Gelin evlatlarım
yanıma.
Buyur baba.
Sizin için bugüne
kadar her şeyi yaptım. Saçımı süpürge ettim. Sizin için yaşadım. Artık vakit
geldi. Ne bıraktı isem, aranızda paylaşın.
Ne bıraktın bize?
Otuz yıllık bir
ev.
Hepsi bu mu?
Daha ne olacaktı
evlat? Ben o evi ne zorlukla aldım, bir bilseniz.
Bu evi almak zor olmuştur
da dört evlat biz bu evi nasıl paylaşacağız? Satsak, eski evi kim alır?
Elimden gelen bu.
Bunun için anamdan doğduğum andan itibaren çalıştım.
Küçümsemek gibi
olmasın, kusura bakma ama biraz boşa çalışmışsın gibi geldi bize.
Başka ne
yapabilirdim ki?
Gördüğümüz kadarıyla
Allah sana yürü ya kulum dememiş. Halbuki nice babalar var. Bir eli yağda,
diğeri balda. Kendisi yaşadığı gibi çocuklarını da ihya etti. Tabii biz o
şanslı evlatlardan olamadık. Bahtımıza yanalım.
Ne demek
istiyorsunuz? Daha ne bekliyordunuz?
Geçti gitti artık
baba. Şu aşamadan sonra yapılacak bir şey yok.
Yok biliyorum. Yine
de içinizde kalmasın.
Ne bilelim baba.
Bazı çocuklar hem kendi annesi babası tarafından hem de kayınpeder tarafından
şanslı. Çocuklarına öyle servet bıraktılar ki bıraktıkları servet onların
çocuklarını ve torunlarını da ihya eder. Kendilerine kalan atın, arabanın,
paranın, holdingin haddi hesabı yok. Bununla kalsa iyi. Babası vekilmiş.
Vekillik babasından sonra kendisine tevarüs etmiş. Ondan da çocuklarına.
Anlayacağın aile boyu Meclisteler. Yine bazı aileler var ki dede şeyh. Şeyhlik
ondan oğluna, oğlundan da torununa geçiyor. Şeyhlikle kalsa iyi. Para ve servet
gani. Mübarekler şeyh değil, holding sahibi. Tüm bunları elde etmek için taş
atıp elleri mi yoruldu sanki. Aile boyu büyükten küçüğe tevarüs ediyor.
Anlayacağın, bizim ne senin tarafından yüzümüz güldü ne anne tarafından ne de
hanım tarafından.
Ben neyse de anneni
ve hanımını ne karıştırırsın?
Öyle deme baba. Baba
tarafından bir şey yoksa bazıları anne tarafından servete konuyor, makam ve mevkie
oturuyor. Anam tarafı da aynı senin gibi maalesef. Hanım tarafına gelince, o
aile de bizim gibi züğürt. Soyadları bir şey ifade etmiyor. Kayınpeder
siyasetçi veya şeyh olsaydı, bir de oğlu olmasaydı, siyasetçilik ya da şeyhlik
kayınpederden damadına yani bana geçerdi. Hasılı, sen ne isen, biz de oyuz. Ne
bahtsız bedevi bir aile imişiz biz. Bu yüzden biz üzülmeyelim de kimler
üzülsün. Biz de senin gibi ömrü billahi çalışıp çabalayacağız. En iyi ihtimalle
çocuklarımıza senin bıraktığın gibi eski bir ev bırakacağız. Hoş, sen yine otuz
yıllık bir ev alabilmişsin. Bu aşamadan sonra beğenmediğimiz bu evi edinmek
bize haram. Çünkü lüks.
Çok acı konuştunuz evlatlar.
Giderayak bana yapılır mıydı bu?
Yapılmazdı biliriz. Üstelik yeri de değildi ama ne edersin ki gerçekler acıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder