Büyük basında
yer bulmasa da bugünlerde küçük sitelerde şöyle bir haber yer
aldı. Haberin aslı astarı nedir bilmiyorum. Haberin içeriğine kısaca
değinmek isterim.
Bir ilçe
öğretmenevinde ilçenin kaymakamı bir iftar vermek ister. İftar menüsünü kendisi
belirler. Menüde İzmir köfte olacak. Öğretmenevine de talimat verilir.
Günün mesai
bitiminde aşçının İzmir köfte yerine bir günün sonrası menü listesinde yer alan
etli sote yemeğini yaptığını öğrenen öğretmenevi müdiresi, menüde yapılan yanlıştan
kaymakamı bilgilendirmek üzere özel idare yetkilisine haber verir.
İftar
yapılır. Kaymakam misafirlerinin yanına öğretmenevi müdiresini çağırır. Yüksek
ses tonuyla "Menüde İzmir köfte olacaktı. Niçin değişti diye sorar. Müdire
de ilgili görevlinin günleri şaşırdığını, bir gün sonrasının yemeğini
yaptığını, bu yanlışlıktan haberinin olur olmaz sizi bilgilendirmek üzere özel
idareyi bilgilendirdiğini, bu yanlışlıktan dolayı özrünü beyan eder.
Kaymakam,
bundan sonra burada böyle bir iftar programı yapmayacağını söyler. Müdire de
siz bilirsiniz der. Konu kapanır. Daha doğrusu kapandığı zannedilir.
Bu arada
kaymakamın il valisini aradığı, bu müdirenin görevden alınmasını istediği
iddialar arasında yer alıyor.
Konunun
kapanmadığı muhakkiklerin gelmesiyle anlaşılır. Öğretmenevi müdiresine,
"Amire saygısızlıktan" inceleme ve soruşturma başlatılır.
Soruşturma
sonucunda, öğretmenevi müdiresinin “Amire saygısızlık” yaptığı sübut
bulur. Müdireye 1/8 maaş kesim cezası ve müdürlük görevinin üzerinden alınarak
öğretmen olarak atanması takdir edilir.
Yine küçük
sitelerde yer aldığına göre öğretmenevi müdiresinin gösterdiği başarılarından
dolayı Bakanlık tarafından daha önce başarı belgesi ile taltif edildiği yazılı.
Maaş kesim ve öğretmenliğe tenzil edildiğine göre ceza takdirinde geçmiş başarıları
dikkate alınmamış.
Bu olayda bir
yanlışlık yapılmış mı? Yapılmış. Müdire suçlu mu? Her ne kadar yanlışlığı yapan
aşçı da olsa kurumun müdürü olduğu için sorumludur. Büyük bir yanlış mı? İşin
öbür ucunda kaymakam olunca yanlış büyük. Yanlışın telafisi var mıydı? Müdirenin
haberinin olduğu saat itibariyle yeni yemeğin iftara yetişmesi mümkün değil. Yanlışlık
affedilmez bir yanlışlık mı? Sonunda bir yemek üstelik etli bir yemek çıkmış. Kaymakam
ve misafirler doymuş ve bir mağduriyet oluşmamış. Yemekten sonra kaymakam
müdire hanımdan izahat istemiş. Daha önce özel idare aracılığıyla kaymakamı bilgilendirdiği
halde müdire hanım misafirlerin arasında yapılan yanlışın izahatını yapmış ve
özür dilemiş. Özür dilemek de bir erdemliktir. Bu yanlışta bir kast var mı? Niye
kasıt olsun. Özür dilemek sorunu çözer mi? En azından kalpleri yumuşatır ve bir
kastın olmadığı anlaşılır. Özürün ardından inceleme ve soruşturmaya gerek var
mıydı? Pekala, müdire hanım, bir daha olmasın, daha dikkatli olun sözlü uyarısı
yeterli olabilirdi.
Diyelim ki müdire
işin ciddiyetini anlasın diye bir inceleme ve soruşturmayı hak etti. Ardından muhakkikler
görevlendirildi. Muhakkikler, olayla ilgili bilgi, belge, delil, ifade ve varsa
tanıkların beyanını topladı. Tahlil ve münakaşa yapmak suretiyle olayın sübut bulup
bulmadığı, amire saygısızlık yapılıp yapılmadığı, bu olayda bir kastın olup olmadığı
hususunu inceledi. Olayın tüm boyutu basında yazılıp çizilenden ibaret ise bu dosyadan
bir ceza takdiri çıkmaz. Çıksa çıksa “Görevini ihmal ve savsaklamadan dolayı müdireye
uyarı veya kınama cezası takdir edilebilir. Öncesi başarıları dikkate alınarak 1.disiplin
amiri, sübut bulan bu tecziyeyi uygulamaz. Dosya da bu şekilde kapatılabilirdi.
Burada, gizli
olduğu için inceleme dosyasının içeriğini görmek imkanımız yok. Dosya görülse bile
şikayetçi kaymakam olduğu için kaymakamın verdiği bilgiler dosyada yer almaz. Ama
basının verdiği bilgilere göre burada “Amire saygısızlık” durumu yok. Muhakkiklerin
sübut buldurduğuna bu takdir zorlama bir sonuçtur. Bu sübut üst amirin ricasını
emir kabul bazı muhakkiklerin vardığı sonuca benziyor.
Sonuç olarak asli
görevine döndürülen öğretmenin suçu, sert kayaya çarpmasıdır. Çünkü işin öbür ucunda
mülki amir var ve mülki amirin şikayeti söz konusu. Şikayetçi kaymakam olunca uyarı
ve kınama kesmez. Mutlaka kellesi alınmalıdır. Muhakkiklere düşen de dosyada bunun kılıfını işlemektir.
Yeter ki mülki amir, emri altında çalışan bir yönetici veya memurun görevinden alınmasını
hissettirsin. Bu tür muhakkikler için sübuttan kolay ne var.
Aslında bu basit olayda tüm mesele suyu bulandırma meselesidir. Üst yöneticilerin suyunu bulandıran birini de tutundurmazlar. Bu görüntüsüyle, sahibi olmayan bu teşkilat, kurban bayramı hediyesi olarak mülki amire sarı öküz hediye etmiştir. Zira bu teşkilatta hediye edilecek sarı öküz çoktur.
Merhabalar.
YanıtlaSilBu teşkilatta hediye edilecek sarı öküzün çokluğuyla birlikte, mülki amire hediye edilen sarı öküzden murat edileni anlayamadım.
Sarı öküzün bir anlamı olmalı ama ne? Açıklarsanız memnun olurum.
Sağlıcakla ve esen kalın. İyi bayramlar dilerim.
İyi bayramlar Recep Bey. Sarı öküz hikayesi "Biz o sarı öküzü vermeyecektik" pişmanlığıyla ifade edilen bir deyimdir. Bir ve bareber iken aslanlara yem olmayan öküzlerin, aslanların öküzlere sağdan yaklaşmasıyla içlerindeki zayıf, cılız, sarı öküzü aslanlara vermeleriyle başlar. Güya bu sarı öküzü kurban ederek aslanların tehlikesinden kurtulacaklar. Ama vermekle kalmıyor. Aslanlar acıktıkça başka öküz istiyorlar. Sonunda öküzler ordusu teker teker aslanlara kurban edilir. https://t24.com.tr/yazarlar/leyla-alp/sari-okuzu-vermeyecektik,17209
SilAçıklamanız için teşekkür ederim sayın hocam. İyi bayramlar dilerim.
Sil