Bir misyon için yola
çıkanların, başarı gelsin veya gelmesin;
Bir duruşu olmalı,
Savunduğu değerlerinden
ve prensiplerinden ödün vermemeli,
İdeal ve
prensiplerini gerçekleştirmek için efor sarf etmeli,
Yolunu, hedeflerini
ve kendi yapacaklarını anlatmalı,
Başarı için her yolu
mubah görmemeli,
Başkasını
kötülememeli,
Belden aşağı
vurmamalı,
Ben daha iyi yaparım
demeli,
Üslubunu bozmamalı, diline
ayar vermeli ve gerekirse fermuar çekmeli, maksadını aşan sözler sarf etmişse
özür dileyebilmeli,
Nezaket ve saygıyı
elden bırakmamalı,
Zikzak
çizmemeli,
Dozajında ve
seviyeli eleştiri yapmalı,
Kendisine yapılan eleştiriye
gelmeli,
Yüzüne bakamayacağı
şeyler söylememeli,
Kendisine
yapılmasını istemediğini başkasına yapmamalı, empatiyi düstur edinmeli,
Tüm çabası fazilet
ve erdem yarışı olmalı,
Kutuplaştırıcı,
ötekileştirici bir üslup kullanmamalı,
Fikirlerinden dolayı
kimseyi ayıplamamalı, hep insan onurunu korumalı,
Kimseye kin ve
intikam beslememeli,
Yanlışta ısrar
etmemeli, inadı terk etmeli,
Ekip ruhuna önem
vermeli,
İstişareyi elden
bırakmamalı,
Yeni fikir ve
görüşlere açık olmalı,
Kendisini ön plana çıkarmamalı,
Hatalarından ders
çıkarmalı, özeleştiri yapmalı,
İdeal, prensip ve duruşundan ödün vermeden kendisini daima geliştirmeli.
Unutulmasın ki ideali uğruna taviz vermeden
mücadele eden, bu uğurda kaybetse bile başarılı sayılır. Kazanma ve başarı uğruna prensibinden
ödün vermek suretiyle her kılığa girmek, başarı getirse bile bu uğurda başarı başarısızlık sayılır.
Merhabalar Sayın Hocam.
YanıtlaSil"Duruşu olmalı bir insanın" başlıklı yazınızı okudum. Sayın hocam ne güzel dile getirmişsiniz. Şöyle kendi kendime bir düşündüm ve acaba Ramazan hocamın kaleme aldığı bu konunun neresindeyim ben diye kendi kendimi bir sorguladım.
Öyle olaylarla karşılaştım ki, duruşumuzdan, prensiplerimizden ideallarimizden ödün vermek zorunda kaldık. Şimdi işin gerçeği bu. Elimizden geldiğince çizgimizde durmaya çalıştık ama, maalesef zorlayan durumlar ve aciz kaldığımız hallerimiz oldu.
Ama bu ödün verme kesinlikle çıkarımız, kazancımız, menfaatimiz için olmadı, zaruretten dolayı oldu. Tabi bu zaruretin arkasına sığınan durumlarda kişilere göre değişebilir. Benim zaruret olarak gördüğüm ve kabullendiğim şey, bir başkası için olmayabilir. Ama işin gerçeği böyle.
Selam ve saygılarımla.
Zaruretler duruşta, prensiplerden ve omırgadan ödün verdirir. Bunda bir sıkıntı yok. Hayatın bir cilvesi zira. Hepimiz yeri geldiği zaman taviz veririz. Sözüm, hiç omurgası olmayanlara, olur olmaz çelişki yaşayanlara. Onlar sorgulamalı kendisini. As. Saygılar bizden.
Sil