22 Ocak 2023 Pazar

Kutsallara Saldıranlara Ne Yapalım?

İster hak ister batıl hangi din ve inanca sahip olursa olsun, tüm din ve inançlar, o inanç sahiplerine göre doğrudur. Çünkü tüm inançlar kutsaldır ve dokunulamaz. O yüzden tüm inançlar saygı göstermeyi gerektirir, saldırıyı değil. 

Kim başkasının inançlarına saldırırsa, yaptığı edepsizliktir, had bilmezliktir, cami duvarına işemektir.

Buna rağmen kutsallara saldıran çıkmıyor mu? Çıkıyor. 

Bu tipler nasıl bir psikoloji taşıyor? Hasta ruhludur ve kendiyle barışık değildir. 

Niçin saldırıyorlar? Meşhur olmak ve dikkat çekmek için. 

Bunları ya da bunlara ne yapmak lazım? Böylelerine verilebilecek en büyük ceza, yaptığı saldırıyı gündeme getirmemektir. Basında hiçbir şekilde yer almamasını sağlamaktır. Saldırıyı gerçekleştirirken yapma, vazgeçme dememektir. Saldırı esnasında seyir için toplanacak kalabalıkları o mıntıkadan uzaklaştırmaktır. TV'ler vermezse, gazetelerde haber olmazsa, önüne mikrofon uzatılmazsa, video çekimi ve canlı yayın yapılmazsa, inanın kafasına koyduğu saldırıyı yapmaktan vazgeçer. Kısaca o kişiyi yokluğa mahkum etmek lazım. Bence bu ceza yöntemi çok etkili olur. 

Şu anlatacağım hikaye bu tipleri daha iyi anlatır. Adamın biri meşhur olmak ister. Ne kadar uğraştıysa da dikkat çekmeyi bir türlü beceremez. Ama içinde meşhur olamadım ezikliğini hep taşır. 

Bir gün padişahın katılacağı bir töreni fırsat bilir. Halkı selamlayan padişah, yerine geçerken bu şöhret budalası, meydana koşarak, "Padişahım" diye seslenir. Padişah kim bu densiz dercesine geriye dönüp bakar. Tam bu esnada padişahın yüzüne tükürür. Yaptığı bu densizlik tarihe padişahın yüzüne tüküren adam diye geçer. Tükürüğüyle meşhur olan, tüm yeteneği bu olan bu kişinin sonu ne olmuştur, bilmiyorum ama öyle zannediyorum, şöhret olmanın bedeli kellesinin vurulması olmuştur. 

Diyelim ki kutsallara saygısızlık yapanı yokluğa mahkum etmedik. Basın yoluyla herkese ve tüm dünyaya duyurduk. Bu durumda ne yapılmalı? Adı üzerinde bir ruh hastasıyla karşı karşıyayız. Soğukkanlılığı elden bırakmamak ve provokasyona gelmemek gerek. Ağzı bozmadan, edebince tepki göstermek gerek. Kem söz sahibine ait deyip söz ve yapılanı kendisine iade etmektir. Ötesi ve fazlası bu tiplerin ekmeğine yağ sürmektir. Cami duvarına işeyen böylelerini yola getirmek mümkün olmadığına göre kendimize dönüp kendimizi sorgulamamızda fayda var. Biz ne yaptık? Saldıran başkası demeyelim. Evet saldıran o ama belki de böylelerine kendi kutsalımızı anlatamadık belki de güzel örnek olamadık diye düşünmek lazım.

Ha böylelerinin yaptığı yanına kar mı kalmalı? Güvenlik kuvvetleri ve o ülkenin yargısı gerekli kovuşturmayı yapıp gerekli cezayı vermeli. Sessiz sedasız cezasını çekmeli ve akabinde bazı haklardan mahrum edilmeli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder