22 Şubat 2023 Çarşamba

Arkası Kalın Olmak

Köylü vatandaşın biri, bizzat kendi elleriyle yetiştirdiği ve  pazarda satmayı düşündüğü ürünlerini, sabah erkenden eşeğine yükleyip Kayseri'nin yolunu tutmuş. Akşamüzeri Kayseri'ye gelince geceyi geçirmek maksadıyla Vezir Han'a girmek istemiş.

Köylünün eşeği Vezir Han'ın kapısından girerken huysuzluk çıkarmış. Köylü, ne yaptıysa da inatçı hayvanı hana sokamamış. Uğraşmış, didinmiş, önden çekmiş, arkadan ittirmiş fakat nafile! Eşek bir türlü içeri girmiyormuş.

Hanın giriş kapısının yakınındaki dükkanların sahibi olan esnaf da oturdukları oturakların üzerinde hem birbirleri ile sohbet ediyor hem de köylü ile eşeğin arasında yaşanan bu zorlu mücadeleyi seyrediyormuş. Hiç birisi de kalkıp köylüye yardım etmeye yanaşmıyor, hatta bunu düşünmüyormuş bile... Tam tersine kahkahalar atarak manzaranın keyfini çıkarmaya çalışıyorlarmış.

Artık sabrı iyice taşan ve çektiği rezaletin etrafta alay konusu edildiğini gören köylü, elindeki mesesi eşeğe kuvvetlice bir iki defa vurmak zorunda kalmış. Fakat onun vurmasıyla eşek avazı çıktığı kadar bağırmaya başlamış.

İşte o sırada dükkanlarının önünde oturup da keyifle manzarayı seyreden esnaf yerinden kalkmış ve:

"Ne vuruyorsun utanmaz adam! Senin Allah'tan hiç mi korkun yok! Şu hayvancağız senin yükünü tâ köyden yüklenmiş, buraya kadar getirmiş. Ona niye insaf etmiyorsun?" diye bağırıp çağırmaya ve köylüyü itip çekerek tartaklamaya başlamış. Bu arada bazıları:

"Sen köyden buraya mal satmaya geliyorsun. Eğer hayvana böyle davranırsan ne senin malını alırız ne de sana mal satarız. Hareketlerine dikkat et! Sakın aşırıya kaçma!" diye tehditler savurmaya başlamış.

Neye uğradığını şaşıran ve deminden beri çektiği sıkıntıya şahit olanların kendisini haksız görmesiyle, hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaşan köylü, eşeğinin çok sakin, mutlu ve uysal bir şekilde hana girdiğini görmüş.

Zavallı köylü, başını öne eğip eşeğin yanında sessizce hana girmiş. Bu sırada dayanamayıp kimseye çaktırmadan elindeki mesesi eşeğin böğrüne böğrüne dürtüp:

- "Ne kadar çok emmin dayın varmış? Ne kadar çok emmin dayın varmış”.

Fıkrayı Rıza Bozdağ'ın paylaşımından okudum. O da Tomarzalı Hacı Yusuf Dinç'ten dinlemiş. Ben de fıkradan bir hisse alalım diye yazı konusu edindim. Bu arada meses kelimesini ilk defa duydum. Kayseri şivesi olabilir diye düşünmüştüm. Değilmiş. TDK'ye göre "Hayvanları dürtmekte kullanılan, ucu demirli deynek" demekmiş. Kısa günün karı. Bu vesileyle Rıza sayesinde bir kelime daha öğrenmiş oldum. 

Kıssadan hisseye gelince, 

Eşek de olsa eşek eşeklik yapsa da hayvana vurmamak lazım. 

Eşeğin huysuzluk çıkarmasında, gireceği yeri garipsemiş olsa gerek. 

Eşeğin sahibi eşeği içeri katmada zorlanmasına rağmen eşeğin eşeklik yapmasına esnafın bigane kalması, seyretmesi, yardıma gelmemesi, üzerine bir de kahkaha atması manidar. 

Eşeği içeri katmada zorlanınca da köylünün mesesini eşeğe vurmasına esnafın tepki göstermesi ve bak malını almayız tehdidi savurması, en ilginç olanı. Çünkü insanların eşeklik yapana destek çıkması demek, eşeğin eşekliğe devam edecek olması demektir. 

Köylünün "Ne kadar çok emmin ve dayın varmış" sözü ise bizleri güldürürken düşündüren sözüdür.

Bu fıkrayı insanlara uyarlarsak, toplumda, devlet kademesinin üst rütbelerinde öyle insanlar var ki kaprisinden, huysuzluğundan, estirdiği terörden yanlarına varılmaz. Çevresini kırar geçirir. Kısaca eşeklik eder. Böyleleri bu cesareti, kendilerini bu rütbeye getiren arkalarından alır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder