Bir zamanlar aynı duygu ve düşüncelere, aynı din ve dünya
görüşüne, aynı siyasi bakış açısına sahip olduğum insanlar vardı. Bunlarla bir
araya geldiğimizde konuşacak o kadar konumuz olurdu. Konuş konuş bitmezdi.
Birimiz bırakır diğeri konuşurdu.
Aşağı yukarı hep aynı düşünürdük. Olup bitenleri orta yere
döker, bu sorunların nasıl giderileceğine dair görüşler serdederdik.
Güzel önerilerimiz vardı. Ama imkan, güç ve kuvvet bizde
değildi. Ah, güç bizde olsaydı da nasıl yaşanabilir bir ülke ve dünya
oluştururduk. Üstelik doğruluk, dürüstlük, çalıp çırpmama, yetimin hakkını
koruma, devlet malını har vurup harman savurmama, çalışma bizde vardı.
Devran döndü, nöbet bize tevdi
edildi. Zihniyetimiz iktidar oldu. Her makam ve mevkide bizler vardık. Belli
bir süre iyi çalıştık. Dost düşman gıpta etti bize. Birçok mağduriyetler
giderildi, yapılmayanlar yapıldı.
Devran böyle gidecek, daha iyi
günler ve yaşanabilir bir ülke bizi bekliyor, daha yapacak çok şeyimiz var
derken zirvede kendimizi yenileyememeye, bol kendimizi tekrar etmeye başladık.
Bu tekrar, patinajmış. Bu patinaj bizi ileriye değil, gerisin geriye götürmeye
başladı.
Geri gidiyoruz. Çünkü yanlış yapıyoruz diyene kimse
aldırmadığı gibi böyle diyenler düşman bellendi. Ne öneri dinliyoruz ne de
eleştiriye geliyoruz. Kim ağzını açarsa hurra saldırıyoruz ve yerin dibine
sokuyoruz. Onları nankör, hain ve satılmış ilan ediyoruz. FETÖ ağzıyla konuşuyor
diyoruz.
Geldiğimiz noktada adaletsizlik
bizde, ahbap-çavuşu ilişkisi bizde, israf bizde, Yağma Hasan’ın böreği bizde, korku
salma bizde, had bildirme bizde, dini kullanma bizde, slogan ve hamaset bizde, algıyı
olgu kabul etme ve bununla yaşama bizde, yalan-talan bizde, U dönüşü bizde, torpil
bizde, kayırıp kollama bizde, çelişki bizde, ağzı bozma bizde, hakaret bizde, savunduğumuz
değerleri yok etme bizde, yapacaklarımızın ziyade kötüleme bizde, kokuşmuşluk, kibir,
tepeden bakma, dini istismar bizde, değerlerin içini boşaltma bizde, her şeyi berbat etme bizde...
Bu eleştirilere en makul yaklaşan da “Bunu herkes yapıyor” diyor.
İyi de hani biz yapmayacaktık, o zaman ne farkımız kaldı onlardan dediğinde “Öbürleri
gelsin de gör gününü” diyor bu sefer.
Bugün itibariyle -hoş nicedir böyle- bizim mayamız da aynıymış,
kumaşımız bozukmuş, yokmuş aslında bir farkımız diyorum. Üzerine bir de savunduğumuz
değerlerin içini boşalttık. Bize güvenenlerin güven ve itimadını da yok ettik. Kısaca
intihar ettik intihar.
Bu duruma düşmemize hiç başkasına kızmayalım. Zira hepsi kendi
yapıp ettiklerimizdir.
Hala ayakta duruyorsak hala güçlüysek –buna ayakta durma denirse- bu bizim başarımız değil, başkalarının beceriksizliğidir. 13.08.2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder