Milli
Eğitim Bakanlığı, MESEM’le de yetinmeyip büyüklere de el attı. 2020 yılında
yayımladığı bir yazı ile Diploma Telafi Programını uygulamaya koydu. MESEM,
ortaokulu bitirmiş, lise seviyesindeki öğrencilere hitap ederken diploma telafi
programı, daha önce kalfalık ve ustalık almış büyüklere yönelik bir uygulama.
Bu
programa, kalfalık ve ustalık belgesine sahip olan ortaokul mezunları, herhangi
bir lisede okurken okulu yarım bırakıp tasdikname alanlar, açık liselerde
okumakta olanlar, 12 sınıfta okumakta olan MESEM öğrencileri ve diğer lise
mezunları öğrenci olarak kabul ediliyor.
Mesleki
teknik lise bünyesinde açılan bu diploma telafi programını bitirenler, meslek
lisesi diploması almaya hak kazanıyor, daha önce bir lise bitirenler ise bu
liseden sonra ikinci bir lise yani meslek lisesi diploması elde ediyor. Tek
yapacakları, gördükleri derslerden ve fark derslerden başarılı olmak ve
devamsızlıktan kalmamak.
Eğitim
ve öğretim, çoğu alanda istenilen seviyeden çok uzak olsa da Bakanlığın, MESEM’in ardından Diploma Telafi Programı adıyla
uygulamaya koyduğu projeyi takdire şayan ve çok isabetli bir adım olarak gördüğümü
söylemeliyim.
MEB’in
büyüklere yönelik uygulamaya koyduğu bu Diploma Telafi Programı öğrencileriyle Fethi
Sekin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde müşerref oldum. Bu yıl bu projenin üçüncü
mezunları olan öğrencileriyle tanıştım. Gündüz işte patron veya işçi, akşam ise
okulda öğrenci olan bu eli öpülesi emekçilerin yaş aralığı 25-60 arası. Beşikten
mezara ilim dedikleri bu olsa gerek.
Elleri
öpülesi diyorum. Zira fazlasıyla hak ettiler. Hepsinin yüzünde bir aşk bir şevk
ve mezun olma mutluluğu vardı. Mezun olmayı da hak ettiler. Bu yaşta azim ve gayretin
elinden hiçbir şeyin onları geri bırakmadığını herkese göstermiş oldular. Gündüz
işte bittik, yorgun ve argınız demediler. Akşam da koşa koşa okulun yolunu tuttular.
18.00-22.00 arası derse iştahla katıldılar.
Her biri
işinde kendini ispatlamış ve elinin emeğini yiyen bu kişiler kalfalık ve ustalığın
ardından başarı hanelerine meslek lisesi diploması da eklemiş oldular. Onlara gıpta
ettim. Azim ve gayretlerine şapka çıkardım. Onların bu gayret ve çabası, öyle zannediyorum,
okumamak ve başarılı olmamak için kakalama okullarına giden çocuklarına örnek olacak
ve onları kamçılayacaktır.
Bunca
öğretmenlik hayatımda değişik okul türlerinde çalıştım. Fethi Sekin MTAL’yi tercih
ederken de öğretmenlik serüvenim de daha önce hiç çalışmadığım meslek lisesinde
çalışayım. Bir de o ortamı göreyim düşüncesindeydim. Gündüz MESEM’leri, akşam büyükleri
gördüm. Farklı bir öğrenci profili idi benim için. Hele büyüklerin bu yaşta bizden
geçti demeyip bu işe dört elle sarılmaları okumanın yaşı yok sözünü bir kez daha
hatırlattı bana.
İş arasında
okumayı sevdikleri gibi okulu ve okul ortamını da çok sevdiler. Okulu evleri bildiler.
Zamanında değişik sebeplerle okumamanın pişmanlığını bu şekilde gecikmiş de olsa
gidermiş oldular. İş tecrübelerine yeni bilgiler kazandırdılar. Değişik iş kollarından
gelen farklı insanlarla aynı sırayı paylaşıp aynı havayı teneffüs ettiler. Çabuk kaynaşıp yeni
dostlar edinmiş oldular. Bu ortamın sağlanmasında ve okul ortamını evleri bilmesinde onlara bu imkanı sunan ve okulu sevdiren okul yönetiminin, özellikle okulu ikinci evi haline getiren müdür yardımcısının ve derslerine giren öğretmenlerinin payı büyük. Onlar da büyük bir teşekkürü hak ediyor.
Giderayak
organize olup okul yönetiminin her alanda her zaman destek vermesiyle mezuniyet töreni yapıp kep bile
giydiler. Heyecan ve mutluluk yüzlerinden okunuyordu. Maşallah tuttuklarını koparıyorlar.
İsteyince oluyor demek ki.
Mezun
ettiğimiz öğrenciler meslek lisesi diploması almakla da yetinmeyecekler. Hazır gayrete
gelmişken üniversite okuyayım diyerek çoğu üniversite sınavına müracaat etti. İnşallah
onları üniversiteyi kazanmış ve mezun olmuş olarak görürüz.
Hayatın
içinde hayat okulunu okuyarak elinin emeğini kazanan, görmüş geçirmiş bu kişileri
hiç unutmayacağım. Gönlümde ayrı bir yerleri olacak. Hepsi hayatın cenderesinden
geçmiş, hasbi, içten insanlar. Hepsinin yolu açık olsun.
Bu arada
böyle bir ihtiyacı görüp eskinin akşam okulu gibi bu iş insanlarımızın, Diploma
Telafi Programı adı altında okumasına imkan veren, bunu yürürlüğe koyarak onların
ihtiyacını gideren MEB bir teşekkürü hak ediyor. Başlatılan bu programla ilgili
bir öneride bulunmak isterim. Başarıyla yürüyen bu telafi programının adı, II. Abdülhamit
zamanında uygulamaya konan sanayi mektepleri projesine çok benziyor. Halihazırda
bu mektepler, bugün ismiyle yaşatılmıyor. Bu okulların işlevini bugün mesleki ve teknik Anadolu liseleri gideriyor olsa da Diploma Telafi Programı adı
altında başlatılan bu programa, Diploma Telafi Programı değil de “Yeni
Sanayi Mektebi” dense, sanayi mektebi ismi yaşatılmış olur.
Yorumlar
Yorum Gönder