10 Aralık 2022 Cumartesi

Kalıbının Hakkını Vermek

Oğlum, kulağını aç, beni iyi dinle. Biliyorum, yönetici olmak için can atıyorsun. bana kalırsa olma derim. Çünkü yöneticilik demek sorumluluk demektir. Sorumluluk ise insanı yer bitirir. Herkes işi bitince çeker gider. Sen ise mesaiden sonra da olup bitenlerden sorumlusun. En ufak bir sıkıntı gelir seni bulur. Gerçi ben ne desem de sen dediğimi yapmayacak ve yönetici olmak için var gücünle uğraşacaksın. Madem çok istiyorsun. O zaman sayısı çok olan yöneticilikleri tercih etme. Olacaksan, bir yerde bir bölge bir muhit bir yerleşim yerinde tek sorumlu olacak bir yöneticiliği tercih et. Buna eyvallah derim.

Niye dersen, kısaca anlatayım. Bulunduğun yerin tek kelek keseni olursun. Emrinde yüzlerce çalışan olur. Bol bol emir ve talimatlar verirsin. İster asar ister kesersin.  Sorgulanmazsın, sorgularsın. Kimse bu da nereden çıktı diyemez. Çünkü sözün emirdir. Yerine getirilmemesinin bir bedeli vardır. Kim bunu göze alabilir. Gözünün tutmadığına inceleme ve soruşturma başlat. Hanya'yı Konya'yı görsün.

Devletin bütün imkanları elinde olur. Tüm bu imkanları deniz bil. İtibardan tasarruf olmaz düşüncesiyle her şeyi har vur, harman savur. Zira harca harca bitmez. Kafanın estiği gibi takıl.

Devletin hem kendisinin hem de senin itibarını korumak için altına tahsis ettiği aracın tam hakkını ver. Sabahtan akşama bin dur. Şoförüne sür şuraya denen yeterli. Gittiğin yere bir daha bir daha git. Sağ, bayır, dere, tepe her yer senin nasılsa. Korkma buralara gitmekten. Seni canından fazla koruyan korumaların var nasılsa. Gittiğin yerde aklına geleni söyle. Statünden dolayı kimse sözünün üzerine söz söyleyemez.

Çok rahat edebilmek için sırtını güce yasla. Onlarla birlikte çalış. Onlarla anlalabilmek için kazan kazan politikasını uygula. Onlara ver ki onlardan da alabilesin. Onların nefret ettiğinden sen de nefret et. Onların eziyet etmek isteğine sen de eziyet et.

Her yerde yerden bitme gibi bitmek istiyorsan, evlenme gafletinde bulunma. Çünkü ayakbağı olur.

Biliyorum uykuyu sevmez, yalnız kalmaktan hoşlanmazsın. Bu yüzden evde fazla durma. Evi sadece otel gibi kullan. Günün hepsini işinde geçir. Hatta kahvaltını bile mesai saatleri içerisinde öğleye doğru makamında yap. Emrinde çalışanlarının kuş sütü hariç hazır ettiği kahvaltı ile karnını iyice doyur.

Kafan esti mi, herkes mesaide iken gözüne kestirdiğin, sana saygıda kusur etmeyen personelinden seçtiklerinle doğa yürüyüşüne çık. Onlar yürümeyi severmiş, sevmezmiş, dairesinde işi varmış, yokmuş, onları bekleyen varmış, dairenin işi aksarmış... hiç önemli değil. Haydi çıkıyoruz demen yeterli. Onların mutluluğu seni mutlu etmekten geçer. Hangi biri işim var diyecek sana.

Yürü yürü yürü. Kim tutar seni oralarda? Hangi biri yoruldum diyecek sana. İyice yorulduktan sonra otel gibi kullandığın evine gir. Yorgunluktan yatağa gir, hemen uyu. Uyumazsan yalnızlık seni yer bitirir. Ben ne yapıyorum dedirtir insana.

Sözün özü, günlerin ve gecelerin hareketli geçsin. Bir başına kalmamak için daima koştur. Yalnız kalırsan içindeki kendi kavganla başa çıkamazsın. Gittiğin yerlere huzurun "h" sini verme. Zira huzursuzluk çıkarmak senden ayrılmaz bir karekterindir. Her nerede olursan ol, bu özelliğini hiç unutma. Yaptıkça zevk aldığın bu karekterinin hakkını ver. Bir de gittiğin ve konuştuğun her yerde düşman bellediğin kişiler hakkında aciz insanlar gibi dedikodular yap. Bu konuda sana destek verenleri dost, destek olmayanları kara listeye al. Yanına aldıklarına iyilik perisi görüntüsü verirken karşına aldıklarına dünyayı zindan et. Hasılı herkes senden konuşsun ki şanın yürüsün. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder