6 Şubat 2023 Pazartesi

Yine Deprem

99 Gölcük depreminde Türkiye 7.4 şiddetinde bir depremle sarsılıp yıkılmıştı. Etkisi birçok ili vurmuştu.

Yıl 2023, günlerden 6 Şubat. Türkiye, merkez üssü Kahramanmaraş Pazarcık ilçesi olan yine 7.4 şiddetinde bir depremle sarsıldı. Sarsıntı Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Osmaniye, Hatay ve Adana'yı etkiledi. Suriye de etkilendi.

Bölgeye kurtarma ekipleri gönderilerek çalışmalara başlandı. AFAD yetkililerinin gönüllülere birlikte hummalı çalışmaları devam ediyor. Devlet de deprem bölgesinde. 

İlk açıklamaya göre halihazırda 284 vefat, 2323 yaralı ile depremin hasarının büyük olacağını gösteriyor. Çok büyük bir bölgeyi vuran ve şiddeti büyük depremin hasarı ilerleyen vakitlerde daha net ortaya çıkacak. Milletimize büyük geçmiş olsun. Ölenlere rahmet, yaralılara acil şifalar, deprem bölgelerinde artçı sarsıntılar dolayısıyla evlerine giremeyip soğuk ve karda günün ilk vakitlerini dışarıda geçiren depremzedelere de büyük sabırlar diliyorum. 

Deprem bölgesinde olmayan bizler de elimizden bir şey gelmeden  tüm bu olup bitenleri endişeli gözlerle takip ediyoruz. Büyük bir afatın getirdiği yıkıma karşı acizliğimiz bir kez daha ortaya çıktı. 

Teknoloji ve bilim ne kadar ilerlerse de hala depremi önceden kestiremiyor ve bilemiyoruz. Tek bildiğimiz, zaman zaman deprem uzmanlarının şu bölgelerde şu şiddette bir depreme hazırlıklı olmamız gerektiğiyle ilgili uyarıları. Bu uyarıların da uyarıldığı ile kaldığı ve tedbir almadığımız. 

Hoş, deprem saatini günler öncesinden bilsek neye yarar? Bu deprem de gösterdiği gibi çoğu binalarımız çöktü, kağıt gibi oldu. Yine bildik sahnelere şahit oluyoruz. Bu da deprem bölgesinde olmamıza rağmen binaları sağlamlaştırmaya yönelik yeterince tedbir almadığımızı gösteriyor. Depremleri önceden bilmiş olsak, en azından binaları o vakitte boşaltıp can kaybını önleyebiliriz.

Depremler geçmişten beri olmuş, oluyor ve olmaya da devam edecektir. Bundan kaçış yok. Çünkü depremler bir doğa olayı ve kanunudur. Zamanı gelince ortaya çıkıyor. Ki depremler kıyamet sahnesinin küçük bir provasıdır. Aynı zamanda bu tür depremlere, dünya kendi kendini bu şekilde rektifiye ediyor. Belki de dünyanın ömrünü uzatıyor. 

Burada sorun tüm uyarı ve yıkımlara rağmen adam gibi depreme dayanıklı binalar yapmayışımız. Aynı ada içerisinde aynı katlı bina yerle bir olurken diğerlerinin ayakta, sapasağlam durması, sıkı deprem yönetmeliğine rağmen malzemeden kaçırmaya devam ettiğimizin bir göstergesidir.  

Nedense yerle bir olmuş, altında insanların kaldığı bu tür yıkım ve göçük sahneleri bizde ve Doğu toplumlarında oluyor. Kendisi de uzak doğu ülkesi olan Japonya gibi ülkelerde bu yıkım görülmüyor. Çünkü Japonya da bir deprem ülkesi olmasına rağmen depremle yaşamayı öğrenmiş ve depreme dayanıklı binalar yapmış. Depremde ne binaları yıkılıyor ne de insanı ölüyor. Depremin ardından olan tsunami dolayısıyla ölüm oluyorsa oluyor. Japonya gibi ülkelerle tek farkımız, onlar deprem anını kameraya alıyor ve normal hayatlarına devam ederken biz de enkaz altından ceset çıkarmakla uğraşıyoruz. İnançlarına rağmen Japonya, sünnetullaha uygun hayatını dizayn ederken sünnetullaha inanan bir inanca sahip olmamıza rağmen biz yerle bir oluyoruz. 

Hasılı devletiyle, milletiyle yıkıcı etkisine ve geliyorum demesine rağmen yeterince tedbir almayan bu ülke, bir kez daha göz göre göre intihar etti.

Depremin sıcaklığıyla böyle bir yazının yeri mi dediniz. Evet, belki yeri değil belki. Ama acı gerçeğimiz bu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder