17 Şubat 2023 Cuma

Sadaka Devleti

Kimsenin sadaka alması, başkasına muhtaç duruma düşmesi istenmese de kendi kendine yetmemek, geliri giderini karşılamamak, çalışamayacak durumda olmak hayatın bir gerçeği. Diğer taraftan da Allah yürü ya kulum demiş, bir kesime de vermiş de vermiş. İslam dünyası, muhtaçların ihtiyacını gidermesini zekat, sadaka, infak, sadakayı fıtır gibi zenginlerden fakirlere verilecek şekilde bir sistem kurmuş. Bu dini vecibe geçmişten günümüze veren el, alan el şeklinde gelmiş. Aynı şekilde devlet de muhtaçları değişik kalemlerden aktardığı kaynaklarla desteklemektedir. Buna rağmen cadde, sokak, ev, bark, cami önlerinde ve işyerlerinde dilenen insanların sayısı az değil. 

Batı'da ise bildiğim kadarıyla insanların birbiriyle yardımlaşması söz konusu değil. Orada kendine yeterli olmayanlar sosyal devlet gereği devlet veya belediyeler tarafından desteklenmektedir. Yine bizdeki gibi Avrupa’da insanların kapı kapı dolaşıp dilendiğini sanmıyorum. Çünkü en muhtacı bile çalışmıyorsa, devlet iş verememişse işsizlik parası alıyor.

Buradan devlete gelmek istiyorum. Çünkü büyük deprem dolayısıyla devlet sanatçıların sunuculuğuyla Tek yürek adı altında televizyonlardan canlı yayın yapmak suretiyle yardım kampanyası yaptı. Bir gecede 115 milyar yardım toplandı.

Yardıma devlet bankaları, Merkez Bankası, TMSF gibi devlet kurumları da katıldı. Yüksek bağış yaptılar. Yine holding sahibi zenginlerimiz de kesenin ağzını açtı. Her biri büyüklüğüne göre büyük rakam açıkladılar. Siyasiler bir maaşlarını bağışladılar. En dikkate değer olanı da küçük çocukların kumbaralarındaki biriktirdiklerini göndermeleriydi. 50 TL bağış şeklindeki SMS'ler sabaha kadar yağdı. Cuma namazında toplanan paralarla DİB de yardıma katılan kurumlar arasındaydı. Yurt içi ve yurt dışı yediden yetmişe katkı sağladı. 

Toplanan 115 milyar lira iyi bir rakam. Bu para 10 şehri yeniden imara yeter mi, kaç depremzedenin barınma ihtiyacını karşılar, bilmiyorum. İnşallah yerli yerinde harcanır, yapılan evler de fay hattından uzak sağlam zeminlere yapılır da yapılan evler evladiyelik olur.

Bu yardım şekli; devletiyle, milletiyle bu toplumun yardım ruhunu ortaya koymuş olsa da izninizle devletin topladığı bu yardıma farklı bir açıdan yaklaşacağım. Şunu ilk önce söyleyeyim, devlet keşke böyle bir yardıma öncülük etmeseydi diyeceğim ama bu haliyle devlet çözüm bulmak için buna mecbur kaldı. Elinden de başka bir şey gelmedi.

Teşvik etmek ve katılımı yükseltmek amacıyla düzenlenen Tek yürek kampanyasında isterdim ki bu ülkenin her farklı unsurundan birer temsilci de orada olsaydı, bu iş sadece sanatçıların organizesi şeklinde olmasaydı, öyle zannediyorum, geniş kitlelere biz bir, beraberiz ve buradayız mesajı verilebilirdi. Bu görüntüsüyle diğer sanatçılara bir gövde gösterisi ve şov oldu.

Devletin yardım toplamasını uygun görmüyorum. Çünkü bizim kültürümüzde devlet babadır. Baba ise almaz. Hangi evladı zor durumda ise ona vererek destek olur. Çünkü baba zor günler için kenara üç beş kuruş atar. Devlet de böyledir. Devlet bu imkanı vatandaştan aldığı vergilerden sağlar, yetmediği zaman kaynak üretir. Harcarken de gelir gider tablosu tutar, ihtiyaç olan yerlere gerekli kaynağı aktarır. Bütçe bittiği zaman gerekirse yeni ek bütçe yapar, borçlanma yapması gerekiyorsa yapar.

Topladığı her bir parayı kuruşu kuruşuna devlet hizmetlerine harcar. Harcarken de bir deprem ülkesi olduğumuza göre doğal afetlerde kullanmak üzere kenarda, köşede para tutar. Bu parayı kolay kolay kullanmaz. Kullanırsa da yeniden kaynak aktarır. Çünkü bu para kötü günlerde kullanılmak üzere konan kefen parasıdır, yedek akçedir.

Gördüğüm kadarıyla devletin elinde ak akçe kara gün içindir türünden tuttuğu bir para yok. Afet olunca da pamuk eller cebe diyor. Böyle büyük bir afette devlet, “Kara günler için kenarda tuttuğumuz bütçemizin miktarı bu kadardır. Bu afetin yaralarını sarmak için bu kadar açığımız var. Sizden bir karşılık beklemeden yardım talep ediyorum” deseydi, daha makul olurdu. Şimdi sırası mı, değil mi bilmiyorum ama her afette devlet bunu yapıyor ve veren el olmaktan ziyade sadaka devleti olduğu izlenimini veriyor. Böyle büyük devlet olunmaz. Devlet dediğin planlı, programlı olur.

Bir diğer husus, bu yardım kampanyasında yüklü miktarda bağış yapan bankalara. Bu bankaların karları zaten hazineye aktarılmayacak mıydı? Bu para zaten devletin değil mi?

Holdinglerin verdiği bağışlar, devlete ödenecek vergiden düşülecekse, bunun adı bağış olur mu? Bu devlet vergisiz nasıl yaşayacak?

Diyelim ki bağışlar vergiden düşülmeyecek. Bu kadar büyük bağış yapanlar içerisinde yarın bunu ihalelerde kullanacaklar çıkar mı, çıkar.

Devlet ihtiyacı olanı karşılamak için vergi artırımına ya da zenginlerden borçlanma yoluna gitseydi, nasıl olurdu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder