28 Nisan 2023 Cuma

Fiyat Değişkenliği ve Bardağın Dolu Tarafı

Kimi görsen, kiminle konuşsan, alışveriş ödemelerinde sıra bekleyenleri görsen, hepsinde bir tedirginlik hepsinde bir serzeniş söz konusu. Hepsinin ortak derdi, ne olacak bu fiyatların hali, böyle böyle nereye kadar gidecek... 

Hak vermekle beraber bu tür serzenişlere katılmıyorum. Tüm bu dertlenmeler bardağın boş tarafından bakmaktır. Herkes bardağın dolu tarafından bakıverse, orta yerde ne sorun kalacak ne de dert. 

Bu insanlar dünyanın sabit kalmayıp sürekli döndüğünü kabul ederler. Nedense fiyatların değişmesine tahammül edemiyorlar. Madem ki dünya dönüyor, her şey hareket halinde. Fiyatlar da bunlara paralel değişecek. 

Fiyatlar değişecek ki insanlar, kendi aralarında ortak nokta bulabilsinler. İki yabancı kırk yıllık arkadaş gibi konuşuyorlar. Bir düşünün, fiyatlar sabit kalsa, iki yabancı birbirine somurtup duracak. 

Fiyatlar değişecek ki insanımız her alışverişe gözü kapalı gitmeyecek, hesap kitap yapacak.

Her değişen etiketi görünce sadece gözü değil, başta beyni olmak üzere tüm vücut harekete geçecek. Kah homurdanacak kah kızacak kah bundan iyisi can sağlığı kah Avrupa'ya göre yine iyiyiz kah evet pahalı ama şu şu artı yönümüz var kah eskiden bunları paramızla bulamıyorduk, başkası gelince daha mı iyi yapacak, inadına istikrar, inadına değişim diyecek. Böylece tüm vücut harekete geçecek. Sabit vücudu harekete geçirerek vücudunun sadakasını vermiş olacak. 

Şaka yapmıyorum, ironi asla. Bunun adı bedenin atıl kalan yönlerini harekete geçirmektir. Düşünmektir, zihni zorlamaktır, zihni açmaktır, dertlenmektir, dert ve sıkıntılara karşı bilenmektir, her şeye rağmen ayakta kalmaya çalışmaktır. Daha önceki bolluk ve refah adına bugünlere katlanmaktır, ardından iyi günlerin geleceğini umut etmektir, hayattan beklentiyi azaltmaktır. 

Aslında tüm sıkıntıların kaynağı hayattan ve gelecekten çok şey beklemektir. Beklentiyi azalttıkça hatta yok ettikçe, olanla yetindikçe hayat daha bir güzel olacaktır. Deneyelim bu dediklerimi. Geri kalan ömrümüz daha huzurlu geçecektir. 

Devam edelim. Anne karnında dokuz ay on gün kalmayı unutup değişen fiyatlara tahammül edemiyor musun? Bu durumda yapacağın şey, alışverişte fiyat sormayacaksın, terekten alacağını alıp etiketlere bakmayacaksın, alavereni gözün kapalı yapacaksın, kasaya yanaşıp kasiyere ödeme yaparken kartı uzatıp çekmesini söyleyeceksin. Kaç para tuttuğuna bakmayacaksın. Yapacağın tek şey kart şifreni girmek olacak. Bu kadarına da katlan artık. Hatta kartında temassız özelliği varsa, kartı post makinesine dokundurup çekeceksin. Karşılığında alışveriş fişini ve slip almayıp kartı hemen cebine koyacaksın. Arkana bakmadan evin yolunu tutacaksın.

Yine tüm bu olup biten de sorumlu aramayacaksın. Tüm dünyada böyle, başa gelen çekilir hem biz daha iyi durumdayız diyeceksin.

Kaldı mı sorun? Bence sorun yok. Hayata biraz da bardağın böyle dolu tarafından bakalım. Ayrıca meseleleri sorun etmemek de meseleleri yok ettiğini unutmayalım ve geri kalan ömrümüzü huzurla geçirelim. Dünya gailesi ve dünya meşgalesi için üç günlük huzur bozmaya değmez.

Düşünün sene, hayat hep tozpembe olacak, hep gül olacak, dikeni olmayacak. Hep iyi ve güzel şeyler... Çekilir mi bu hayat. Hem her şey güzel olacak da biz yazı konusu olarak ne bulacağız değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder