Yellenmenin Miladı
Köyün birinde bir papaz
köylüye vaaz verirken sesli bir şekilde yellenir. Papaz bu durumdan çok utanır ve
köyü terk eder.
10-15 yıl geçtikten
sonra köylü olanı unutmuştur diyerek köye dönmeye karar verir. Köyün girişinde
12 yaşlarında bir çocuğa rastlar.
“Çocuğum, adın ne, kimin
oğlusun, kaç yaşındasın” gibi sorular sorar. Çocuk:
“Adım John. Bakkalın
oğluyum. Papazın yellenmesinden 2 yıl sonra doğmuşum.” cevabını verir.
Türk polisi
Adana’da yaşarken evimin
önünde dikdörtgen şeklinde büyükçe bir tarla vardı. Tarla her yıl ekilir, biçerdöver tarlaya girdikten sonra anızı yakılırmış. Eşim duymuş bunu. Bir düşüncedir aldı beni. Çünkü Adana’da
yaşayanlar bilir. Kapı, pencere yaz günü hep açık olmalıydı. Burayı bir yakarlarsa,
isi, sisi, uçuşan siyahlıklar eve doluşurdu. Kapı ve pencereyi kapatsan, sıcaktan
bunalırsın.
Bir vatandaşlık görevi olarak
bu durumu polise bildirmeliydim. Onlar da tedbir almalıydı.
Aradım 155’i. Çıkan görevliye
durumu izah ettim. Anızı ateşe vermeden önce tarla sahibini uyarmak uyarının iyi olacağını
söyledim. Yaktıkları zaman haber verin dedi ve muhitin adresini aldı.
Bir gün okuldan eve geldim.
Kapı pencere kapalıydı. Niye kapattınız dedim. Eşim tarlayı gösterdi. Koca tarla
baştan sona yanmış. Sapsarı tarla simsiyah olmuştu. Sadece bir ucunda yanmaya devam
eden ama sönmeye yüz tutmuş az bir alev kalmış. Moralim bozuldu. Hemen 155’i çevirdim.
Çıkan polise kendimi tanıttım. Adresi verdim. Daha önce size hatırlatmıştım. Ama
görüyorum ki bir tedbir alınmamış ve anız yakılmış. Şu anda kapı pencere kapalı
evde oturuyoruz dedim. Tamam da biz ne yapalım deyince, şu aşamadan sonra yapılacak
bir şey kalmadı. Ama şunu bilin ki filmlerdeki Türk polisi sahneleri gibi yine geç
kaldınız dedim. Böyle deyince polis küplere bindi. O anda beni eline geçirse, herhalde çiğ çiğ yerdi. Ama özgüvenim yüksek. Çünkü telefonun öbür ucundayım ne de olsa. Telefondan evimi buluncaya ve evime
gelinceye kadar da siniri geçerdi nasılsa.
Anızın yandığına mı yanayım,
kapalı yerde oturduğuma mı yanayım ya da polisle aramda geçen diyaloga mı yanayım
derken içimde bir üzüntü hali evde bir köşede pinekliyorum. Az sonra hanım pencereden
görmüş. Kalan yangını söndürüyorlar dedi. Baktım, iki itfaiye, bir ambulans olay
mahalline gelmiş. Sönmeye yüz tutmuş yangını kolayca söndürüp gittiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder