Bu bölümde de imam hatip okulları, ilahiyat,
cami, Kur’an Kursu ve hafızlık sermayelerimiz üzerinde durmak istiyorum. İmam
hatip okullarından başlayalım. Bu okullar nasıl ki diğer okul türleri bu
ülkenin ihtiyaç duyduğu bir gerçeği ise bu okullar da öyle. İhtiyacı
karşılayacak kadar olmalı ve bu okul türünde okumak isteyenlere bu seçenek
verilmeli. Sanırım buraya kadar dediklerime kimsenin itirazı olamaz. Ama şu var
ki sevenlerinin bu okul türüne verdiği zararı bugüne kadar kimse yapmamıştır. Ne
demek istediğimi biraz açmak istiyorum.
Dün birilerinin yok etmek için
uğraştığı ama yok edemediği bu okul türünü yeniden diriltmek için olur olmaz,
ihtiyaç var veya yok demeden her yere bu okulları açmak, bu okullara yapılan en
büyük kötülüktür. Maalesef aşırı sevgi aşırı nefretle aynı amaca hizmet eder. Dün
birileri bu okullara vurduğu darbe ile topluma korku saldı. Katsayı ucubesiyle
bu okulları boşalttı. Bugün ise dünün öcünü almak için her yere bu okulları
açıyoruz. Açılmasında ne sorun var diyebilirsiniz. Bu okulların sayısını
çoğaltmak tek kelimeyle kaliteyi yok eder. Bugün de bu durumu yaşıyoruz. Bu
okul türünden birkaç okul dışında maalesef bu kalitenin yakalandığını
söyleyemeyiz.
Kaliteyi yükseltmek ve başarıyı
getirmek için bu okulları proje okul kapsamına alıyoruz, bünyesinde fen ve
sosyal bilimler bölümü açıyoruz. Buraların öğretmen ve idarecisini seçerek
alıyoruz. Nedense kalite yakalanmıyor. Aslında kaliteyi yok eden, her yere bu
okul türünü açan yanlış stratejimizdir. Çok az sayıdaki okul dışında çoğu
okulda öğrenci azalması söz konusu. Merak ediyorum, bu okulları mantar biter
gibi açanlar bu okul türüne iyilik mi yaptı yoksa istemeyerek kötülük mü
yaptılar? Görünen, 28 Şubatçıların yapamadığı kötülüğü sevenlerinin yaptığı yönündedir.
Çünkü çoğu okulun kalitesi yerlerde sürünüyor. Merak ediyorum, bu okul türüne isteyerek
veya istemeyerek bu kötülüğü yapanlar bu yola çıkarken kalitesi bir türlü düşmeyen
Robert Koleji ve Galatasaray Lisesini hiç mi örnek almadılar? İsteseler her ile
bu okulu açacak imkanları yok muydu bunların? Ama tek okul ile kaliteden ödün vermiyorlar.
Aklıma, bu okul türüne bu kötülüğü yapanların niyetini sorgulamak geliyor. Acaba
dün Köy Enstitülerini arka bahçesi haline getirerek onları oy deposu gören zihniyet
gibi mi bunlar da bu okulları oy deposu olarak görüyorlar? Bu konu da çok su götürür.
İmam hatip okullarına paralel olarak
adı ister ilahiyat ister İslami ilimler olsun bu fakültelerin sayısını çoğaltmada
da maalesef aynı mantık yatıyor. Açalım, varsın kalite hak götürsün. Oy deposudur
oy deposu zira.
Cami ve Kur’an kursları sayımız da maalesef
imam hatip okullarını andırıyor. Camilerde doğru dürüst cemaat yok. Birbirine yürüyüş
mesafesinde olan mesafelere hemen cami konduruyoruz. Aynı şekilde Kur’an kursu yapım
inşaatları da hız kesmeden devam ediyor. Çoğunun da öğrencisi yok. Buna rağmen kurs
yapımını anlamak zor. İhtiyaç değilken yüksek maliyet gerektiren bunları yapmanın
israftan başka bir şey olmadığını bilmem söylemeye gerek var mı? Gören de Müslümanların
fazla geliri var da harcayacak yer arıyor sanır.
Cami ve kurs yapımına hayırseverlerin
katkısıyla harcanan paralar niçin başarılı ve ihtiyaç sahibi öğrencilere burs verme
şeklinde düşünülmez. Üstelik sağdan soldan
yardım toplamak suretiyle yapılan camilerin çoğu, ısınma ve aydınlatma giderini
karşılamaktan aciz. Fazla yakıt parası gelmesin diye çoğu camiler vakit namazlarını
camilerin bölünmüş küçük mekanlarında kılıyor. İşin özü tıpkı imam hatip okullarında
olduğu gibi cami ve Kur’an kursu inşaatlarıyla da yüzleşmemiz lazım.
Aynı şekilde proje hafızlık okulları
da abartılıyor. Her ilçeye hafızlık okulu yapanların herkesi hafız yapma muradı
ne olabilir? Merak ediyorum, bu ülkenin tek ihtiyacı hafızlık okulları mı? Dine
hizmet sadece cami, Kur’an Kursu açmak ve hafızlık yaptırmak mıdır? Bu ülkenin başka
iş bölümlerine ihtiyacı yok mu? Hafızlığı bu kadar ön planda tutup önem verenler
sahabenin kaçı hafızdı hiç düşündüler mi? İşin özü imam hatip okullarını, ilahiyatları,
Kur’an kurslarını ve hafızlık müessesesini normal akışına bırakmak gerek. Yokluğunun
ve fazlasının zarar olduğunu düşünmek ve olması gerektiği kadar plan yapmak lazım.
Aynı şekilde cami yapım işlerini de mutlaka bir plan dahilinde düzenlemek gerek.
Yorumlar
Yorum Gönder