Sen ne işe yaradın?
Bektaşi ile hacı, Osmanlı zamanında ramazanda içki içerken
yakalanırlar. Kadı yaptıklarının cezasının ne olduğunu bilip bilmediklerini
sorar bunlara. Hacı af diler şeytana uyduk kadı efendi der ve hacıya idam
cezası verir. Bektaşi’ye sıra gelir ve der ki Kadı efendi, ben gayri-müslimim,
bana oruç farz değil der. Kadı Bektaşi’yi serbest bırakır. Bektaşi kadıya
sorar: Kadı efendi ben de şehadet getirsem de Müslüman olsam, arkadaşımı
da bağışlar mısın? Kadı efendi düşünür gavuru Müslüman yapmanın ona sağlayacağı
sevabı hesap eder ve hacıyı da affeder.
Kadının huzurundan ayrıldıktan sonra hoca şaşırarak Bektaşi’ye
sorar: Sen ne biçim adamsın be bir dinli oluyorsun bir dinsiz. Sende
iman yok mu bire münafık, deyip azarlar. Bektaşi: Gavur oldum
kendimi, Müslüman oldum seni kurtardım. Peki sen ne işe yaradın?
Nabza Göre Şerbet
Abraham Libemovitz sınıfındaki tek Yahudi öğrenciydi. Ne iyi ki
yaşadığı şehir nezih bir yerdi ve ırkçılık gibi sorunlar yoktu. Bir gün sınıfta
öğretmen şöyle bir soru sordu:
“Evet çocuklar, dünyada gelmiş geçmiş en büyük insan kimdir? Bilene 20 dolar
vereceğim”. Bütün çocuklar tahmin etmeye başladı. Biri "George Washington!
Çünkü ulusumuzun babasıdır." dedi. Başka biri "Abraham Lincoln çünkü
köleliği kaldırdı.", bir diğeri; "Jan Dark Fransa’yı kurtardı".
Fakat öğretmen bu cevapları kabul etmemiş. Bu sırada Abraham parmak kaldırmış.
Öğretmen sormuş; "Evet Abraham, sence dünyada gelmiş geçmiş en büyük insan
kimdir?". “Nasıralı İsa” der.
“Bravo
Abraham! Aferin, gel al 20 dolarını.
Dersten sonra cevaptan çok memnun kalmış olan öğretmen Abraham’a neden İsa
cevabını verdiğini sordu.
“Öğretmenim, aslına bakarsanız bence dünyadan gelmiş geçmiş en büyük insan
Musa’dır ama..., iş iştir.
Tedbirin böylesi
Papaz ölmek üzere olan adamın üzerine eğilerek, 'Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini
lanetle' der.
Ancak
adamdan ses çıkmaz.
Papaz isteğini bir kez daha tekrarlar, ama hastanın sessizliği sürer.
Sonunda
papaz kızgın bir ifadeyle; 'Neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyorsun, bre
gafil?' diye sorunca adam halsizce karşılık verir: 'Nereye gideceğim belli
olmadan kimse hakkında kötü konuşmak istemiyorum.'
Kayıp oğul
Hz. İsa bir gün yolda perişan bir adama rastlamış. Derdini anlamak için sormuş, neyin var diye. Adam, aman sorma demiş. Oğlumu kaybettim onu arıyorum. İsa, peki oğlunun ne gibi özellikleri var diye sormuş. Adam, ellerinde ve ayaklarında çivi delikleri vardı demiş. İsa, şok olmuş ve adama sarılıp haykırmış: Baba! Adam da İsa'ya sarılmış.
Yorumlar
Yorum Gönder