18 Şubat 2023 Cumartesi

Üniversiteler Açılmalı

Depremin ardından önce üniversitelerin açılması ertelendi. Ardından uzaktan öğretim yapılacağı duyuruldu. Gelen tepkiler üzerine YÖK nisan ayından itibaren üniversitelerin yüz yüze eğitime geçme durumunun yeniden değerlendirileceği, gerekirse hibrit eğitime geçileceği açıklamasını yaptı.  

Üniversitelerin uzaktan öğretim kararı bir zaruretten. Çünkü Kredi Yurtlara ait üniversite öğrenci yurtlarına depremzedeler yerleştirildi. Bu durumda üniversiteleri açmak, yurtlarda barındıran depremzedelere başınızın çaresine bakın demek olur. 

Halihazırda üniversiteler yüz yüze eğitime geçse bir dert, geçmese bir dert. Yüz yüze eğitime geçmek için yurtlarda barındırılan depremzedelere barınacakları bir yer bulmak gerek. 

Depremzedelere yurtlar dışında bir alternatif var mı? İstenirse bulunabileceğini düşünüyorum. Başka bir alternatif bulunamasa bile gerekirse konteynerlere yerleştirme seçeneği düşünülebilir. 

Devlet yetkilileri ne yapıp ne edip depremzedelerin barınmasını çözüp üniversitelerin yüz yüze eğitime geçmesine imkan vermelidir. Çünkü beğensek de beğenmesek de eksik ve aksak da olsa eğitim ve öğretim vazgeçilmezdir. Üniversiteler mutlaka açılmalıdır. Okul ve üniversitelerin kapatılması en son çare olarak düşünülmelidir. Nedense bizde ilk seçenek olarak eğitim ve öğretimi sekteye uğratmak aklımıza geliyor.

YÖK bunu ilk defa yapmıyor. Salgın döneminde de üniversiteleri yüz yüze eğitimden mahrum bırakmıştı. Salgınla beraber bir karar verdiler, üniversiteler yaklaşık iki yıl kapalı kaldı. YÖK böyle yaparken MEB ilk, orta, lise ve kreşleri açık tutmak için elinden geleni yaptı. Kah uzaktan öğretim yaptı kah köyleri açtı kah şehirleri. Salgın artınca okulları kapattı ama hep okulları nasıl hazır ederim planı yaptı. Maalesef MEB’in gösterdiği bu performansı YÖK’ten göremedik.

Tamam, üniversiteler, MEB’e bağlı okullar gibi değil. Üniversiteler her ilden öğrenci alıyor. Üniversitelerin açılması demek Türkiye’nin her yerinden öğrenci sirkülasyonu demek. Aynı şey olmasa da ilk, orta ve liseler her türlü riske rağmen okulları açık tutma çabası içinde olduysa, YÖK de isteseydi, üniversiteleri açık tutacak alternatif çözümler üretebilirdi. Gördüğüm kadarıyla YÖK’ün böyle bir çabası ve derdi yok.

YÖK bu olağanüstü durumda hiçbir şey yapamasa bile tüm öğrencileri cezalandırma uygulamasından vazgeçmelidir. Neler yapabilir?

Depremin etkilediği 10 il dışındaki üniversiteleri yüz yüze eğitime açıp yurtlarda kalan öğrencileri devam zorunluluğundan muaf tutabilir.

Tüm üniversiteleri açamıyorsa, tıp, sağlık, diş, mühendislik gibi uygulama gerektiren bölümlerde yüz yüze eğitime geçerken, teori gerektiren bölümlerde uzaktan öğretim düşünebilir.

Sunduğum iki seçeneğin dışında istenirse alternatifler bulunabilir. Yeter ki bu konuya eğilelim.

Diyelim ki zaruretten bu dönemi de uzaktan öğretimle geçiştirdik. Ben önümüzdeki öğretim yılına da sarkmasından endişe ediyorum. Çünkü yapılan açıklamaya göre depremzedelere evleri bir yılın sonunda verilecekse, eylül ayı geldiğinde bu yurtlarda barınan depremzedelere evlerini yapıp verebilecek miyiz?

Sonuç olarak üniversitelerin yüz yüze eğitim durumunu önemsiyorum ve ne yapıp ne edip nisan ayını beklemeden bir şekilde açılmasını istiyorum. İki senesi pandemiyle heba olan bu öğrencilerin bir döneminin daha heba olmasını istemiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder