60 yıllık hayatım dindar ve
mütedeyyin insanların içerisinde onlardan biri olarak geçti. Hala da öyleyim.
Oturup kalktığım, hemhal olduğum kişiler bunlar. Kabul ederlerse ben
onlardanım. Onlar da benden. Çünkü aynı kaynaktan besleniyoruz. Yetişme
tarzımız, okuduğumuz okullar aynı.
İçinde bulunduğum kesimi tenzih
ederek dışarıdan bizi gözlemleyen biri; kimsiniz, necisiniz, iştigal ettiğiniz
alanlar hangileridir, kendi aranızda ne konuşursunuz, dünyaya dair bir söyleyeceğiniz
var mı, insanlığın kurtuluşuna dair neler yapıyorsunuz, tüm bu yaptıklarınızdan
memnun musunuz, bu konuda vicdanınız rahat mı, tüm bunlara dair ne söylersiniz,
kısaca haydi yaşadığın Müslümanlığı bir anlat dese, ne cevap veririm üzerine
kafa yoracağım. Vereceğim cevaplar kendimi bağlar, başkasını, özellikle içinde
bulunduğum camiada görevini bihakkın yerine getirenlere bir sözüm olamaz. Kendi
üzerimden kendimi de içine katarak gözlemlerimi aktaracağım. Yani kendi
Müslümanlığımı ve gözlemlediğim Müslümanlığı yazacağım.
Sermayelerim şunlar:
Namaz, başörtüsü, imam hatip
okulları, ilahiyat, Kur'an kursu, cami, hafızlık, sadaka vermek, sadaka
toplamak ve sadaka almak, oruç tutmak, imkanım yetiyorsa ve kotaya
takılmamışsam hacca gitmek, nisap miktarına ulaşabiliyorsam zekat vermek,
kurban kesmek, hatim okumak vs.dir. Ayrıca Müslümanlığı tekelime almak, yani
kimse bizden iyi Müslüman olamaz anlayışına sahip olmak. Bu konuda biz söz
sahibiyiz. Kur'an ve hadis tartışması yapmak, bu konuda ikiye ayrılan kutuplaşmada
yer almak. Kur'an Müslümanlığını bulunduğum kutba göre ya göklere çıkarmak ya
da yerin dibine batırmak. Hadislere bakışım da hakeza. Kısaca dinin muhabbetini
yapmak bizimkisi. Bir de hiç olmadığı kadar alenen siyaset yapmak. Kendimiz
gibi aynı siyasi düşünceye sahip olmayanlara hain ve nankör gözüyle bakmak. Ehliyet
ve liyakatte bizden olanlara yer vermek. Dinimize, okuduğumuz okula ve
tuttuğumuz partiye söz söyleyenlere yüksek perdeden ağzımızı bozarak onların
ağzının payını vermek vs. Kısaca tüm sermayem ve müktesebatım bunlar.
Konu çok uzun. Verdiğim her bir
örneğe birer cümleyle açıklama getirsem, bilirim ki sayfam el vermez. Yine de
kısa kısa değinmek isterim. Tüm bunlara değinirken kimsenin niyetini
sorgulamayacağım. Gözlemlerimi ve görüntüyü aktaracağım. Yani Müslümanlar
dışarıdan nasıl görünüyor sorusuna cevap bulmaya çalışacağım.
Namaz bizim vazgeçilmezimiz. Üzerinde
o kadar dururuz ki gören de bunların dinlerine dair söyleyecekleri tek şey
namaz. Başka da sermayeleri yok der. Çocuk, öğrenci her kim ise tüm kampanya ve
projelerimizi namaz üzerine yaparız. Namaz derken de sabah namazını seçeriz. Başka
da namaz akla gelmez. Hediyelerimiz de sabah namazı üzerinedir. Bunu yaparken
de çocuk psikolojisini gözden kaçırdığımızı pek göz önüne getirmeyiz. Hasılı
evde namaz, okulda namaz, camide namaz, hayatın her alanında namaz. İnsanları
değerlendirme kıstasımız bile namaz. Bunu yaparken de dilimizden düşürmediğimiz
Hz Ömer’in insan değerlendirme kıstası olan komşuluk, ticaret ve yolculuğu göz
ardı ederiz. Hasılı varımız, yoğumuz namaz. Sohbetlerin ana konusu da budur.
Nedense bunca üzerinde durulmasına rağmen namaz kılanların oranı her geçen gün
azalmaktadır. Ayrıca amacı insanı kötülüklerden arındırma olan kıldığımız
namazın bizi ne kadar kötülüklerden arındırdığı da üzerinde düşünmeye değer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder