Kendisiyle yüzleşmez.
Kendisine çekidüzen vermez.
Kendisiyle mücadele etmez.
Çünkü kendisinde hiç hata ve eksiklik yoktur. Ne kadar eksiklik varsa hep karşı
taraftadır.
Girer bir maceraya. Çünkü iyi bir
maceraperesttir. Ama girdiği bu macera boşa kürek çeken bir macera olmamalı.
Tuttuğunu koparmalı. Bu yüzden gücünün yettiğine sataşır.
Bunun için de iyi bir istihbarata
sahip olması gerek. Çünkü her ne kadar mükemmel biri olsa da bu kadar iş gücün
arasında hangi birini kendisi yapsın.
Gönüllü ispiyoncu da bir şekil
bulunur.
Gelen istihbaratı değerlendirip
gücünün yettiği zayıf birini buldu mu, mutluluğuna diyecek yoktur. Çünkü bu,
onun için çocuk oyuncağıdır.
Sıra geldi kavgaya. Zira içindeki
kendisiyle olan kavgasını birine yıkmalı. Dünyadaki tüm vekalet savaşları da
böyle değil mi?
O yüzden yerinde bir başına durmaz.
İçindeki kavgayı bir başkasına boşaltması lazım. Lazım olan gerekçeler bir
şekil bulunur. Nasılsa her yerde suyunu bulandıran birileri çıkar.
Başkasında suç bulmalı ki onu
rahatsız etmeli. Bundan da geçici haz almalı.
Tüm bunlar yeterli mi? Değil elbet.
Çünkü geçici haz dediğin anlık bir huzurdur. Daha da üzerine gitmelidir.
Onu düşman bellemeli. Ona kin
duymalıdır.
İnat ve kininden hiç ödün
vermemelidir.
Üzerine gittikçe gitmeli ki hep
savunmada kalsın. Zira o kendini savundukça hep hata yapacaktır. Bu hataları da
ganimet bilir kendiyle kavgalı olan. Çünkü içini huzursuz eden problemin
kaynağını bulmuştur. Onunla oynayacak ki içini teskin edebilsin.
Bu yol ve yöntemle kaç kişinin kellesini alırsa, mutluluğuna
diyecek olmaz. Daha ne ister Allah’tan. Bu dünyaya mutlu olmak için gelmedi mi zaten?
Bu huzur için tek ve hep yapacağı da kendi huzur ve mutluluğu
için başkasının huzurunu kaçırmaktır. Bunu da fazlasıyla yapıyor zaten. Bu yüzden
ne kadar şükretse azdır.
Tüm bunları yaparken küllenmiş vicdanı uyanıp kendisini rahatsız
etmeye başlarsa, o zaman yapacağı, tüm yaptıklarına destek aramak ve onlardan güzel
sözler duymak ve haklı olduğunu söylemeleri için yanına birilerini çekmek. Bu da
kendisi için çok kolay. Zira elinde dedikodu gibi bir silahı var. Hangi birimiz
böyle dertli olan birinin derdine ortak olmak istemeyiz ki. Yapılacak tek şey tek
taraflı yargılamak. Bu da bizim işimiz.
Yorumlar
Yorum Gönder