Bir
anne çocukları için sabah kahvaltısına yumurta haşlamış. Yumurtayı gören çocuklar
bir sevinmiş bir sevinmiş. Anneciğim, yaşa var ol, bir tanesin. Bizim için kendini
heder ediyorsun. Hangi bir anne yapar bu yaptığını. Bulunmaz annesin. Hint kumaşı
ne ise sen osun demişler.
Tüm
bu tespiti gören anne, benim biricik çocuklarımsınız. Sizin için yaşıyorum. Size
yumurta pişirmeyip de kime pişireyim. Size hizmet, sizin karnınızı doyurmak bir
nevi ibadettir.
Annelerindeki
bu ibadet aşkına çocuklarının gözü dolar. İçleri kıpır kıpır olur.
Bu
konuşmanın ardından, anne pişirdiği yumurtaların her birini teker teker çocuklarına
verir. Yiyin çocuklar, afiyet olsun der.
Ama
çocuklar yemeye başlayamazlar. Çünkü bir gariplik var. Annelerine yumurta kalmamıştır.
Anne,
hani sana hani sana demişler.
Anne,
evet bana kalmadı. Ama sorun yok. Bunu çözeriz. Yeter ki adaletime güvenin demiş.
Adaletinden
ne şüphe anne. Söyle şu çözümünü demişler.
Yavrularım,
şimdi her biriniz yumurtasını ortadan ikiye bölsün. Yarısını bana versin. Kardeş
payı pardon anne-çocuk payı yapalım demiş.
Çocuklar,
yumurtalarını bölerek annelerine vermişler. Kendileri yarım yumurta yerken biricik
anneleri kaç yarım yumurtayı tüm tüm midesine indirmiş.
Yarım
yumurta ile karnını doyuran çocuklar, yumurtaları tüm tüm götüren annelerine teşekkür
etmeyi ihmal etmemişler. Çünkü yumurtayı pişiren odur, masaya servis eden odur, bu hakça paylaşımı yapan odur. Anne kaç tüm yemiş. Yesin o kadar. Helali hoş olsun. Zira hak etti. Anne olmasaydı,
çocuklar yarım yumurtayı nereden bulabileceklerdi? O yüzden anneye ne kadar teşekkür
etseler, hakkını ödeyemezler.
Herkes afiyetle kahvaltısını yemiş yemeye. Bir kişi hariç hepsi memnun olmuş
bu mükellef sofradan. Hanenin yaramazı açmış ağzını, yummuş gözünü. Anne, bu yaptığın
taksimi kurt yapmaz. Zira bu taksimatında bir haksızlık var. Senin bu yaptığın dokuz
kişiye bir pul, bir kişiye dokuz pul taksimine benziyor demiş. Demiş ama başta annesi
olmak üzere diğer kardeşlerinden zırgıcı yemiş. Bu devirde yarım yumurta buldun
da bunuyorsun. Annemiz olmasaydı, yarım da yiyemeyecektik. Nankörlük yapma. Bil
ki bu taksimatı başkası kıskanıyor. Sen bu kafayı değiştir demişler.
Yaramaz
çocuk, bakar ki karşısı çok güçlü. Bu itirazına devam ederse, sair zamanlarda yarım
yumurtadan da mahrum kalacak. En iyisi sesimi çıkarmayayım. Porsiyonumu küçülterek
hayatıma devam edeyim. Zaten sesimi çıkarırsam, huzur bulamayacağım. Şu kardeşlerim
gibi ben de mutlu olayım demiş ve söylediklerinden nedamet duymuş ve koroya katılmış.
Yaramaz da olsa akıllı çocukmuş vesselam. Öyle ya bu devirde böyle anne bulunur mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder