Yüzüne
karşı öveceksin.
Aynı zamanda alkışlayacaksın.
Alkışla da yetinmeyip tezahürat
yapacaksın.
Övgünü ve sevgini şehir efsanesi
olacak şekilde eşin ve dostuna anlatacaksın. İlanı aşkını dost düşmana
duyuracaksın.
Analar daha böylesini doğurmadı
diyeceksin.
Kırıp dökse dahi pazara kadar
değil, mezara kadar hep seninleyim diyeceksin.
Ölümüne savunacaksın.
Dostunu dost, düşmanını düşman
belleyeceksin. Yeter ki gösterdiği hedefi değil, hedef gösterdiği parmağına
bakmalısın.
Kişiliğine ve mizacına ters bir
hareket yapsa dahi "Haspaya yakışıyor" diyeceksin.
Ömrümü benden alıp ona versin
diyeceksin.
Şeksiz şüphesiz her şeyiyle o kadar
öveceksin ki o bile "Ben neymişim be", var bende bir şey
diyecek.
Biriyle bozuşsa iyi yaptı; barışsa,
iyi yaptı diyeceksin.
Bazen övgüde aciz kaldığın zaman
rakiplerini kötüleyeceksin.
Yağmur yağarken ıslanmayasın diye
verdiği şemsiyeyi hiç unutmayacaksın. Bu iyiliği her zaman, her yerde, herkese
anlatmalısın ve minnetini ifade edeceksin. Düşünsene o şemsiye olmasaydı, halin
nice olurdu. Bu diyet borcunu bir başkası aya gitse de hayatın boyunca öde,
hatırla ve unutma. Gerekirse sırtına bindir, onu taşı.
Gidişat iyi olmazsa, bu gidişatı
eskiyle kıyaslayacaksın. Eskiden daha kötüydük diyeceksin.
İyilik ve güzellikleri ona,
kötülükleri ise başkasına mal edeceksin.
Acaba bir başkası daha iyi yapar mı
şeklinde nefsinin iğvasına kapılmayacaksın. Asla kendini
sorgulamayacaksın.
Kendisine karşı övgüde, başkasına
sövgüde sınır tanımayacaksın.
Yaptığı
her şeye sesini çıkarmayacaksın. Bununla da yetinmeyip yaşa, var ol, ne güzel
yaptın diye alkışlayacaksın.
Bunun gibisi gelmedi, analar
böylesini doğurmadı diyeceksin.
Yaptığı çelişkiyi görmezden gelip
yapılanı savunacaksın. Hayatın gerçeği bu. Hangi birimiz yapmıyor bunu diyeceksin.
Yanıp bitsen de hiç ah, vah demeyeceksin. Kendim ettim, kendim buldum demeyeceksin. Haline daima şükretmelisin. Başa gelenler Allah vergisi diyeceksin. Gülü severken dikenine katlanacaksın...
Yorumlar
Yorum Gönder