Kadılarda hutbe içeriği
Eskiden hutbeleri devlet
başkanları irat edermiş. İçerik olarak dini, siyasi, ekonomik, sosyal vb. her konuda
hutbede açıklama yapılırmış. Abbasilerle birlikte hutbe irat etme görevi kadılara
tevdi edilmiş. Konu olarak da sadece dini içeriğe yer verilmeye başlanmış.
Bu konuyu Adıyaman’da çalışırken
Hitabet dersinde vurgulayarak işledim. Bunu sınavda şu şekilde sordum:
Daha önce okunan hutbelerde
her konu hutbelerde ele alınırken Abbasiler zamanında hutbe okuma görevinin kadılara
bırakılmasından sonra hutbelerde içerik yönünden nasıl bir değişiklik olmuştur? Yani
hutbeler nasıl bir hüviyet kazandı?
Bu konuyu işlerken konuya
ve vurguya Fransız kalan bir öğrencim, sorudaki kadıyı da kadın diye
okur ve cevap olarak şunu yazar:
“Hocam, kadınlar hutbe okumaz ki hutbenin hüviyeti değişsin”.
Nasıl faziletli olunur?
Adana’da bir lisede görev
yaparken 10.sınıflarda “Nasıl faziletli olunur?” başlıklı bir konu vardı.
Faziletin ne demek olduğunu açıkladıktan sonra bu soruyu öğrencilere sordum. Şöyle
olunur, böyle olunur gibi makul cevaplar aldım. Benim ki muziplik ya çocuklar, bilemediniz.
Bundan kolay ne var. Gider Fazilet Partisine üye olursunuz. Böylece faziletli olursunuz
dedim. Bunu dedikten sonra öğrencilerin gülmesini bekledim. Adı üzerinde bir espri
yapmıştım. Ama kimse gülmedi. Esprinin en kötüsü de yaptığın esprinin anlaşılmaması
idi. Tüm sınıf dut yemiş, bülbüle döndü. Suratlar asıldı. Olmaz, olamaz böyle diyerek
kendi aralarında homurdanmalar başladı. Arka sıradan bir öğrenci, arkadaşlar, hocamız
şaka yaptı diyerek imdadıma yetişti. İmdadıma yetişse de zaten bu şakaydı dedikten
sonra mizahın bir anlamı kalmazdı. “Böyle espri mi olur dediler bu sefer.
Not: 2002-2004 yıllarında
bu dersi işlemiştim. O yıllarda üye olmak istense de zaten böyle bir parti yoktu.
Çünkü 2000’den önce bu parti kapatılmıştı. Kapatılmasa, böyle bir partinin adını
niye telaffuz edeyim ki. Zaten aktif olsa da lise öğrencilerinin gidip bir partiye
üye olmaları söz konusu bile değildi. Çalıştığım bu okul çok kozmopolit bir okuldu.
Hepsi olmasa da okulun önemli bir oranı branşımdan dolayı bana önyargılıydı. Dersime de
öyle. Din Kültürü öğretmeni misin? Karşısında bile olsan herkes siyasi yönden bir
gelenekten gelen partilere bizi yamardı. Yani kurtarır tarafımız yoktu.
Bu durumu Alevi olduğunu
gizlemeyen okulumuzun memuruna dert yandım. Öğrenciler branşımdan dolayı bana önyargılı
dedim. Kabul etmedi. Bu okulda sevilen bir öğretmensin. Herkes senin çoğu Din Kültürü
öğretmeninden farklı biri olduğunu bilir ve değer verir dedi. Dur o zaman sınıfta
yaptığım espriyi bir de sana yapayım, bakalım nasıl bir tepki vereceksin dedim.
Nasıl faziletli olunur un cevabını, FP’ye üye olursan, faziletli olursun dedim.
Katıla katıla güldü. Ne güzel bir espri dedi. Abi, sen bunun espri olduğunu anladın
da bana önyargılarından dolayı bu espri sınıfta karşılık bulmadı dedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder