğunu duyunca, olur mu öyle şey, bu yaşta emekli olunur mu? Bizim çalıştığımız ülkede emeklilik yaşı 65’dir. Bu yaş değişmez dediğine şahit olduğumu antrparantez söylemek isterim.

Sonuç olarak emekliye kimseye muhtaç olmadan insanca yaşayabileceği bir maaşı veremeyeceksek, önü arkası, bütçeye yükü düşünmeden erken yaşta emeklilik kapısını niçin açıyoruz? Bunun sorgulanması lazım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder