Son yılların en büyük ve çok geniş bir alana yayılmış bir
depremle karşı karşıyayız. Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Şanlıurfa,
Gaziantep, Kilis, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Hatay depremi ağır geçiren
illerimiz. 10 il dile kolay. Tüm illerimize oranı 12'de 1'dir. Yani her 12
ilimizden biri deprem halini yaşıyor.
Depremin kendisi bir afet, Depremin
büyüklüğü ve yıkıcılığı bir afet, Depremin dondurucu soğukta meydana gelmesi
bir afet, Depremin bu kadar geniş bir alanı vurması bir başka afet.
Depremin olduğu andan itibaren
devlet tüm imkanları seferber etti. Dünyadan yardım ekipleri geldi. Belediyeler
koştu. STK'ler yardım ulaştırmaya çalışıyor.
Tüm seferberlik ve organizeye
rağmen sosyal medyadan yükselen seslere bakılırsa, deprem bölgesinde durum
feci. Sağ kurtulanlar gıda, giyecek, sığınacak bir yer ve kendilerine ulaşacak
bir yardım eli bekliyor. Aynı zamanda enkaz altında kurtarılmayı bekleyenlerin
kurtarılmasını istiyor. Depremi vuran bir iki il dışında durum bu. Buradan
anlaşılıyor ki tüm imkanların ve insan gücünün seferber edilmesi yeterli
gelmedi. Organizede, sevk ve idarede sorun var mı, bazı illere diğer illere
göre öncelik verildi mi bilmiyorum ama elimizde ne kadar imkan olursa olsun, bu
kadar geniş bir alana aynı anda yardım elinin ulaştırılması, enkazdakilerin
aynı anda kurtarılması mümkün değil.
Bu demektir ki depremzede
insanlarımız bir başlarına kaldı. Üşüyecekler, aç ve susuz kalacaklar, enkaz
altında kalıp kurtarılmadığı için kimi nefessizlikten kimi de donarak ölecek.
Bunun sonucunda kimi bize ulaşılamadı, bir başına kaldık diyerek gönül koyacak
kimi de ilk kurtarılan ve ulaşılan olduğu için minnet duyacak.
Hasılı zor ve büyük bir imtihanla
karşı karşıyayız. Bu kadar büyük bir afet karşısında hepimiz aciz kaldık.
Maalesef elimizden bir şey gelmedi. Allah depremzedelere yardım etsin,
beterinden saklasın.
Bir taraftan depremle uğraşırken bu hale gelmemize sebep olanlara
ve bu görüntülerde imzası bulunanlara bu vesileyle birkaç sözümüz olsun. Bilsinler
ki sözüm olanlar bu sorumluluklarının hesabını zor vereceklerdir. Bunlar,
Çürük çarık bina yapanlar,
Bu binaları inşaat halindeyken düzgün bir şekilde denetlemeyen
yetkililer,
Bu tür binaların yapılmasına göz yuman belediye yetkilileri,
Binanın sağlamlık testi yapılmadan her seçim öncesi imar barışı
çıkaran gelmiş geçmiş hükümetler,
Deprem ülkesi olmamız bilinmesine, bu konuda bilinçlendirilmemize ve deprem uzmanlarının deprem geliyor diye bas bas bağırmasına rağmen kulak tıkayan ve radikal tedbir almayan ve binaları dönüştürmeyen yetkililer...
Yorumlar
Yorum Gönder