Ülkemizde 6 ve üzeri meydana gelen
her deprem mal ve can kaybına sebebiyet veriyor.
Depremlerde yıkılan her ev binlerce
insanımıza mezar oluyor.
Giden canların yanında malın hesabı
yapılır mı desek de her deprem milyarlarca milli servete mal oluyor.
Yıkılan evlerin yerine yeni evleri,
deprem sonrası arama kurtarma ekiplerinin sarf ettiği emekleri, depremzedelerin
yaralarını sarmak için devletin harcadığı ödenekleri, hayırseverlerin ve yardım
kuruluşlarının yaptıkları yardımları topladığımız zaman deprem sonrası
yaptığımız masraflarla pekala dayanıklı ve güvenilir evler yapılabilirdi. Keşke
deprem sonrası giden milli serveti deprem öncesi şehirlerimizin imarına
verseydik. Böylece depremlerde can kaybı da olmazdı.
99 Gölcük depreminin maliyetinin 12
milyar dolar olduğu belirtiliyor. 2001 ekonomik krizi sonrası likidite
sıkıntısını aşmak için İMF ile 10 milyar dolarlık bir stand by anlaşması
yapılmıştı. Bu demektir ki 99 depreminde evlerimiz yıkılmasaydı, 2001 ekonomik
krizinde 10 milyar dolar borç almayacaktık. Üstelik cebimizde 2 milyar dolar
kalacaktı. Ekonomik darboğazı aşmak için borç almadığımız gibi bir de bunun
faizini ödemek için yıllar yılı uğraşmayacaktık.
Milat dediğimiz 99 depremini
maalesef iyi değerlendiremedik. Depremle beraber hiçbir şey eskisi gibi
olmayacak sözümüzü unutmayıp gereğini yapsaydık, Kahramanmaraş merkezli depremi
daha hafif atlatabilirdik.
Temenni ediyorum ki Kahramanmaraş
merkezli 11 ilimizi etkileyen bu son deprem, aklımızı başımıza alacağımız son
deprem olur. Devletiyle, milletiyle uyanır ve gereğini yaparız.
Ne yapar ne ederiz ama bir yerlerden
başlamamız gerekecek ve devletin bu işi vatandaşın insafına bırakmaması
gerekir. Alacağı karar ve çıkaracağı mevzuatla bizleri daha sağlam evlerde
oturmaya mecbur bırakması lazım. Mesela,
Her iki yılda araç muayene
zorunluluğu yapıldığı gibi evlerin de periyodik muayenesi zorunlu olabilir. Bu
muayene, araçlarda olduğu gibi 2 yıl olmaz da 5 yılda bir, 10 yılda bir
yaptırılabilir.
Her ev alım, satım ve kiralama
işlemlerinde evlerin depreme dayanıklı belgesi istenebilir.
Zorunlu olan DASK'ın takibi
yapılabilir. Bu yol ile herkesin sigorta yapması sağlanabilir.
Depreme dayanıklı olmayan binanın
DASK'ı yapılmamalıdır.
Muayeneden geçmeyen evlerin üç ay
içerisinde boşaltılması ve tahliyesi zorunlu olabilir. Bu şekil evi yıkılanlar
gerekirse konteyner evlere taşınabilir.
Her ev ve bina sahibinin belirli
periyotlarla bina muayenesi yaptırabilmesi için muayene ücretlerinin makul
fiyata çekilmesi sağlanabilir.
Binanın depreme dayanıklı olup
olmadığı konusunda, binaların muayenesi için kat maliklerinin rızası şartı
kaldırılmalıdır.
Yıkılan evlerin yerine yeni ev
yapılmalıdır. Maliyeti karşılamada bina/ev sahibine ödeme kolaylığı
sağlanmalıdır.
Yapılacak ev veya binanın zemin etüdü
ciddi yapılmalıdır. Zemini yumuşak yerlerden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Mecburiyet
olursa, zemini güçlendirecek masraftan kaçınılmamalıdır.
Yeni yapılacak evler yapım aşamasında birkaç elden ve bağımsız kurullar tarafından denetlenmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder