Fazla merak iyi
olmasa da yerinde ve zamanında merak insanın bilgisine bilgi katarak kişinin
bilgi dağarcığı da bu şekilde neşvünema bulur. Hasılı merak iyidir ve
öğrenmenin başıdır.
Merakı yazarken
acaba bende ne tür bir merak var diye düşündüm. Herhangi bir alana dair içimde
şu alana senin merakın var hissi uyanmadı. Demek ki meraksız biriyim. Bu
demektir ki öğrenmede gözüm yok.
Araba konusunda da
çoğu kimsede bir merak olmasına rağmen hiç merakım olmadı. Şu kimsenin aldığı
araç hangi marka, kaç model diye hiç ilgi duymadım. O yüzden araba ve ben
birbirimize iki yabancıyız.
Arabaya yabancı
olsam da bir araba al, ayağını yerden kessin diyen eksik olmadı etrafımda.
Böyle diyenlere de pek kulak vermedim. Üstelik benim gibi evini güç bela
geçirirken biri için araba almak hayaldi.
Araba almam hayal
olsa da araba sürmeyi bilmesem de bir ehliyet alayım. Kenarda dursun dedim.
Nasılsa kolaydı ehliyet almak. Bastırıyorsun parayı, gönderiyorsun fotoğrafı.
Adresine geliyordu ehliyet.
Devlet benim ehliyet
alacağımı duymuş olmalı ki sürücü kurslarına sıkı bir denetim getirdi. Ben de
bunu müracaat yaptıktan sonra öğrendim. Teori kursuna katılma zorunluluğu
getirilmiş. Sınavlarda da yardım edilmeyecekmiş. Benim için önemli değildi.
Girdim olmadı. Zaten kullanacak da değildim.
Bir hafta sonum var,
iyi bir dinleneyim derken kursa katılım zorunlu olduğundan hafta sonu soluğu
sürücü kursunda aldım. İlk yardım, motor ve trafik dersi alıyorum durmadan.
Milli eğitim müdürü de her gün yoklama almaya geliyor.
Ders esnasında kim
var, kim yok dercesine başımı çevirip arkaya baktım. Son sınıfta dersine
girdiğim öğrencimle göz göze geldim. Hemen kendime çekidüzen verdim. Macera
için geldiğim bu kursu ciddiye almalıydım. Öğrencim sınavı geçer de kalırsam,
olmayan karizmamı okulda çizdirme durumum söz konusuydu.
Kursiyerler için
verilen kitapçığı, çıkmış sorulara varıncaya kadar okudum. İlk yardım ve trafik
neyse de motor bana göre değildi. Bujidir, diferansiyeldir, şasedir...okuyorum
ama ne olduğunu bilmediğim, görsem mertek sandığım bu parçaları ve işlevlerini
ne işe yarayacaksa okudum. Bununla beraber her derste de kursun sahibi Arif
Bey'in, arkadaşlar, aman çalışın, yardım yok, sınav çok ciddi sözlerini de
ezberledim.
Sınav günü geldi.
Yapıyoruz sessizce. Kendimden emin bir şekilde erkenden yapıp bitirdim. Kağıdı
vermek için kalktığımda, soruların cevapları geldi. Görevli sırayla okumaya
başladı. Bir söylediğini de ikinci kez tekrarlamayacaktı. O değilden yerime
çöktüm. Bakalım nasıl yapmışım dercesine kontrol ettim. İlk yardımdan ilk
sorunun cevabı dışında tüm seçeneklerim cevap anahtarı idi. İlk sorunun cevabı
yanlış dedim. Görevli, bana gelen böyle dedi. Yaptığım hiçbir seçeneği
değiştirmeden kağıdımı verip çıktım.
Sonuçlar açıklanınca
ilk yardımdan 100, trafikten 98, motordan da 90 ila 94 arası bir puan aldım. Bileğimin
hakkıyla aldığım bu teori sınav puanına sevindim elbet. Beni buna iten öğrencim
Ömer’den başkası değildi.
Sıra geldi
direksiyon sınavına. Arabam ve beni eğitim pistine götürecek kimse olmadığı
için sürücü kursu sahibi Arif Bey'in arabasına bindim. Sınavda bize puan
verecek hocalar da bizim arabada idi.
Yolda giderken Arif
Hocam, arabanın direksiyonu hangisiydi dedim. O da ne çabuk unuttun hocam
diyerek vites kutusunu gösterdi.
Piste varmıştık ki
daha hocalar görmeden, kimse araca binmeden polis, bir aracın üstünde gelene
imzayı attırıp gönderiyor. Beni gören polis, adımı sorup gel imzanı at, git
dedi. Tam imza için yeltenmiştim ki aynı araçta gelen hocalar, daha araba
sürmeyi bilmeyenler var, ne imzası attırıyorsun memur bey deyince herkes dura
kaldı. Ama gelene imza attırdım dedi polis. Hocaların yüzüne baktım. Sizin
derdiniz benimle dedim. Binin süreyim, ver Arif hocam şu aracı dedim. Öyle
deyince yanıma bindiler. Bereket Arif hocanın emektar Broadway'ına (lütfen,
yazıldığı gibi okuyun. Kulakları çınlasın Arif hocam, Brodvey demezdi, Broadway
şeklinde benim gibi yazıldığı gibi okurdu.) bu pistte birkaç sürüş yapmıştım.
Yanımda hocalar olduğu halde pisti turlayıp geldim. Tamam mı dedim. Tamam
dediler ve bir trafik canavarı olmadığıma kanaat getirdiler. Mübarekler, şakasından
sorduğum direksiyon hangisiydi soruma işkillenmişlerdi. Neyse düz kontak dediklerinin
örneği bu iki hocamdı.
Uzatmayayım diyeceğim ama gördüğünüz gibi bir ehliyet yazım sayfayı doldurdu. Anlayacağınız B sınıfı ehliyete böyle sahip oldum. Şimdi sıra geldi araba almaya.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder