Devletiyle milletiyle, on ilimizi vuran bu büyük depremin altından nasıl kalkabiliriz üzerine çaba gösterirken sosyal medyada dolaşımda olan iki paylaşım dikkatimi çekti. Çok garipsemedim. Çünkü ne zaman bir doğal afet olsa referansı din veya malzemesi din olan bazı zevat, bir el tarafından servis edilen bazı rivayetlere bel bağlar. Bu rivayetlere de gönülden inanıyor olmalılar ki tam depremin ortasında, milletin can pazarı yaşadığı bir ortamda bu rivayetlerle mesaj vermeye kalkıyorlar. Bu rivatler doğru mu, herkes can derdinde endişeli bekleyiş ve koşuşturmada iken bu rivayetlerin zamanlaması doğru mu, bu tür rivayetlerin bilimselliği nedir gibi bir düşünceye ihtiyaç hissetmezler.
Acınası bu zevata deprem nasıl olur, niçin olur, nerede olur, niye olur üzerine dersler vermek gerekir diyeceğim ama bu tiplerin yeni bilgiye açık olduklarını sanmıyorum. Çünkü kendisi öğretmeye çalışan, kendisinin buna ihtiyacı olduğunu bilmez.
Bu tür paylaşımları yapanlara şunu söylemek isterim ki depremler bir doğa olayıdır. Tıpkı sis, sel, kar, yağmur, rüzgar gibi. Allah bu doğa olaylarını ceza olarak göndermez. Şunlar zinayı ve zulmü artırsın, günahları açıkça işlesin de ben onlara gününü göstereyim demez. Ayrıca depremler müminler için rahmet, kafirler için azap değildir. Bu depremlerle dünya rektifiye oluyor. Belki bu depremlerle eskiyen dünya yenileniyor.
Hasılı, çağı okuyamayan, zamanın ruhunu uygun hareket etmeyen, insan psikolojisini göz önünde bulundurmayan, neyi, ne zaman, hangi ortamda, nasıl ifade edeceğini gözetemeyen bu tiplerin, referans aldıkları dine zarar vermekten başka bir faydaları olmaz. Ayrıca akıl ve mantık süzgecinden geçirmeden, bu rivayet Kur'an'a uyar mı demeden, her duyduklarını ve her okuduklarını paylaşmaları kendilerine günah olarak yeter de artar bile.
Böyle tepki çeken, gülünç duruma düşen; dinde, halkta, bilimde karşılığı olmayan, sebep ve sonuç ilişkisi diyebileceğimiz sünnetullaha uygun olmayan paylaşım yapacaklarına, böyle zamanlarda "Camimiz depremzedelere açık" deseler, -ki haklarını yemeyelim, böyle diyenler var- ellerinden geliyorsa yardım toplamaya öncülük etseler, -ki yapanlar var- işe yarayacağına inanıyorsa, gönüllü olarak arama ve kurtarma ekibine katılsalar ya sa "Sağlam bina yapalım" deseler, hiçbir şey yapamıyorlarsa, taziyede bulunsalar, dua etseler, halkı yardıma çağırsalar, kan vermeye gitseler daha iyi olmaz mı? Hiçbir şey yapamıyorlarsa, sussalar ve paylaşım yapmasalar olmaz mı?
Hiç kusura bakmasınlar, ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar, bu paylaşımlarıyla yaralı parmağa işemedikleri gibi insanları ancak dinden soğuturlar.
Bu tiplerin yaptıkları sadece bu depremle ilgili paylaşımdan ibaret değil. 99 depreminde de 7.4 şiddetindeki depremle ilgili yedinci sürenin 4.ayetini paylaşmışlardı. İzmir'de deprem olur, bilmem ne İzmir derler. Yağmur ve kar yağmaz, yağmur ve karın niçin yağmadığına dair bir müftünün ağzından paylaşım yaparlar. Güya yaşlı bir kadının çatısı akıyormuş da kadın dua ettiği için yağmur yağmamış. Ne zamanki kadının çatısı tamir edilince yağmur birden inmiş.
Sonuç olarak bu tür paylaşımlar deprem bölgesinde depremin her türlü zorluğuyla cebelleşen insanları yaralar. Üstelik zina, zulüm ve aleni günahın artmasıyla deprem gelir derken halihazırda deprem olan bölgelerin kahir ekseriyeti, milliyetçi, muhafazakar ve İslami hassasiyeti yüksek insanların yaşadığı bölgeler. Sormazlar mı adama. Bu günahkar bu bölgelerde var da diğer bölgelerde yok mu? Tamam, olup bitenlerden payımızı alalım. Kendimizi bazı şeylerden dolayı sorgulayalım. Ben şunları yaptım, başıma bunlar geldi diyelim ama bir afeti tüm bölge halkını kapsayacak şekilde suçlamayalım.
Hasılı dam başına saksağan, vur beline kazmayı türünden paylaşımlar sadece çapımızı ve kapasitemizi gösterir. Yapmayın, etmeyin. Din bu değildir, insanlık hiç değildir. Ayıptır, günahtır, vebaldir. İnsaf yahu. Siz hayatı böyle mi okuyorsunuz? Susun da alim sansınlar ki cehaletiniz ortaya çıkmasın.
Din anlamlandırır, bilim açıklar. Adam üzerine düşeni yapıyor. Bilim adamı değil ki bunları açıklamaya kalksın. O kendi bakış açısını yansıtıyor. Siz sayın yazar, siz de bilimsel açıklamasını yapın. Neden kızıyorsunuz? Ama bilimsel olanı bulmak, araştırmak zordur. Emek ister, alınteri ister. Anlamlandırmak binlerce yıllık kültürün verdiği cevapları aktarmaktır. Adam öyle inanıyor, açıklamayı da bilmiyor, lütfen efenim kızmayın. Resmiyet seven ciddiyete hayran insanlar böyle yapar.
YanıtlaSilSevdim bu resmiyet seven, ciddiyete hayran okuyucuyu. O zaman adam görevini yapıyor, ben de bilim adamı değilim ki bu işin bilimselliğini açıklayayım. Gözlemimi aktardım, hepsi bu. Kızdığım yok. Sadece sussunlar diyorum. Zira ben malımı bilirim. Anladığım kadarıyla siz bu işin bilimselliğini iyi biliyorsun. Yazıp gönderseniz, biz de bu sayfalarda yayımlamak da profilimi mütevazı okuyucuları müstefit olsa.
SilEfenim bendeniz sadece rolleri paylaştırdım. Kavga etmeden aranızda anlaşın. Yazdıklarımdan bilimin herşeyi açıklayabileceği anlamı da çıkmaz. Ben sadece bir seyisim. Aklım ermez.
YanıtlaSilKavgayla işim olmaz. Onlarla tartışmam da. Zira yenemem. Bu arada ben bir seyis bile değilim. Ki seyisi tavana atmamak lazım. Attan anlayan her şeyden anlar.
Silramazan hocam deprem 10 değil 11 ilde etkiki oldu. selamlar.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilAs. Eyvallah. İlk başta 10 ilin adı sayıldı. Sonradan sanırım Elazığ'ı da dahil ederek etkilenen il sayısı 11'e çıktı.
SilMerhabalar Sayın Hocam.
YanıtlaSilYazdığınız bir yorumu silmek istediğiniz de "Sonsuza dek sil" kutucuğunu işaretlerseniz. Ne "Bu yorum yazar tarafından silindi" uyarı yazısı, ne de yorumun silindiğine dair hiçbir iz kalmıyor. Ben genelde böyle yapıyorum. Neden derseniz? Okuyucu silinen yorumun içeriğini merak ediyor. Karar sizindir.
Selam ve saygı ile.
As, böyle sildiklerim benim de dikkatimi çekiyor. Hatta ne silmiştim diyorum. Bir daha dediğiniz gibi yapacağım. Teşekkürler.
Sil